İstanbul Eindhoven
SALTVanAbbe
89'dan Sonra

Sanatçı Biyografileri

Eija-Liisa Ahtila


(1959, Hämeenlinna doğumlu. Helsinki’de yaşıyor ve çalışıyor.)

Fotoğrafçı, film yapımcısı ve video sanatçısı Eija-Liisa Ahtila’nın imge, anlatı ve dile yönelik ilgisi, özellikle “insan dramaları” olarak nitelediği işlerinde ortaya çıkar. Ahtila, seçtiği mecranın dekonstrüksiyonuyla sinematik yanılsama ile hikâye anlatımının arka planını açığa çıkarır; bellek, kimlik inşası, cinsellik ve insan ilişkilerini sorgular.

Ahtila, aralarında DAAD Bursu (1999), 48. Venedik Bienali’nde Mansiyon (1999) ve Artes Mundi Ödülü’nün (2006) bulunduğu çok sayıda burs ve ödül kazandı. The Art Institute of Chicago (2011); K21, Düsseldorf (2008); Museum of Modern Art, New York (2006); Tate Modern, Londra (2002); Museum Fridericianum, Kassel (1998) gibi kurumlarda kişisel sergiler açtı. Ayrıca, İstanbul Modern (2007, 1997); Venedik Bienali (2005, 1999, 1997); Museum of Contemporary Art, Helsinki (2003); Documenta 11, Kassel (2002) ve Van Abbemuseum, Eindhoven’da (1999, 1997) işleri sergilendi.


Abdellatif Benfaidoul


(1974, Fas doğumlu. Fas ve Hollanda’da yaşıyor ve çalışıyor.)

Video sanatçısı, yapımcı ve küratör Abdellatif Benfaidoul, aynı zamanda Arab Media Lab projesinin kurucusudur. Film ve video alanındaki yüksek lisans eğitimini, Amsterdam’daki Rijksakademie van beeldende kunsten’de tamamladı. 2002’de ZKM’nin uluslararası sanat ödülüne aday gösterilen Juxtaposition (2001) gibi pek çok kısa ve deneysel film yaptı.

Hâlen Amsterdam Film Festivali’nde Kuzey Afrika filmleri programının yürütücüsü ve eş kuruculuğunu yaptığı Taleb Cherche Midi-Vieokaravaan adlı girişimde yapımcı olarak çalışmaktadır. Bu girişim kapsamında şimdiye dek 30 kısa film üreterek, Fas’ta bir dijital film platformu oluşmasını sağlamıştır. Benfaidoul, etrafında olan biteni eserlerinin konusu olarak kabul eder ve “gerçeklik hakkında konuşmanın ya da gerçekliği göstermenin bizzat gerçekliğin kendisinden daha gerçek” olduğuna inanır.


Stanley Brouwn


(1935, Paramaribo doğumlu)

Stanley Brouwn’un sanat kariyeri, 1960’lı yılların Amsterdam’ında, şehrin sanat ortamı yoğun bir biçimde Fluxus hareketinin etkisi altındayken başladı. Brouwn, hâlen belli bir kavramsal sanat anlayışına, özellikle Kavramsalcılık’ın ölçü fikri ile ilgili takıntısına sıkı sıkı bağlı kalmaya devam etmektedir. Ölçünün şiiri, ölçünün gerçekliği temsil etmek için nasıl kullanıldığı ve özellikle kendi bedeni ve başkalarının bedenlerinin ölçümleriyle ilgilenen sanatçı, işlerinde genellikle kendi boyunun uzunluğuna, adımının ölçüsüne, bir şehirde dolaşırken izlediği güzergâha göndermelerde bulunur. Kendisi ve işleri hakkında son derece ketum davranmayı tercih eder; neredeyse 40 yıldır işlerinin fotoğraflanmasına ve medyada yer almasına karşı çıkmaktadır.

Brouwn’un işleri, MoMA, New York (2009); S.M.A.K., Ghent (2001) ve Witte de With, Rotterdam’da (1994) sergilenmiş; FRAC Lorraine, Metz; Van Abbemuseum, Eindhoven; The Walker Art Center, Minneapolis gibi uluslararası kurumların koleksiyonlarına dâhil edilmiştir.


Rineke Dijkstra


(1959, Sittard doğumlu. Amsterdam’da yaşıyor ve çalışıyor.)

Rineke Dijsktra’nın fotoğraf ve videoları, öznelerini, genellikle ergenlikten yetişkinlik döneminin başlangıcına geçiş gibi, hayatlarının bir dönüm noktasındayken izleyiciye aktarıyor. 1990’ların başından bu yana Dijkstra, büyük format fotoğraf makineleri ile çalışıyor ve renkli portre serilerine odaklanıyor. Ergen yaşlardaki çocukları Ukrayna’dan ABD’ye çeşitli sahillerde, basit ancak bir arka plan olarak yoğun bir sembolik öneme sahip okyanusların önünde, mayolarıyla fotoğrafladığı Beaches (1992-1996) serisi ile uluslararası çapta ilgi topladı. O dönemden itibaren, geçiş süreçlerindeki insanlar, işlerinin ana izleklerinden birini teşkil ediyor.

Dijkstra’nın işleri, The Museum of Modern Art, New York (2006); Orange County Museum of Art, Aspen Museum of Art (2006-2003); Guggenheim Museum, Bilbao (2004); The Art Institute of Chicago (2001) ve Museum Boymansvan Beuningen in Rotterdam’da (1998) gösterildi. Aralarında, International Center for Photography’nin düzenlediği New York Fotoğraf ve Video Trienali (2003); Venedik Bienali (2001, 1997); Torino Uluslararası Fotoğraf Bienali (1999) ve São Paulo Bienali’nin (1998) bulunduğu birçok uluslararası sergiye katıldı.


Marlene Dumas


(1953, Cape Town doğumlu. Amsterdam’da yaşıyor ve çalışıyor.)

Marlene Dumas, genellikle dergi ya da gazetelerden yırtılmış görseller ve kişisel fotoğraflar gibi fotografik malzemelerle çalışır. Resimlerinde, nü ya da cenaze portreleri gibi Batı sanatındaki klasik temsil biçimlerinden esinlenir. Bu geleneksel ve tarihi öncüllerin sınırlarında çalışan ve ayrıca bu sınırları ihlal eden sanatçı, insan figürünü ırksal, cinsel ve toplumsal kimliğe dair güncel fikirlere yönelik bir eleştiri aracı olarak kullanır. Dumas’nın griler, maviler ve kırmızılar içindeki tipik portreleri, öznelerini özgün bağlamlarından koparır ve onları belirleyici niteliklerinden arındırır. İnsan figürü odağı üzerinden, sosyopolitik izlekler ile kişisel deneyimlerini ve sanat tarihinden öncülleri kaynaştırarak, güncel toplumun yüzleştiği en çarpıcı ve tartışmalı konulara benzersiz perspektifler getirir. İşleri tutarlı bir biçimde, kimlik inşası ile özel ve kamusal olan arasındaki değişken ayrımı irdeler.

Dumas’nın işleri, 2008’de Measuring Your Own Grave adlı, eleştirmenlerin beğenisini kazanan bir retrospektif ile sunuldu. Museum of Contemporary Art, Los Angeles’ta açılan sergi, ardından 2009’da The Museum of Modern Art, New York ve The Menil Collection, Houston, Texas’ta yer aldı. Sanatçının Güney Afrika’daki ilk kişisel sergisi olan Marlene Dumas: Intimate Relations, 2007’de Iziko South African National Gallery, Cape Town’da; 2008’de ise, Standard Bank Gallery, Johannesburg’ta açıldı. Dumas, geçen 10 yıl içerisinde Museum Kunstpalast, Düsseldorf (2008); The Museum of Contemporary Art, Tokyo (2007); Taidehalli, Helsinki (2005); The Art Institute of Chicago (2003); New Museum, New York (2002); De Pont Museum of Contemporary Art, Tilburg (2002); The Institute of Contemporary Art, Boston’da (2001) kişisel sergiler düzenledi. Venedik Bienali (2005, 2003, 1995); Documenta IX, Kassel (1992) ve São Paulo Bienali (1985) gibi birçok uluslararası sergiye katıldı.


Cevdet Erek


(1974, İstanbul doğumlu. İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor.)

Sanatçı ve müzisyen Cevdet Erek, mekânları ve durumları sürekli yeniden oluşturan işler yapar. Video, zaman bazlı enstalasyon ve performans olarak şekillenen işleri ses, ritm, kurulan veya ödünç alınan mimari unsurlar, grafik çizimler ve hazır formları içerir. Mimar, yönetmen, koreograf ve yazarlarla iş birlikleri yapan Erek, aynı zaman avangart rock grubu Nekropsi’nin kurucularındandır.

SALT Beyoğlu’nda sergilenen Studio (2005) ile Amsterdam’daki Rijksakademie vbk misafir sanatçı programında Uriot Ödülü’nü alan Erek’in işleri, aralarında İstanbul Bienali (2011, 2005); Tate Modern, Londra (2011); MASS MoCA, Massachusetts (2011); Arter, İstanbul (2010), Home Works V, Beyrut (2010); Stedelijk Museum, Amsterdam’ın bulunduğu (2006) sergi ve kurumlarda izlenime sunuldu. Week adlı kişisel sergisi, 4 Mart 2012 tarihine kadar İsviçre’deki Kunsthalle Basel’de görülebilir.


İnci Eviner


(1956, Polatlı doğumlu. İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor.)

İnci Eviner, desen, video, fotoğraf, duvar kağıdı ve enstalasyonlarında, acayip canavarlar, insan figürleri, melez yaratıklar ve sembolik nesnelerden oluşan, garip bilinçaltı tezahürleriyle yüklü görsel bir evren yaratıyor.

Eviner’in kişisel sergilerinin düzenlendiği kurumlar arasında, Musée d’Art Moderne de la Ville de Paris (2011); Musée d’Art Contemporain du Val-de-Marne-Vitry-sur-Seine (2009); Whitechapel Gallery, Londra (2009) ve ARCO Art Fair, Madrid (2008) yer alır. İşleri ayrıca, Bonnier Kunsthall, Stockholm (2010); TBA21, Viyana (2010); Busan Bienali (2010); Philadelphia Museum of Art (2010); Palais des Beaux Arts de Lille (2009); 7. Uluslararası Şanghay Bienali (2008) ve Deutsche Guggenheim, Berlin’de (2007) sergilenmiştir.


Leyla Gediz


(1974, İstanbul doğumlu. İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor.)

Leyla Gediz, doğup büyüdüğü İstanbul’daki hatıra ve deneyimlerinin şekillendirdiği resimleriyle tanınıyor. İlk kişisel sergisini 2002’de İstanbul’da açan ve sonrasında birçok kişisel sergi düzenleyen sanatçının işleri yurtdışında, aralarında Los Angeles’taki Roberts & Tilton Gallery ile Zürih’teki Fabian & Claude Walter’ın yer aldığı kurumlarda sergilendi. 2008-2009 yıllarında İstanbul’da çeşitli sergilerin küratörlüğünü üstlendi. 2010’da Helsinki misafir sanatçı programı HIAP’a katıldı.

Gediz’in Türkiye’de ve yurtdışında katıldığı karma sergiler arasında Last Things, Westfaelischer Kunstverein, Münster (2008); Save As, Bovisa Trienali, Milano (2008); Urban Reality: Focus İstanbul, Martin-Gropius-Bau, Berlin (2005); EindhovenIstanbul, Van Abbemuseum, Eindhoven (2005); Art For…, Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi, İstanbul (2005); Where? / Here?, Turkish Art Today, Saitama Modern Sanat Müzesi, Saitama (2003) ve Egofugal, 7. İstanbul Bienali (2001) sayılabilir.


Douglas Gordon


(1966, Glasgow doğumlu. Berlin ve Glasgow’da yaşıyor ve çalışıyor.)

Douglas Gordon’ın imge ve dil, karanlık ve aydınlık, hakikat ve kurgu ile iyi ve kötü gibi ikiliklerle kurduğu ilişki, izleyiciyi bilişsel düşünce sürecinin irdelendiği sonsuz bir yolculuğa çıkarır. Film, video, fotoğraf, metin ve enstalasyon ile çalışan sanatçı, okuma sürecini ters yüz eder, izleyicinin algısını raydan çıkarır ve dilin yapısını inceler. Ünlü filmler ya da kitlesel medya figürlerini tüketime hazır, zamanı ise somut bir malzeme olarak nitelendirir; izleyicinin belleğinde tahayyül ve anıların arasına sızan işleri çoklu okumalara imkân tanır.

Gordon, 1996’da Turner Ödülü’nü kazandı; ertesi yıl ise, Venedik Bienali’nde Britanya’yı temsil etti. 1997’de Venedik Bienali’nin Premio 2000 Ödülü, 1998’de Solomon R. Guggenheim Museum tarafından verilen Hugo Boss Ödülü ve 2008’de Roswitha Haftmann Ödülü’nün sahibi oldu. İşleri, 2001’de Museum of Contemporary Art, Los Angeles tarafından düzenlenen retrospektif sergide bir araya getirildi; sonrasında bu sergi, Kanada’daki Vancouver Art Gallery, Meksiko’daki Museo Tamayo ve Washington, D.C.’deki Hirshhorn Museum and Sculpture Garden’da yer aldı. 2006’da, Douglas Gordon Superhumanatural, Edinburgh’taki National Galleries of Scotland kompleksinde izlenime sunuldu. Bu, sanatçının 1993 tarihli 24 Hour Psycho’dan bu yana İskoçya’da açtığı ilk büyük kişisel sergi oldu. Tate Britain, Londra (2010); Fundació Joan Miró, Barselona (2006) ve The Museum of Modern Art, New York (2006) gibi kurumların sergilerinde işleri yer aldı. Sanatçı Philippe Parreno ile birlikte yönettiği uzun metrajlı filmi Zidane: A 21st Century Portrait, ilk olarak 2006’da Cannes Film Festivali’nde ve ardından pek çok uluslararası sergi mekânında gösterildi. k.364 adlı işinin galası ise, 2010 Eylül’ünde Venedik Film Festivali’nde yapıldı.


Rodney Graham


(1959, Vancouver doğumlu. Vancouver’da yaşıyor ve çalışıyor.)

Rodney Graham, fotoğraf, film, video ve müzikten heykel, resim ve kitaplara çeşitlilik gösteren entelektüel sanat pratiği ile tanınır. Sanatçı, özellikle Aydınlanma’dan Modernizm’e geçişte türeyen toplumsal ve felsefi sistemleri inceler. Her işinin altında, edebi ve filozofik referanslar ile görsel kinayelerin birleştiği karmaşık bir anlatı barındıran tarihsel bir bağlam vardır. İşleri, temelde yapısal olarak daireseldir, kusursuz ve sonsuz bir döngü içerisinde hareket eder. Tıpkı Graham’ın kurgusal kahramanlarının -bir deniz kazazedesi, bir kovboy, bir şehir züppesi ve bir de onun tam zıttı türden bir köylü adam- anlamlı herhangi bir ifadeye erişmenin olanaksızlığında gereksiz eylem ve jestlerin sonsuz tekrarını yaşadıkları Vexation Island (1997), How I Became a Ramblin’ Man (1999) ve City Self/Country Self (2001) film üçlemesinde olduğu gibi. Graham, mevcut modellerden ödünç aldıklarıyla kendi sistemini oluşturur. Bu sistemin yönelimsizlik, mizah ve absürde dayalı işletim mantığı, yorumlanmasını sağlayacak anahtarın kolayca bulunmasına engel olur.

Sanatçı, Hauser & Wirth, Zürih (2011, 2006, 2003); Museum of Contemporary Art, Barselona (2010); Museum of Contemporary Art, Los Angeles (2004) ve K21, Düsseldorf’da (2003) kişisel sergiler açtı. 2005’te Vancouver Art Gallery tarafından düzenlenen kapsamlı sergisi, Museum of Contemporary Art, Los Angeles’ın yanı sıra Kuzey Amerika’daki birçok sergi mekânında izlenime sunuldu. 1997’de Venedik Bienali’nde (ayrıca bk. 2003) Kanada’yı temsil etti. İşleri, Liverpool Bienali (2008); Whitney Bienali (2006); Centre Pompidou Paris (2005, 2000); Tate Liverpool (2002); Dia Centre for the Arts, New York (2001, 2000); Montreal Bienali (2000); Stedelijk Van Abbemuseum (1992, 1991) ve De Appel Foundation, Amsterdam’da (1992, 1991, 1987) sergilendi.


Özlem Günyol & Mustafa Kunt


(Günyol 1977, Ankara doğumlu; Kunt 1978, Ankara doğumlu. Frankfurt’ta yaşıyor ve çalışıyorlar.)

2005’ten bu yana iş birliği yapan Özlem Günyol ve Mustafa Kunt, işlerinde kişisel ve kolektif ait oluş, sembol, dil ve malzemenin ilettiği bilgi, kültürel olarak kodlanmış anlayış kalıplarının temsillerini araştırıyorlar. Sanat pratiklerinin kavramsallığı her zaman avangart formların geleneksel görsel diliyle ilişki içerisinde.

Katıldıkları sergiler arasında, 12. Uluslararası İstanbul Bienali; Vier, Museum für Moderne Kunst - Zollamt, Frankfurt; Unerwartet/Unexpected, Art Museum Bochum; El Dorado, About the promise of Human Rights, Kunsthalle Nürnberg; Making a Scene, Fondazione Morragreco, Naples; Alman Mali, Kunstverein München ve be-cause, Basis, Frankfurt yer alıyor.


Pierre Huyghe


(1962, Paris doğumlu. New York ve Paris’te yaşıyor ve çalışıyor.)

Pierre Huyghe, mimarinin etkileri, algısal süreçlerin işlevleri ve kitle kültürü endüstrisinin sunduğu yeni olanaklara ilgi duyan bir sanatçı ve film yapımcısı. Senaryolara ve yazarlığa odaklanması, film, video, enstalasyon ve kamusal müdahaleler gibi farklı medyaları kapsayan komplike bir sanatsal üretim yapmasını sağladı. Sanatçı, şans ve denetim arasında kurduğu dengeyi sürdürürken, mevcut formları kullanarak yeni anlamlar canlandırdı. Hikâyenin sonuna değil, doğrudan kendisine olan ilgisi, üretim, dağıtım ve alımlama döngüsünü bozdu ve böylece ilerlemeci modernist ütopyaların, bütünlemeye yönelik hareketin birer eleştirisini teşkil etti.

1999-2000 tarihlerinde Berlin’de DAAD Misafir Sanatçı Programı’nda yer alan Huyghe, 2001’de Fransa’yı temsil ettiği Venedik Bienali’nde Jüri Özel Ödülü ve 2002’de New York’taki Solomon R. Guggenheim Museum’un Hugo Boss Ödülü’nü aldı. Tate Modern, Londra (2006); Solomon R. Guggenheim Museum, New York (2003); Dia Center for the Arts, New York (2003); Neue Nationalgalerie, Berlin (2002); Van Abbemuseum, Eindhoven (2001); Museum of Contemporary Art, Chicago (2000) ve Musée d’Art Moderne de la Ville de Paris (1998) gibi kurumlarda kişisel sergiler düzenledi. Aralarında, Sidney Bienali (2008, 1998); Venedik Bienali (2007, 1999); Whitney Bienali (2006); Lyon Bienali (2005, 2004, 2003); Documenta XI, Kassel (2002); İstanbul Bienali (2001); Carnegie International, Pittsburgh (1999); Manifesta 2, Lüksemburg (1998); 2. Johannesburg Bienali (1997) ve Lyon Güncel Sanat Bienali’nin (1995) bulunduğu birçok uluslararası sergiye katıldı.


Mike Kelley


(1954, Detroit-2012, Los Angeles)

Mike Kelley, Michigan Üniversitesi (BFA, 1976) ve California Sanat Enstitüsü’nde (MFA, 1978) öğrenim gördü. İşleri, buluntu nesneler, kumaş afişler, çizimler, asamblaj, kolaj, video ve performansları içerir. Aynı zamanda bir müzisyen olan Kelley, aralarında Paul McCarthy, Tony Oursler ve John Miller’ın bulunduğu sanatçılarla sık sık ortaklaşa çalışır ve projeler üretir. Kelley’nin pratiği, performanslardan doldurulmuş hayvan kompozisyonlarına, kolajlardan duvar çizimlerine ve çok odalı projeksiyonlara uzanır. İşlerinde değer sistemleri ve güç dengelerini sorgular; aile, din, cinsellik, sanat tarihi ve eğitim konularındaki genel kabuller ile tavırlara meydan okur.

Karışık Teknik’te Skowhegan Madalyası sahibi olan Kelley’nin başlıca kişisel sergileri, Tate Liverpool (2004); Centre Georges Pompidou, Paris (2000); Van Abbemuseum, Eindhoven (1997); Whitney Museum of American Art, New York (1993) ve Kunsthalle Basel’de (1992) yer aldı. Ayrıca, Gwangju Bienali (2010); Whitney Bienali (2010, 2002, 1995, 1993, 1991, 1989, 1985); Lyon Güncel Sanat Bienali (2003) ve Documenta X (1995) gibi uluslararası sergilere katıldı.


Atelier van Lieshout


(Rotterdam)

1995’te Joep van Lieshout tarafından kurulan Atelier Van Lieshout (AVL), güncel sanat, tasarım ve mimari alanlarında uluslararası çapta faaliyet gösterir. İşleri, heykelden mobilyaya, banyo ve hareketli ev ünitelerinden eksiksiz mimari restorasyon çalışmalarına geniş bir alanı kapsar. Kurumun pratik, yalın ve anlamlı çalışmaları, iktidar, siyaset, özerklik, yaşam ve ölüm gibi izlekleri irdeler.

AVL’nin işleri uluslararası çapta, Centre Pompidou Paris (2011); Stedelijk Museum, Amsterdam (2006, 2001, 1990); Van Abbemuseum, Eindhoven (2005, 1998); Museum Boijmans Van Beuningen, Rotterdam (1999, 1990); MoMA, New York (1995) gibi kurumlarda ve aralarında Venedik Bienali (2003) ve São Paulo Bienali’nin (2002, 1994) yer aldığı kapsamlı sergilerde izlenime sunulmuştur.


Juan Muñoz


(1953, Madrid-2001, İbiza)

Franco sonrası İspanya’sının en önemli sanatçılardan biri olarak nitelendirilen Juan Muñoz’un, reçine, bronz veya kâğıt hamurunun yanı sıra ses, ışık ve mekanik parçalarla yaptığı tarifi güç figüratif heykelleri ve sahte mimarlık ögeleri, hayal ve gerçek arasında gidip gelen, iç gözleme dayalı uzamsal deneyimler yaratır. Kendisini bir “hikâye anlatıcısı” olarak tanımlayan Muñoz, John Berger ve Britanyalı besteci Gavin Bryars gibi isimlerle iş birliği yaparak radyo için de kompozisyonlar üretmiştir.

Muñoz, aralarında Documenta (2002, 1992); İstanbul Bienali (1999) ve Venedik Bienali’nin (1997, 1993, 1986) bulunduğu pek çok uluslararası sergiye katıldı. İşlerinin sergilendiği kurumlar arasında, Museo Nacional Centro de Arte Reina Sofia, Madrid (2009); Guggenheim Museum, Bilbao (2008); Tate Modern, Londra (2008, 2002); Hirshhorn Museum and Sculpture Garden, Washington, D.C. (2001); Dia Center for the Arts, New York (1999, 1996) ve Van Abbemuseum, Eindhoven (1991, 1985) yer alır. 2000’de, İspanya’nın büyük kültür ödülü Premio Nacional des Artes Plásticas’a [Ulusal Plastik Sanatlar Ödülü] layık görülmüştür.


Gabriel Orozco


(1962, Veracruz doğumlu. Zamanını Paris, New York ve Meksiko’da geçiriyor.)

Orozco’nun oyunbaz ve yaratıcı işleri, herhangi bir mecra ile sınırlanmaz; video, çizim ve enstalasyonların yanı sıra fotoğraf ve heykelleri kullanan sanatçı, özellikle, incelikle dönüştürdüğü buluntu nesnelerle yaptığı deneyleriyle tanınır. Normal genişliğinin üçte ikisine daraltılmış olan Citroën otomobili (La DS, 1993) ve damalı bir desenle kaplanmış insan kafatası (Black Kites, 1997) gibi genellikle belli bir sergi için ürettiği işleri, 1990’ların sanatında ikonik bir yere sahiptir. Sanatçının 1993’te Museum of Modern Art, New York’taki sergisinde Home Run adlı işi, bitişik binalardaki apartman dairelerinin pencerelerine konulmuş portakallardan oluşuyordu. Aynı yıl düzenlenen Venedik Bienali’nde ise, Aperto’nun zeminine bir ayakkabı kutusu yerleştirdi… “Asıl önemli olan, insanların bir galeride ya da müzede baktıkları şeyden ziyade bunlara baktıktan sonra gördükleri, gerçeklikle tekrar nasıl yüzleştikleridir.”

Orozco, Venedik Bienali (2005, 2003, 1993); Documenta XI (2002); Whitney Bienali (1997, 1995) ve Documenta X (1997) sergilerine katıldı. Aralarında, Tate Modern, Londra (2011); Museo del Palacio de Bellas Artes, Meksiko (2006); Museum of Contemporary Art, Los Angeles (2001-2000) ve Musée d’art moderne de la Ville de Paris’in (1995) bulunduğu pek çok kurumda işleri sergilendi. Meksiko’daki Salon Nacional de Artes Plasticas’ın verdiği Seccio Espacios Alternativos Ödülü (1987) ve German Blue Orange Ödülü (2006) sahibi olan sanatçı, ayrıca 1995’te Berlin’deki DAAD Misafir Sanatçı Programı’nda yer aldı.


Allen Ruppersberg


(1944, Ohio doğumlu. New York ve Santa Monica’da yaşıyor ve çalışıyor.)

Allen Ruppersberg, 1960’lı yılların ilk kuşak Kaliforniyalı kavramsal sanatçılarındandır. Genellikle kartpostal, kitap ve dergi gibi sıradan malzemeleri kullandığı metin temelli işler üretir, ancak “her fikrin kendine özgü bir temsil biçimi vardır” şiarı gereği mecralar arası çalışmayı tercih eder. Projeleri arasında, gerçek işlevini yerine getiren, ama bunu biraz tuhaf bir şekilde yapan kafeler, oteller, tekrar yazılmış kitaplar ve hatta sihirbaz Houdini üzerine gerçekleştirilmiş söylev-performanslar bulunur. Kendisini “ucuz bir sanatçı” olarak tanımlayan Ruppersberg, sanat ile hayatın birbirini ikame edebileceği teziyle, yüksek ve aşağı kültür değerleriyle oynayarak mevcut tarz ve formları toplar, kopyalar ve kendisine mal eder.

Sanatçı, Lyon Güncel Sanat Bienali (2005) ve Whitney Bienali (1991, 1975, 1970) gibi birçok uluslararası sergiye katıldı. İşleri, aralarında New York’taki Metropolitan Museum of Art, Museum of Modern Art, Solomon R. Guggenheim Museum, Whitney Museum of American Art; Los Angeles’taki Los Angeles County Museum of Art ve Museum of Contemporary Art; Amsterdam’daki Stedelijk Museum ve Foundation de Appel’ın bulunduğu kurumların koleksiyonlarında yer alır.


Wilhem Sasnal


(1972, Tarnov doğumlu. Krakov’da yaşıyor ve çalışıyor.)

1990’lı yılların sonunda uluslararası tanınırlığı artan Sasnal, kuşağının en önemli ressamlarından biri olarak saygınlık kazandı. Fotoğraf, film, video ve resim çalışan sanatçı, siyasi meseleler ile sanat ve kültürel tarihe yaptığı göndermeleri, kişisel deneyimleri ve günlük hayatından parçalarla bir araya getirir. Resimlerinde, konularına yönelik tarafsız duruşu, onların izleyici nezdindeki anlamını değiştirir. Bu yaklaşım, bilhassa işlerinin kendi aralarındaki şifreli ilişkide ve neredeyse en ilgisiz şeylerin bile birbiriyle ilişkilendirildiği resimlerinin konularındaki eklektizmde açık şekilde görülür. Sasnal’ın tuvallerinde sinematik bir nitelik vardır; sıra dışı kompozisyonları ve çekici grafik anlatılarında sanki bir kameranın bakışı mevcuttur. 2008’de çektiği ilk uzun metrajlı filmi Swiniopas (Swineherd), Sasnal’a resimlerine hem farklı hem de onları tamamlayıcı nitelikler sunarak, sanatsal pratiğinin önemli bir parçası olagelmiştir.

Sansal’ın kişisel sergiler düzenlediği başlıca kurumlar arasında, Whitechapel Gallery (2011); K21, Düsseldorf, (2009); Van Abbemuseum, Eindhoven (2006); The Berkeley Art Museum, Berkeley (2005) ve Kunsthalle Zurich (2003) yer alır. Sanatçı ayrıca, 1. Tiran Bienali (2001); Gwangju Bienali (2002); 2. Prag Bienali (2005) gibi uluslararası sergilere katılmıştır. Avrupa’da güncel sanat alanında verilen Vincent van Gogh Bienali Ödülü (2006) sahibidir.


Jan Vercruysse


(1948, Oostende doğumlu. Batı Avrupa’da yaşıyor ve çalışıyor.)

Jan Vercruysse’ün sanatsal pratiğinin çıkış noktası şiirdir. 1960’lı yılların ortasında; 1970’li yıllarda, “şiir hakkında şiir” şeklinde özdüşünümsel bir nitelik kazanacak türden şiirler yazmaya başladı. 1973’te üzerinde çalışmaya başladığı görsel şiir örnekleri, De Tafelronde adlı derginin bazı sayılarında yayımlandı. İlk kez 1974’te, Ghent’teki Catherine Bouckaert Gallery’de görsel sanatçı olarak takdim edildi. Vercruysse’ün sanat kariyeri birkaç seriye bölünebilir; her bir seri, sanat ve sanatçının konumuna yönelik yeni sorgulamalardan meydana gelir ve sanat tarihine dair referanslar içerir. Kolayca ayrıştırılamayan bir içeriğe sahip olmama durumu, izleyiciyi çok sayıda gizemli unsurla karşı karşıya bırakır. Sanatsal ve felsefi bir diskurun yaratıcısı olmaktan ziyade, Vercruysse esasen bir estetik nesne üreticisidir.

İşleri, aralarında National Art Museum of China - NAMOC, Pekin (2010); Beaufort Trienali, Oostende (2009); 1. Valencia Bienali (2001); Van Abbemuseum, Eindhoven (1997, grup serg. 1992, 1990); Kunsthalle in Bern (1989); Documenta VIII, Kassel (1987); The New Museum of Contemporary Art, New York (1986); Musée National d’Art Moderne (1984) ve Centre Pompidou, Paris’in (1984) aralarında bulunduğu kurumlarda sergilendi. Belçika’daki M-Museum Leuven tarafından organize edilen kişisel sergisi bu yıl içerisinde açılacak.
PAYLAŞ
TAKVİME EKLE