John Baldessari
(1931, National City, California doğumlu. Santa Monica, California’da yaşıyor ve çalışıyor.)
John Baldessari 1970’li yılların başında algı, anlam ve yorumlamaya yönelik ironik sorgulamalarda bulunan bir video serisi üretti. Ruhsuz ve genellikle absürt bir mizah anlayışı ile Baldessari, ironi ve aykırılığı, duyulan, görülen ve anlaşılan arasındaki boşluğu deşmek için kullandı.
Videoları, sanatın sınırlarını sorguladı ve modernist pratiklere saygısız bir eleştiri formunu oluşturdu. 1971’de, Kanada’daki Nova Scotia College of Art and Design tarafından mekâna özgü, orijinal bir iş yaratması istendi. Şahsen bu yolculuğa çıkabilecek durumda olmadığından, öğrencilerin galeri duvarlarına gönüllerince “I Will Not Make Any More Boring Art” [Artık Sıkıcı Sanat Yapmayacağım] diye yazmalarını önerdi. Tamamlanmış işten esinle, videoda başka bir versiyonunu yaptı. Video boyunca, tıpkı bir ilkokul birinci sınıf öğrencisinin ödev sorumluluğuyla bir deftere üst üste “I will not make any more boring art” [Artık sıkıcı sanat yapmayacağım] diye yazıyordu. Alıştırmanın tekrara dayalı metodik yapısı, “sıkıcı” sanat yapmaktan kaçınılmasına yönelik öğütle bilinçli olarak çakışmaktaydı.
Baldessari Sings Lewitt [Baldessari Lewitt’i Söylüyor] (1972), Sol LeWitt’in sanatının yorumlanışının yeniden bağlamlandırılmasıdır; 1973 tarihli The Way We Do Art Now and Other Sacred Tales [Şimdiki Sanat Yapma Biçimimiz ve Diğer Kutsal Hikâyeler] adlı işteki alegori ise, algı ve idrak arasındaki boşluğa işaret eder. Bu iş ayrıca, sanat üretiminin anlamının giderek genişlemesi ile dalga geçer. Baldessari, izleyiciyi yalnızca sorgulanmakta olan sisteme -dil, temsil, anlatı, sanat üretimi- yönelik değil; aynı zamanda, hakikatin aracıları olarak bu sorgulamanın yürütülmesini sağlayan araçlara -fotoğraf, video, sinema- dair sorular sormaya zorlar.
Dil üzerine temellenen sanata duyduğu derin ilgi nedeniyle, Baldessari’nin işlerinde daima yazı olmuştur. Yazı ile imgelerin bir araya getirilişi, sanatın anlaşılmasında ve sanat ile kurulan etkileşimde dilin muazzam çağrışımsal gücünü gösterir. Bu, gerek resim dilinin seçkinci doğasını demokratikleştirmeye gerekse de izleyicilere, ilişki kurabilecekleri bir dil ile seslenmeye yönelik bir girişimdi. Baldessari, sanat eğitimi geleneğini sorgulamak üzere yaptığı işlerde ana nesne olarak, ironik bir biçimde sanat kılavuzlarını seçmişti. Bunlarda tavsiye edilen alışılagelmiş yolları takip etmiş ve bu yayınların vaat ettiklerinden çok daha farklı eserler üretmişti. “Yani, her türlü kuralı takip edebilirsiniz, bunlar muhtemelen doğru kurallardır; ancak bu, bizim ‘sanat’ diye nitelendirebileceğimiz bir şey elde edeceğiniz anlamına gelmez.” John Baldessari (2010)
John Baldessari 1970’li yılların başında algı, anlam ve yorumlamaya yönelik ironik sorgulamalarda bulunan bir video serisi üretti. Ruhsuz ve genellikle absürt bir mizah anlayışı ile Baldessari, ironi ve aykırılığı, duyulan, görülen ve anlaşılan arasındaki boşluğu deşmek için kullandı.
Videoları, sanatın sınırlarını sorguladı ve modernist pratiklere saygısız bir eleştiri formunu oluşturdu. 1971’de, Kanada’daki Nova Scotia College of Art and Design tarafından mekâna özgü, orijinal bir iş yaratması istendi. Şahsen bu yolculuğa çıkabilecek durumda olmadığından, öğrencilerin galeri duvarlarına gönüllerince “I Will Not Make Any More Boring Art” [Artık Sıkıcı Sanat Yapmayacağım] diye yazmalarını önerdi. Tamamlanmış işten esinle, videoda başka bir versiyonunu yaptı. Video boyunca, tıpkı bir ilkokul birinci sınıf öğrencisinin ödev sorumluluğuyla bir deftere üst üste “I will not make any more boring art” [Artık sıkıcı sanat yapmayacağım] diye yazıyordu. Alıştırmanın tekrara dayalı metodik yapısı, “sıkıcı” sanat yapmaktan kaçınılmasına yönelik öğütle bilinçli olarak çakışmaktaydı.
Baldessari Sings Lewitt [Baldessari Lewitt’i Söylüyor] (1972), Sol LeWitt’in sanatının yorumlanışının yeniden bağlamlandırılmasıdır; 1973 tarihli The Way We Do Art Now and Other Sacred Tales [Şimdiki Sanat Yapma Biçimimiz ve Diğer Kutsal Hikâyeler] adlı işteki alegori ise, algı ve idrak arasındaki boşluğa işaret eder. Bu iş ayrıca, sanat üretiminin anlamının giderek genişlemesi ile dalga geçer. Baldessari, izleyiciyi yalnızca sorgulanmakta olan sisteme -dil, temsil, anlatı, sanat üretimi- yönelik değil; aynı zamanda, hakikatin aracıları olarak bu sorgulamanın yürütülmesini sağlayan araçlara -fotoğraf, video, sinema- dair sorular sormaya zorlar.
Dil üzerine temellenen sanata duyduğu derin ilgi nedeniyle, Baldessari’nin işlerinde daima yazı olmuştur. Yazı ile imgelerin bir araya getirilişi, sanatın anlaşılmasında ve sanat ile kurulan etkileşimde dilin muazzam çağrışımsal gücünü gösterir. Bu, gerek resim dilinin seçkinci doğasını demokratikleştirmeye gerekse de izleyicilere, ilişki kurabilecekleri bir dil ile seslenmeye yönelik bir girişimdi. Baldessari, sanat eğitimi geleneğini sorgulamak üzere yaptığı işlerde ana nesne olarak, ironik bir biçimde sanat kılavuzlarını seçmişti. Bunlarda tavsiye edilen alışılagelmiş yolları takip etmiş ve bu yayınların vaat ettiklerinden çok daha farklı eserler üretmişti. “Yani, her türlü kuralı takip edebilirsiniz, bunlar muhtemelen doğru kurallardır; ancak bu, bizim ‘sanat’ diye nitelendirebileceğimiz bir şey elde edeceğiniz anlamına gelmez.” John Baldessari (2010)