Sol LeWitt

(1928, Hartford – 2007, New York)

“Fikirlerin karmaşık olması gerekmez. Başarılı olan pek çok fikir gülünç derecede basittir. Başarılı fikirler, genellikle karşı konulamaz sadelikte bir görünüme sahiptir.” Sol LeWitt (1967)

Sol LeWitt, 1960’lı yıllarda tanınmaya başlanmış en derinlikli sanatçılardan biri olarak nitelenir. Birçok farklı mecrada üreten LeWitt, sanatı en temel şekil ve renklere indirgeyerek çizimler ve -heykel yerine tercih ettiği bir tabirle- strüktürler yaptı. Kare ve küp formlarını kullanarak, sıfır noktasından başlayıp sanatı yeniden yaratmaya çalıştı. Aynı kuşaktan pek çok sanatçı, 1960’lı yılların başında pleksiglas ya da çelik gibi endüstriyel malzemelere yönelirken, LeWitt gerçek heykel, fotoğraf ya da çizimlere tercüme edilebilir veya edilemez türden kelimelerle ifade ettiği -hacim, şeffaflık, sıralamalar, varyasyonlar, durağanlık, kural dışılık gibi- sistemler ve kavramlar üzerine yoğunlaştı. LeWitt’in işleri, geometrik sistemlerin kesintisiz rasyonelliği boyunca tekrarlı desenler ile rastlantısal varyasyonlarının şiirini yansıtır. Sanatçı, gelecek kuşaklara bırakmak üzere eşsiz nesneler yapmaktansa, “Nesneler yok olabilir, fikirlerin ise böyle olması gerekmez” şiarı gereği kavramcılığa özgü geçicilik fikrine sadık kalmıştır.

LeWitt, 1975 tarihli Wall Drawing No. 256 [Duvar Çizimi No. 256] adlı işi için şunları yazmıştır: “Siyah bir duvarı kaplayan 15 cm’lik ızgara. Dört kenarın orta noktalarından rastlantısal noktalara giden beyaz hatlar.” Açıklama biçimindeki bu konsept, ayrıca tatbik amaçlı kullanılabilir bir özelliktedir. LeWitt’e göre, konsepti önceden belirlenmiş olduğu takdirde, bir sanat eseri herhangi başka biri tarafından da yapılabilir. Duvarın boyutları ve uygulamaya bağlı olarak, her çizim eşsiz bir nitelik kazanır. Ölçü ve ızgarada seçilmiş noktalar temelinde, hatlar birbirlerini önce ya da sonra, mutlaka bir aşamada keser; aynı yerde yapılmış farklı bir uygulama dahi ayrı sonuçlar verir. Bu sayede şans faktörü özel bir anlama ulaşır; LeWitt’in Sentences on Conceptual Art’ta (1969), “Kavramsal sanatçılar rasyonalist olmaktan ziyade birer gizemcidir. Mantığın erişemeyeceği neticelere uzanırlar” şeklinde belirttiği üzere, gerçekliği deneyimlemenin tek bir basit yolu olmadığı ortaya konulur.
PAYLAŞ
TAKVİME EKLE