Nedir Bu Sanatçı Ücreti?
ARAŞTIRMA: SERDA ÇAMLI
April 1, 2015
Sanatçıların, kâr amacı gütmeyen kurumların programlarına sağladıkları içerik ve hizmet karşılığında aldıkları ödemeye “sanatçı ücreti” denir. Bu ücret, bir eser kamu hizmetindeki bir mekânda sergilendiğinde, sanatçısının, programı gerçekleştiren kurum ya da kamu fonundan ödeme alma hakkı olduğu ilkesi üzerine temellendirilir.
Kamu hizmetindeki mekânlarda sergilenen eserler için sanatçılara ödenmesi gereken sanatçı ücretiyle ilgili olarak Amerika, Avustralya, İngiltere ve birçok Avrupa ülkesinde uzunca bir süredir devam eden tartışmalar, özellikle görsel sanat dünyası için çözüm odaklı araştırma ve çalışmaları zorunlu kılmıştır.
Sanatçı haklarını güvence altına almak ve bu hakların herhangi bir sözleşme, yasal uygulama ya da başka bir anlaşmayla aşılmasını engellemek için sanatçı ücretinin ne olduğu kadar ne olmadığının da belirlenmesi gerekir.
Sanatçı ücreti, bir serginin kurulum masraflarıyla karıştırılmamalıdır. Diğer bir deyişle, söz konusu ücret, temel program gider ve hizmetlerinin karşılanması amaçlı değildir.
Temel program gider ve hizmetleri, kurumun programlarının uygulamaya konmasıyla ilişkili temel masraf ve hizmetlerdir. Görsel sanatlar bağlamında, sanatçı tarafından sağlanmayan kurumsal altyapıdır. Sanatçıya sağlanması gereken temel hizmetler, ev sahibi kurumun sorumluluğu ve zorunluluğudur.
Temel program gider ve hizmetleri şunları içerir:
+ sergi, performans, proje mekânının sağlanması;
+ sergi, performans, proje mekânının programa göre hazır duruma getirilmesi;
+ gerekli durumlarda nakliye ve sigorta masrafları ile sergileme, ışık, donanım ve ekipmanları dâhil olmak üzere sunum altyapısı;
+ sergi, performans, proje dokümantasyonu;
+ sergi, performans, proje tanıtımı ile gerekli durumlarda yolculuk ve konaklama.
Sanatçı ücreti, “üretim masrafları” olarak tanımlanan, belli bir süre içerisinde yeni bir eserin üretilmesiyle ilişkili masrafları karşılama amaçlı değildir. Bu masraflar, temel program gider ve hizmetleri ile belli bir programın gerçekleştirilmesi için kurumun temin ettiği, daha sonra da kullanılmak üzere envanterine geçen ekipman ve eşya gibi yatırımlardan ayrı tutulmalıdır.
Üretim masrafları, aşağıdakileri içermekle birlikte, bunlarla sınırlı değildir:
+ sanat eserinin üretilmesi;
+ temel program gider ve hizmetlerinin ötesinde özel kurulum masrafları;
+ gerektiğinde prodüksiyon stüdyosu kirası;
+ gerektiğinde ekipman kirası;
+ grafik tasarım, üretim, performans ve ışık tasarımı gibi sözleşmeli emekler.
Üretim masraflarının karşılanması, sanatçı ve kurum arasında yapılacak anlaşmaya bağlıdır. Bu konuda varılan anlaşma şartları, sergileme ücreti ya da temel program gider ve hizmetlerini etkileyecek sonuçlar doğurmaz ve bunlarla ilişkili değildir. Bir eserin satışı, sanatçı ya da kurum için gelir sağlaması ve üretim masraflarının karşılanması sanatçı ücreti olarak düşünülmemelidir. Sanatsal üretimi, piyasada nakde çevirilebilir bir yatırım olarak değerlendirmek, onu meta olarak tarif etmek, sanatsal emeği de meta üretimi olarak görme anlamına gelir. Bu, sermaye odaklı projeleri ve piyasa dolaşımlarını teşvik eder. Kurumlar, üretim masraflarının karşılanmasıyla ilişkili olarak sanatçı ücretini azaltmamalı ya da atlamamalıdır. Üretim masrafları ve sanatçı ücreti, sergi ya da program bütçesinde ayrı kalemler olarak listelenmelidir.
Sanatçı ücreti, sanatçının mülkiyet ve haklarını kuruma devriyle ilgili ödemeleri içermez. Mülkiyet ve hak devirleri, sanatçı ve kurum arasında yapılacak ayrı bir anlaşma kapsamında görüşülmelidir.
Hakların kabulü ve görünür hâle gelmesi
Kâr amacı gütmeyen kurumlar, çoğunlukla sanatçı çalışmalarını desteklemeye adanmış olsalar da, farklı gerekçelerle sanatçı ücreti ödememektedir. Bunun en temel nedeni, sanatçı ücretine dair gerçekçi, pratik, etik ve beklentileri karşılayacak ilke ve düzenlemelerin yokluğudur. Bu nedenle, sanatçı ücreti görmezden gelinir, ertelenir ya da keyfî miktarlarda ödenir. Ancak, sanatçı tarafından sağlanan içerik ya da hizmetin değerini karşılayan adil bir miktar saptanmalıdır. Sanatçı ücretinin temsilî bir ilke göstergesi olarak kabul edilmesi, uygulamada sanatçı haklarının ödenmemiş olmasıyla sonuçlanacaktır.
Sanatçı ücretinin bütçelerde diğer giderler altında görünmez hâle gelmesi, sorunun kararlatılmasına neden olur. Dolayısıyla, kurumun proje bütçesinde, sanatçı ücretinin tutar olarak ayrı ve açık bir şekilde listelenmesi bir gerekliliktir. Bu, kurumla sanatçı arasındaki anlaşmanın, projenin gerektirdiği ölçüde biçim değiştirebilmesine engel değildir. Bütçede yapılacak bu küçük değişiklik, kurum içinde standart bir uygulamaya dönüşüp destekleyiciler için bir gereklilik oluşturduğunda, sanatçı, içerisinde bulunduğu eşitsiz denklemden çıkacak, kurum ve sanatçı arasında şeffaflığa yönelik bir ilerleme kaydedilecektir.
Dünyadan örnekler
Sanatçı ücreti, İsveç, Norveç, Kanada, Danimarka ve Polonya’da yasal düzenlemelerle güvence altında uygulamaya konmaktadır.
İsveç devletinin 2009 yılında, ulusal görsel sanat kurumlarıyla iş birliği içerisinde uygulamaya aldığı MU Standart Anlaşması, kamu hizmetindeki mekânlarda sergilenen eserler için yapılacak ödemelerle ilgili bir sözleşmeyi zorunlu kılar. Sözleşme kapsamında tarif edilen katılım ve sergi ücreti, eserin sergilenmesi karşılığında ödenen bir çeşit “kira”dır. Nakliye, kurulum, katalog ve yayınlar ile benzeri masraflar devlet bütçesinden karşılanır. İsveç devletini temsilen İsveç Sanat Konseyi, İsveç Sanatçılar Derneği, İsveç İllüstratörler Derneği ve İsveç Fotoğrafçılar Derneği tarafından imzalanmış olan anlaşma, tüm kamu kurumları üzerinde sergileme yönetmeliği olarak bağlayıcıdır ve tüm profesyonel sergi düzenleyicilerine rehberlik eder. Anlaşma, sanatçının sergi öncesi, süreci ve sonrasında üstlendiği tüm işin, yazılı bir anlaşmayla korunduğunu ve sergi masrafları çerçevesi dışında tutularak ayrı bir şekilde ücretlendirildiğini açıkça ortaya koyar. Sergileme haklarının uygulanması, sergi süresi, sergilenen işin nitelikleri ve tarafların taleplerine göre değişebilir.
2014 yılında, MU Standart Anlaşması’nın yeniden değerlendirilerek güncellenmesi planlanmıştır. Bu model, Finlandiya, İzlanda, Norveç, Litvanya ve İskoçya sanatçı örgütleri tarafından da incelenerek denenmektedir.
Öte yandan; Danimarka’da ilk olarak 1998 yılında gündeme gelen, görsel sanat eserleri için kamu hizmetindeki kurumların “eser ödünç alma hakkı”, telif hakkı yasasından bağımsız olarak, kültür politikaları kapsamında değerlendirilerek uygulamaya konmuştur. Ödemeler, kamu bütçesinden doğrudan sanatçılara aktarılır.
Diğer İskandinav ülkelerinde olduğu gibi, Norveç’te de kültür politikaları ve/veya telif yasasına bağlı ücretlendirmelerle sanatçı destek programları uygulanmaktadır. Bu programlar, kamu hizmetindeki mekânlarda sergilenen görsel sanat eserleri için “eser ödünç alma hakkı” desteğini de içerir. Devlete ait veya devlet destekli kurum ve galerilerde sergilenen eserler için devlet bütçesinden ödeme yapılır. Hakların telif yasası kapsamında değerlendirildiği durumlarda, eserin fikrî mülkiyet haklarının sanatçıya ait olması koşulu aranır.
Norveç’teki mevcut uygulamada sanatçılar, sergilenen eserler üzerinden eser başına aylık 231 NOK/79 TL ve sergileme süresince kısıtlanan satış ve kullanım haklarının telafi edilmesi için eser başına aylık 245 NOK/84 TL olmak üzere iki aşamalı bir ücret alır. Norveç Sanat Konseyi, anlaşmaların düzenlenmesi ve sanatçı ücretinin belirlenmesinde rol almamıştır. Tüm bu düzenlemeler, sanatçı organizasyonları olan Norveç Görsel Sanatlar Telif Hakkı Derneği (BONO), Norveç Görsel Sanatçılar Derneği, Norveç Sanatçı ve Zanaatkârlar Derneği ile Kültür Bakanlığı’nca görüşülüp geliştirilmiştir.
Polonya’da, 2009 yılında sanatçıların içerisinde bulunduğu istikrarsız ve güvencesiz duruma çözüm üretme amacıyla kurulmuş olan Citizens’ Forum for Contemporary Art’ın girişimiyle 2014 yılında, Sanatçılar İçin Asgari Ücret Anlaşması yürürlüğe girmiştir. Kurumlar, asgari ücreti belirleyen ve kurumu, sergi katılımcılarına ödeme yapmakla yükümlü kılan bu belgeyi imzalamaya teşvik edilir. Bu yönetmelik ve düzenleme, sanatçının emeğine değer veren sosyal bir anlaşma olarak kabul görür ve kurumların, sanatçı desteği konusunda rolünü öne çıkarır. Sanatçı ücreti, taraflar arasında ortalama ulusal gelir referans alınarak yapılan anlaşmayla belirlenir ve kişisel bir sergi için ödenecek asgari tutar, devlet tarafından belirlenen ulusal asgari ücretten daha az olamaz. Sözleşmeye göre, sanatçı ücretleri doğrudan sanatçıya ödenir ve diğer bütün uygulamalarda olduğu gibi katalog, nakliye ve sigorta gibi masrafların karşılanmasında kullanılmaz.
Kanada’da 1968 yılında sanatçılar tarafından kurulan Kanadalı Sanatçılar Birliği (CARFAC), Kanadalı sanatçıları ilgilendiren sorunlara çözüm üretmek ve standart ücret tarifelerini belirlemekten sorumludur. Ülkedeki kamusal mekânlarda sergilenen eserlerin kullanım hakları ve sanatçı ücretleri, telif yasası kapsamında değerlendirilir. CARFAC’ın zorunlu bir uzantısı olarak 1990’da kurulan Kanadalı Sanatçılar Birliği Telif Hakları Ortak Girişimi AŞ (CARCC), telif hakları uyarınca, CARCC lisansı sahiplerinin yasal kullanım hakları ve telif ücretlerini gözetir. CARFAC’ın 1968’de belirlediği asgari telif ücretleri, 1998’den itibaren CARCC tarafından günün şartlarına göre yeni düzenlemeler yapılarak güncellenmektedir.
CARFAC tarifesi, sanatçı ücretini, kurumun iş hacmi, serginin kapsamı ve süresi gibi değişkenleri sınıflandırarak belirler. Örneğin; kurumlar, yıllık bütçelerine göre, 500 bin Kanada doları üzeri, 500 bin dolara kadar olanlar, uluslararası kurumlar ve uluslararası bienaller olmak üzere dört ana sınıfa ayrılmıştır. Yıllık bütçesi 500 bin dolara kadar olan kurumlarda kişisel sergi için asgari sanatçı ücreti 1845 dolardır. Belirlenen ücretler, enflasyona göre yıllık artış gösterir.
CARFAC, Sergileme Kanun Hükmü aracılığıyla Kanada devletinden destek alır. Sanatçı ücretini ödememesi durumunda, kurumun alacağı fonlar durdurulabilir. Kanada’da kâr amacı gütmeyen kurumlar, ağırlıkla şehir ya da eyalet bütçesinden gelir sağladıklarından, bu durum finansal sürdürülebilirliği büyük ölçüde tehdit eder. Bütün bu haklar, sanatçıların belirlenen seviyede adil bir şekilde ücretlendirilmesini güvence altına almak üzere CARFAC tarafından yıllarca yürütülmüş olan kararlı mücadelenin bir sonucudur.
Berlin Eyaleti’nde uygulamaya konan düzenlemeyle, sanatçı ücreti için merkezî bir bütçe ayrılmıştır. Yerel galeriler ve sanat kurumları, bu bütçeye ancak sanatçı ücreti ödeme şartıyla erişim sağlayabilir ve sanatçılara bütçeden aktarım yapabilir. Sanatçı ücreti için standart, kişisel sergi için 2000 euro, toplu sergi katılımında 500 euro, katılımcısı belli bir sayının üzerinde olan kalabalık toplu sergilerde ise her katılımcı sanatçıya 250 euro olarak belirlenmiştir.
Sanatçı ücretine özgü yasal düzenlemeler, İskandinav ülkeleri, Kanada ve Polonya gibi bazı ülkelerde mevcut olsa da, bu tartışmayı son yıllarda gündeme getirmiş çoğu ülkede sanatçı, kurum ve dernekler kendi girişimleriyle, kurum içi ve kurumlar arası bir çözüm şeması oluşturmayı tercih etmiştir.
Avustralya’da 1983 yılında kurulan Ulusal Görsel Sanatçılar Derneği (NAVA), kültür politikaları ve mevzuat değişikliklerini takip edip güvence altına alarak görsel sanat sektörünün gelişimi ve profesyonelleşmesini teşvik eder. Araştırma, veri toplama, analiz, politika ve proje geliştirme gibi görevleri üstlenir. Üyeleri ve sektöre, danışmanlık, avukatlık, kaynak bulma, kariyer gelişimi gibi konularda doğrudan hizmet sunar.
Sanatçıların ücretlendirilmesiyle ilgili gerekli yasal düzenlemelerin yapılması için son on yıldır devam eden çalışmalar sonucunda, NAVA, sanatçı ücreti ile ilgili ilkelerin de belirlendiği detaylı ve kapsamlı bir uygulama yönetmeliği hazırlamıştır. NAVA, bu yönetmelikle tavsiye edilen asgari sanatçı ücretinin ödenmesi için, fon alan tüm sanat kurumlarıyla görüşmeler yapmaktadır. Ayrıca, bu kurumların destek alabilmesi için, sanatçı ücreti ödediklerine dair belgelerin bir gereklilik olması talebinde bulunmuştur. NAVA’nın, bir kişisel sergi için belirlediği minimum ücret 2665 Avustralya dolarıdır. Avustralya Konseyi’nin idaresinde bir sanatçı ücreti fonu oluşturularak ücretlerin fondan aktarılması tasarlanmıştır.
Londra’daki a-n The Artists Information Company, 18 bini aşan üyesiyle sanatçılar, sanat öğrencileri, profesyonel görsel sanat emekçi ve yapımcıları, araştırmacılar ile kurum ve üniversitelerin iletişim kurabildikleri eleştirel bir platform sağlar. Bünyesinde bulunan Artists Interaction and Representation (AIR) konseyi, sanatçıların sosyal ve ekonomik durumunu geliştirmeye yönelik kampanyalar yürütür.
AIR, devam etmekte olan “Paying Artists” kampanyası kapsamında, sanatçılara yasal destek ve danışmanlık hizmeti sağlamaktadır. Kurumsal uygulamaların belli standartlara taşınması için, sanatçı ücreti üzerine konferans ve paneller düzenler. a-n The Artists Information Company ile NAVA, iletişim içerisinde faaliyet gösterir.
CARCC / CARFAC sanatçı hakları düzenlemesini model alan ve Amerika’da gönüllü kurumlara sertifika veren Working Artists and the Greater Economy (W.A.G.E.) örgütlenmesi 2010’da kurulmuş ve Ekim 2014’te W.A.G.E. sertifikası uygulamaya konmuştur. Sertifika politikası, sanatçılar ile yerel ve uluslararası kurumlarla yapılan görüşmelerle oluşturulmuştur. Mart 2015 itibariyle W.A.G.E. sertifikasına sahip beş kurum vardır. W.A.G.E. ayrıca, çok sayıda kurumun sertifika için gönüllü olduğu ve başvuru sürecinde bulunduğunu açıklamıştır.
Neler yapılabilir?
Yukarıda açıklanan örgütlerin üstlendiği görevi yerine getirecek, sanatçı hakları için çalışan bir konseyin kurulması, sadece sanatçı ücreti değil, sanatçı haklarıyla ilgili birçok düzenlemenin de geliştirilebileceği ideal bir çözüm olabilir. Böyle bir konseyin olmadığı durumlarda, sanatçı ve kurumların iş birliğiyle, kurumların sanatçı ücretinin uygulamaya konduğunu taahhüt ettikleri bir gönüllü sertifika programı ya da yönetmelik hazırlanabilir.
W.A.G.E., bu konuda adım atmak isteyen kurumlar için bir rehber niteliğindeki araştırma dosyasında, sanatçı ücreti politikalarını belirlerken üzerinde durulması faydalı olacak konu başlıkları önermiştir:
+ Oluşturulacak yönetmeliğin, kurum ilkeleriyle ilişkisini belirleme bakımından kâr amacı gütmeyen kurumların rolü, sorumlulukları ve öncelikleri nelerdir?
+ Kurumun mali ve yapısal sınırları nelerdir?
+ Sanatçılara parasal olmayan ne tür hizmetler (eser üretimi, katalog/eleştiri yazısı vb.) sunulmaktadır?
+ Sanatçıların kuruma sağladıkları parasal olmayan kazançlar nelerdir?
+ Parasal olmayan kazançlar nakde dönüştürülebilir mi ve dönüştürülmeli midir; dönüştürülebiliyorsa bu nasıl yapılmalıdır?
+ Belirlenecek ücretin amacı nedir?
+ Bu amaca göre, sanatçı ücreti geçim sağlayıcı bir gelir mi, yoksa sembolik bir ücret mi olmalıdır?
Sanatçı ücretine dair ilkeler ve asgari standartların belirlenebilmesi için öncelikle “sanatçı”, “sergi” ve “kurum” değişkenlerinin tanımlanarak sınıflandırılması gerekmektedir.
“Sanatçı”, görsel sanatlar bağlamında içerik ve hizmet sağlayan görsel sanatçı, dansçı, sinemacı, şair, yazar ve müzisyenlerin de dâhil olduğu herkesi temsil eder. Bireysel sanatçı ve kolektif sanatçılar arasında sanatçı ücreti bakımından fark gözetilmez. Ancak, yaratıcı ve icracı sanatçılar arasında ayrım yapıldığı durumlar vardır. Böyle bir örnek, Danimarka Sanat Vakfı’nın hazırladığı yönetmelikte görülmektedir. Örneğin; söz konusu bir dans performansı ise, koreograflar sanatçı desteği alırken dansçılar bu desteğin kapsamı dışında kalır. Aynı şekilde, W.A.G.E. sertifikasında da, kurumun proje için anlaştığı sanatçı ya da sanatçılar için sanatçı ücreti şart koşulmuştur, fakat bu sanatçıların projede görevlendirdiği ya da projeye dâhil ettiği diğer sanatçılar için bu şart geçerli değildir. Yönetmeliklerde, genellikle sanatçı ücretinin sadece hayatta olan sanatçılar için geçerli olduğuna dair bir ibare de yer alır.
Uygulama örneklerinde, sergi, performans ve projeler süre ve içerik bakımından sınıflandırılmıştır. Program kapsamında olmayan, fiziksel mekân kullanımını gerektirmeyen materyal dışı sunum ve çalışmaların da sınıflandırılması ve bir standart belirlenmesi gereklidir. Kişisel sergiler ile grup sergilerinin yanı sıra, tek işler, araştırma/dokümantasyon, performans, konuşma, gösterim ve atölye çalışmaları da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Kalıcı koleksiyonlar içinse ayrı bir standart uygulanmaktadır.
Genellikle sergi, performans ve projeler için belirlenen kategoriler şunlardır:
+ Kişisel sergi
+ Retrospektif
+ Proje, küçük sergi, yerleştirme (proje odası)
+ Tek iş
+ Grup sergisi
+ Gezici sergi
+ Sanatçı konuşmaları
+ Seminer, konferans, atölye çalışması
+ Tek günlük performans
Tek günlük performans ücreti dışında, sanatçı ücreti çoğunlukla bir aylık süre için belirlenmiştir. Bunun dışında kalan tek uygulama, Norveç’teki eser başına asgari ücret uygulamasıdır. Aylık asgari sanatçı ücreti belirlenirken, kişisel sergi ücreti diğer ücretlendirmeler için referans kabul edilebilir. Örneğin; CARCC tarafından belirlenen standarda göre, 6-10 sanatçının katıldığı bir grup sergisinde her bir sanatçı için kişisel sergi ücretinin yüzde 19’u, 11 ve daha fazla sanatçının katılımında ise yüzde 17’si baz alınır. Retrospektif sergiler içinse, kişisel sergi ücretine yüzde 15 eklenmiştir. Kurumların sınıflandırılması yıllık bütçelerine göre yapılır. W.A.G.E. sertifikasında, kurumların bütçelerine göre taban ücreti, asgari ücret ve azami ücret olmak üzere üç farklı tarife belirlenmiştir. Bütün bu tanım ve sınıflandırmaları içeren bir sözleşme ya da ilkeler rehberinin oluşturulması her ne kadar kurumlar bünyesinde mümkün olsa da, sanatçı ücretinin standart bir uygulama olabilmesi için bir sanatçı örgütlenmesi etrafında hakların talep edilmesi en önemli gerekliliktir.
Kamu hizmetindeki mekânlarda sergilenen eserler için sanatçılara ödenmesi gereken sanatçı ücretiyle ilgili olarak Amerika, Avustralya, İngiltere ve birçok Avrupa ülkesinde uzunca bir süredir devam eden tartışmalar, özellikle görsel sanat dünyası için çözüm odaklı araştırma ve çalışmaları zorunlu kılmıştır.
Sanatçı haklarını güvence altına almak ve bu hakların herhangi bir sözleşme, yasal uygulama ya da başka bir anlaşmayla aşılmasını engellemek için sanatçı ücretinin ne olduğu kadar ne olmadığının da belirlenmesi gerekir.
Sanatçı ücreti, bir serginin kurulum masraflarıyla karıştırılmamalıdır. Diğer bir deyişle, söz konusu ücret, temel program gider ve hizmetlerinin karşılanması amaçlı değildir.
Temel program gider ve hizmetleri, kurumun programlarının uygulamaya konmasıyla ilişkili temel masraf ve hizmetlerdir. Görsel sanatlar bağlamında, sanatçı tarafından sağlanmayan kurumsal altyapıdır. Sanatçıya sağlanması gereken temel hizmetler, ev sahibi kurumun sorumluluğu ve zorunluluğudur.
Temel program gider ve hizmetleri şunları içerir:
+ sergi, performans, proje mekânının sağlanması;
+ sergi, performans, proje mekânının programa göre hazır duruma getirilmesi;
+ gerekli durumlarda nakliye ve sigorta masrafları ile sergileme, ışık, donanım ve ekipmanları dâhil olmak üzere sunum altyapısı;
+ sergi, performans, proje dokümantasyonu;
+ sergi, performans, proje tanıtımı ile gerekli durumlarda yolculuk ve konaklama.
Sanatçı ücreti, “üretim masrafları” olarak tanımlanan, belli bir süre içerisinde yeni bir eserin üretilmesiyle ilişkili masrafları karşılama amaçlı değildir. Bu masraflar, temel program gider ve hizmetleri ile belli bir programın gerçekleştirilmesi için kurumun temin ettiği, daha sonra da kullanılmak üzere envanterine geçen ekipman ve eşya gibi yatırımlardan ayrı tutulmalıdır.
Üretim masrafları, aşağıdakileri içermekle birlikte, bunlarla sınırlı değildir:
+ sanat eserinin üretilmesi;
+ temel program gider ve hizmetlerinin ötesinde özel kurulum masrafları;
+ gerektiğinde prodüksiyon stüdyosu kirası;
+ gerektiğinde ekipman kirası;
+ grafik tasarım, üretim, performans ve ışık tasarımı gibi sözleşmeli emekler.
Üretim masraflarının karşılanması, sanatçı ve kurum arasında yapılacak anlaşmaya bağlıdır. Bu konuda varılan anlaşma şartları, sergileme ücreti ya da temel program gider ve hizmetlerini etkileyecek sonuçlar doğurmaz ve bunlarla ilişkili değildir. Bir eserin satışı, sanatçı ya da kurum için gelir sağlaması ve üretim masraflarının karşılanması sanatçı ücreti olarak düşünülmemelidir. Sanatsal üretimi, piyasada nakde çevirilebilir bir yatırım olarak değerlendirmek, onu meta olarak tarif etmek, sanatsal emeği de meta üretimi olarak görme anlamına gelir. Bu, sermaye odaklı projeleri ve piyasa dolaşımlarını teşvik eder. Kurumlar, üretim masraflarının karşılanmasıyla ilişkili olarak sanatçı ücretini azaltmamalı ya da atlamamalıdır. Üretim masrafları ve sanatçı ücreti, sergi ya da program bütçesinde ayrı kalemler olarak listelenmelidir.
Sanatçı ücreti, sanatçının mülkiyet ve haklarını kuruma devriyle ilgili ödemeleri içermez. Mülkiyet ve hak devirleri, sanatçı ve kurum arasında yapılacak ayrı bir anlaşma kapsamında görüşülmelidir.
Hakların kabulü ve görünür hâle gelmesi
Kâr amacı gütmeyen kurumlar, çoğunlukla sanatçı çalışmalarını desteklemeye adanmış olsalar da, farklı gerekçelerle sanatçı ücreti ödememektedir. Bunun en temel nedeni, sanatçı ücretine dair gerçekçi, pratik, etik ve beklentileri karşılayacak ilke ve düzenlemelerin yokluğudur. Bu nedenle, sanatçı ücreti görmezden gelinir, ertelenir ya da keyfî miktarlarda ödenir. Ancak, sanatçı tarafından sağlanan içerik ya da hizmetin değerini karşılayan adil bir miktar saptanmalıdır. Sanatçı ücretinin temsilî bir ilke göstergesi olarak kabul edilmesi, uygulamada sanatçı haklarının ödenmemiş olmasıyla sonuçlanacaktır.
Sanatçı ücretinin bütçelerde diğer giderler altında görünmez hâle gelmesi, sorunun kararlatılmasına neden olur. Dolayısıyla, kurumun proje bütçesinde, sanatçı ücretinin tutar olarak ayrı ve açık bir şekilde listelenmesi bir gerekliliktir. Bu, kurumla sanatçı arasındaki anlaşmanın, projenin gerektirdiği ölçüde biçim değiştirebilmesine engel değildir. Bütçede yapılacak bu küçük değişiklik, kurum içinde standart bir uygulamaya dönüşüp destekleyiciler için bir gereklilik oluşturduğunda, sanatçı, içerisinde bulunduğu eşitsiz denklemden çıkacak, kurum ve sanatçı arasında şeffaflığa yönelik bir ilerleme kaydedilecektir.
Dünyadan örnekler
Sanatçı ücreti, İsveç, Norveç, Kanada, Danimarka ve Polonya’da yasal düzenlemelerle güvence altında uygulamaya konmaktadır.
İsveç devletinin 2009 yılında, ulusal görsel sanat kurumlarıyla iş birliği içerisinde uygulamaya aldığı MU Standart Anlaşması, kamu hizmetindeki mekânlarda sergilenen eserler için yapılacak ödemelerle ilgili bir sözleşmeyi zorunlu kılar. Sözleşme kapsamında tarif edilen katılım ve sergi ücreti, eserin sergilenmesi karşılığında ödenen bir çeşit “kira”dır. Nakliye, kurulum, katalog ve yayınlar ile benzeri masraflar devlet bütçesinden karşılanır. İsveç devletini temsilen İsveç Sanat Konseyi, İsveç Sanatçılar Derneği, İsveç İllüstratörler Derneği ve İsveç Fotoğrafçılar Derneği tarafından imzalanmış olan anlaşma, tüm kamu kurumları üzerinde sergileme yönetmeliği olarak bağlayıcıdır ve tüm profesyonel sergi düzenleyicilerine rehberlik eder. Anlaşma, sanatçının sergi öncesi, süreci ve sonrasında üstlendiği tüm işin, yazılı bir anlaşmayla korunduğunu ve sergi masrafları çerçevesi dışında tutularak ayrı bir şekilde ücretlendirildiğini açıkça ortaya koyar. Sergileme haklarının uygulanması, sergi süresi, sergilenen işin nitelikleri ve tarafların taleplerine göre değişebilir.
2014 yılında, MU Standart Anlaşması’nın yeniden değerlendirilerek güncellenmesi planlanmıştır. Bu model, Finlandiya, İzlanda, Norveç, Litvanya ve İskoçya sanatçı örgütleri tarafından da incelenerek denenmektedir.
Öte yandan; Danimarka’da ilk olarak 1998 yılında gündeme gelen, görsel sanat eserleri için kamu hizmetindeki kurumların “eser ödünç alma hakkı”, telif hakkı yasasından bağımsız olarak, kültür politikaları kapsamında değerlendirilerek uygulamaya konmuştur. Ödemeler, kamu bütçesinden doğrudan sanatçılara aktarılır.
Diğer İskandinav ülkelerinde olduğu gibi, Norveç’te de kültür politikaları ve/veya telif yasasına bağlı ücretlendirmelerle sanatçı destek programları uygulanmaktadır. Bu programlar, kamu hizmetindeki mekânlarda sergilenen görsel sanat eserleri için “eser ödünç alma hakkı” desteğini de içerir. Devlete ait veya devlet destekli kurum ve galerilerde sergilenen eserler için devlet bütçesinden ödeme yapılır. Hakların telif yasası kapsamında değerlendirildiği durumlarda, eserin fikrî mülkiyet haklarının sanatçıya ait olması koşulu aranır.
Norveç’teki mevcut uygulamada sanatçılar, sergilenen eserler üzerinden eser başına aylık 231 NOK/79 TL ve sergileme süresince kısıtlanan satış ve kullanım haklarının telafi edilmesi için eser başına aylık 245 NOK/84 TL olmak üzere iki aşamalı bir ücret alır. Norveç Sanat Konseyi, anlaşmaların düzenlenmesi ve sanatçı ücretinin belirlenmesinde rol almamıştır. Tüm bu düzenlemeler, sanatçı organizasyonları olan Norveç Görsel Sanatlar Telif Hakkı Derneği (BONO), Norveç Görsel Sanatçılar Derneği, Norveç Sanatçı ve Zanaatkârlar Derneği ile Kültür Bakanlığı’nca görüşülüp geliştirilmiştir.
Polonya’da, 2009 yılında sanatçıların içerisinde bulunduğu istikrarsız ve güvencesiz duruma çözüm üretme amacıyla kurulmuş olan Citizens’ Forum for Contemporary Art’ın girişimiyle 2014 yılında, Sanatçılar İçin Asgari Ücret Anlaşması yürürlüğe girmiştir. Kurumlar, asgari ücreti belirleyen ve kurumu, sergi katılımcılarına ödeme yapmakla yükümlü kılan bu belgeyi imzalamaya teşvik edilir. Bu yönetmelik ve düzenleme, sanatçının emeğine değer veren sosyal bir anlaşma olarak kabul görür ve kurumların, sanatçı desteği konusunda rolünü öne çıkarır. Sanatçı ücreti, taraflar arasında ortalama ulusal gelir referans alınarak yapılan anlaşmayla belirlenir ve kişisel bir sergi için ödenecek asgari tutar, devlet tarafından belirlenen ulusal asgari ücretten daha az olamaz. Sözleşmeye göre, sanatçı ücretleri doğrudan sanatçıya ödenir ve diğer bütün uygulamalarda olduğu gibi katalog, nakliye ve sigorta gibi masrafların karşılanmasında kullanılmaz.
Kanada’da 1968 yılında sanatçılar tarafından kurulan Kanadalı Sanatçılar Birliği (CARFAC), Kanadalı sanatçıları ilgilendiren sorunlara çözüm üretmek ve standart ücret tarifelerini belirlemekten sorumludur. Ülkedeki kamusal mekânlarda sergilenen eserlerin kullanım hakları ve sanatçı ücretleri, telif yasası kapsamında değerlendirilir. CARFAC’ın zorunlu bir uzantısı olarak 1990’da kurulan Kanadalı Sanatçılar Birliği Telif Hakları Ortak Girişimi AŞ (CARCC), telif hakları uyarınca, CARCC lisansı sahiplerinin yasal kullanım hakları ve telif ücretlerini gözetir. CARFAC’ın 1968’de belirlediği asgari telif ücretleri, 1998’den itibaren CARCC tarafından günün şartlarına göre yeni düzenlemeler yapılarak güncellenmektedir.
CARFAC tarifesi, sanatçı ücretini, kurumun iş hacmi, serginin kapsamı ve süresi gibi değişkenleri sınıflandırarak belirler. Örneğin; kurumlar, yıllık bütçelerine göre, 500 bin Kanada doları üzeri, 500 bin dolara kadar olanlar, uluslararası kurumlar ve uluslararası bienaller olmak üzere dört ana sınıfa ayrılmıştır. Yıllık bütçesi 500 bin dolara kadar olan kurumlarda kişisel sergi için asgari sanatçı ücreti 1845 dolardır. Belirlenen ücretler, enflasyona göre yıllık artış gösterir.
CARFAC, Sergileme Kanun Hükmü aracılığıyla Kanada devletinden destek alır. Sanatçı ücretini ödememesi durumunda, kurumun alacağı fonlar durdurulabilir. Kanada’da kâr amacı gütmeyen kurumlar, ağırlıkla şehir ya da eyalet bütçesinden gelir sağladıklarından, bu durum finansal sürdürülebilirliği büyük ölçüde tehdit eder. Bütün bu haklar, sanatçıların belirlenen seviyede adil bir şekilde ücretlendirilmesini güvence altına almak üzere CARFAC tarafından yıllarca yürütülmüş olan kararlı mücadelenin bir sonucudur.
Berlin Eyaleti’nde uygulamaya konan düzenlemeyle, sanatçı ücreti için merkezî bir bütçe ayrılmıştır. Yerel galeriler ve sanat kurumları, bu bütçeye ancak sanatçı ücreti ödeme şartıyla erişim sağlayabilir ve sanatçılara bütçeden aktarım yapabilir. Sanatçı ücreti için standart, kişisel sergi için 2000 euro, toplu sergi katılımında 500 euro, katılımcısı belli bir sayının üzerinde olan kalabalık toplu sergilerde ise her katılımcı sanatçıya 250 euro olarak belirlenmiştir.
Sanatçı ücretine özgü yasal düzenlemeler, İskandinav ülkeleri, Kanada ve Polonya gibi bazı ülkelerde mevcut olsa da, bu tartışmayı son yıllarda gündeme getirmiş çoğu ülkede sanatçı, kurum ve dernekler kendi girişimleriyle, kurum içi ve kurumlar arası bir çözüm şeması oluşturmayı tercih etmiştir.
Avustralya’da 1983 yılında kurulan Ulusal Görsel Sanatçılar Derneği (NAVA), kültür politikaları ve mevzuat değişikliklerini takip edip güvence altına alarak görsel sanat sektörünün gelişimi ve profesyonelleşmesini teşvik eder. Araştırma, veri toplama, analiz, politika ve proje geliştirme gibi görevleri üstlenir. Üyeleri ve sektöre, danışmanlık, avukatlık, kaynak bulma, kariyer gelişimi gibi konularda doğrudan hizmet sunar.
Sanatçıların ücretlendirilmesiyle ilgili gerekli yasal düzenlemelerin yapılması için son on yıldır devam eden çalışmalar sonucunda, NAVA, sanatçı ücreti ile ilgili ilkelerin de belirlendiği detaylı ve kapsamlı bir uygulama yönetmeliği hazırlamıştır. NAVA, bu yönetmelikle tavsiye edilen asgari sanatçı ücretinin ödenmesi için, fon alan tüm sanat kurumlarıyla görüşmeler yapmaktadır. Ayrıca, bu kurumların destek alabilmesi için, sanatçı ücreti ödediklerine dair belgelerin bir gereklilik olması talebinde bulunmuştur. NAVA’nın, bir kişisel sergi için belirlediği minimum ücret 2665 Avustralya dolarıdır. Avustralya Konseyi’nin idaresinde bir sanatçı ücreti fonu oluşturularak ücretlerin fondan aktarılması tasarlanmıştır.
Londra’daki a-n The Artists Information Company, 18 bini aşan üyesiyle sanatçılar, sanat öğrencileri, profesyonel görsel sanat emekçi ve yapımcıları, araştırmacılar ile kurum ve üniversitelerin iletişim kurabildikleri eleştirel bir platform sağlar. Bünyesinde bulunan Artists Interaction and Representation (AIR) konseyi, sanatçıların sosyal ve ekonomik durumunu geliştirmeye yönelik kampanyalar yürütür.
AIR, devam etmekte olan “Paying Artists” kampanyası kapsamında, sanatçılara yasal destek ve danışmanlık hizmeti sağlamaktadır. Kurumsal uygulamaların belli standartlara taşınması için, sanatçı ücreti üzerine konferans ve paneller düzenler. a-n The Artists Information Company ile NAVA, iletişim içerisinde faaliyet gösterir.
CARCC / CARFAC sanatçı hakları düzenlemesini model alan ve Amerika’da gönüllü kurumlara sertifika veren Working Artists and the Greater Economy (W.A.G.E.) örgütlenmesi 2010’da kurulmuş ve Ekim 2014’te W.A.G.E. sertifikası uygulamaya konmuştur. Sertifika politikası, sanatçılar ile yerel ve uluslararası kurumlarla yapılan görüşmelerle oluşturulmuştur. Mart 2015 itibariyle W.A.G.E. sertifikasına sahip beş kurum vardır. W.A.G.E. ayrıca, çok sayıda kurumun sertifika için gönüllü olduğu ve başvuru sürecinde bulunduğunu açıklamıştır.
Neler yapılabilir?
Yukarıda açıklanan örgütlerin üstlendiği görevi yerine getirecek, sanatçı hakları için çalışan bir konseyin kurulması, sadece sanatçı ücreti değil, sanatçı haklarıyla ilgili birçok düzenlemenin de geliştirilebileceği ideal bir çözüm olabilir. Böyle bir konseyin olmadığı durumlarda, sanatçı ve kurumların iş birliğiyle, kurumların sanatçı ücretinin uygulamaya konduğunu taahhüt ettikleri bir gönüllü sertifika programı ya da yönetmelik hazırlanabilir.
W.A.G.E., bu konuda adım atmak isteyen kurumlar için bir rehber niteliğindeki araştırma dosyasında, sanatçı ücreti politikalarını belirlerken üzerinde durulması faydalı olacak konu başlıkları önermiştir:
+ Oluşturulacak yönetmeliğin, kurum ilkeleriyle ilişkisini belirleme bakımından kâr amacı gütmeyen kurumların rolü, sorumlulukları ve öncelikleri nelerdir?
+ Kurumun mali ve yapısal sınırları nelerdir?
+ Sanatçılara parasal olmayan ne tür hizmetler (eser üretimi, katalog/eleştiri yazısı vb.) sunulmaktadır?
+ Sanatçıların kuruma sağladıkları parasal olmayan kazançlar nelerdir?
+ Parasal olmayan kazançlar nakde dönüştürülebilir mi ve dönüştürülmeli midir; dönüştürülebiliyorsa bu nasıl yapılmalıdır?
+ Belirlenecek ücretin amacı nedir?
+ Bu amaca göre, sanatçı ücreti geçim sağlayıcı bir gelir mi, yoksa sembolik bir ücret mi olmalıdır?
Sanatçı ücretine dair ilkeler ve asgari standartların belirlenebilmesi için öncelikle “sanatçı”, “sergi” ve “kurum” değişkenlerinin tanımlanarak sınıflandırılması gerekmektedir.
“Sanatçı”, görsel sanatlar bağlamında içerik ve hizmet sağlayan görsel sanatçı, dansçı, sinemacı, şair, yazar ve müzisyenlerin de dâhil olduğu herkesi temsil eder. Bireysel sanatçı ve kolektif sanatçılar arasında sanatçı ücreti bakımından fark gözetilmez. Ancak, yaratıcı ve icracı sanatçılar arasında ayrım yapıldığı durumlar vardır. Böyle bir örnek, Danimarka Sanat Vakfı’nın hazırladığı yönetmelikte görülmektedir. Örneğin; söz konusu bir dans performansı ise, koreograflar sanatçı desteği alırken dansçılar bu desteğin kapsamı dışında kalır. Aynı şekilde, W.A.G.E. sertifikasında da, kurumun proje için anlaştığı sanatçı ya da sanatçılar için sanatçı ücreti şart koşulmuştur, fakat bu sanatçıların projede görevlendirdiği ya da projeye dâhil ettiği diğer sanatçılar için bu şart geçerli değildir. Yönetmeliklerde, genellikle sanatçı ücretinin sadece hayatta olan sanatçılar için geçerli olduğuna dair bir ibare de yer alır.
Uygulama örneklerinde, sergi, performans ve projeler süre ve içerik bakımından sınıflandırılmıştır. Program kapsamında olmayan, fiziksel mekân kullanımını gerektirmeyen materyal dışı sunum ve çalışmaların da sınıflandırılması ve bir standart belirlenmesi gereklidir. Kişisel sergiler ile grup sergilerinin yanı sıra, tek işler, araştırma/dokümantasyon, performans, konuşma, gösterim ve atölye çalışmaları da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Kalıcı koleksiyonlar içinse ayrı bir standart uygulanmaktadır.
Genellikle sergi, performans ve projeler için belirlenen kategoriler şunlardır:
+ Kişisel sergi
+ Retrospektif
+ Proje, küçük sergi, yerleştirme (proje odası)
+ Tek iş
+ Grup sergisi
+ Gezici sergi
+ Sanatçı konuşmaları
+ Seminer, konferans, atölye çalışması
+ Tek günlük performans
Tek günlük performans ücreti dışında, sanatçı ücreti çoğunlukla bir aylık süre için belirlenmiştir. Bunun dışında kalan tek uygulama, Norveç’teki eser başına asgari ücret uygulamasıdır. Aylık asgari sanatçı ücreti belirlenirken, kişisel sergi ücreti diğer ücretlendirmeler için referans kabul edilebilir. Örneğin; CARCC tarafından belirlenen standarda göre, 6-10 sanatçının katıldığı bir grup sergisinde her bir sanatçı için kişisel sergi ücretinin yüzde 19’u, 11 ve daha fazla sanatçının katılımında ise yüzde 17’si baz alınır. Retrospektif sergiler içinse, kişisel sergi ücretine yüzde 15 eklenmiştir. Kurumların sınıflandırılması yıllık bütçelerine göre yapılır. W.A.G.E. sertifikasında, kurumların bütçelerine göre taban ücreti, asgari ücret ve azami ücret olmak üzere üç farklı tarife belirlenmiştir. Bütün bu tanım ve sınıflandırmaları içeren bir sözleşme ya da ilkeler rehberinin oluşturulması her ne kadar kurumlar bünyesinde mümkün olsa da, sanatçı ücretinin standart bir uygulama olabilmesi için bir sanatçı örgütlenmesi etrafında hakların talep edilmesi en önemli gerekliliktir.