Paul Pfeiffer ve Nathan Lee Söyleşisi
Empire State of Mind
Salt Beyoğlu
12 Kasım 2011 18.30
Sanatçı Paul Pfeiffer ve konuk araştırmacı Nathan Lee, Pfeiffer’in SALT Beyoğlu’ndaki Forum’da 10 Eylül-10 Aralık 2011 tarihlerinde izlenime sunulan Empire adlı video enstalasyonu üzerine bir söyleşi gerçekleştirecek. SALT Beyoğlu’nun mimarisine özel olarak yeniden yapılandırılan enstalasyon, bir yaban arısı kovanının üç aylık yaşam döngüsünü gerçek zamanlı ve kesintisiz olarak aktarıyor. İşin radikal derecedeki basitliği, etki alanı geniş bir kavramsal zenginliği yansıtıyor. Sanatçının, Empire adlı bir başka işe; Empire State binasının Andy Warhol imzalı sekiz saatlik gerçek zamanlı ünlü filmine gönderme yapan projesi, dijital çağda yapı, maddiyat, toplumsal örgütlenme ve sürekliliğe ilişkin sorgulamalarda bulunuyor.
Açık Sinema’daki söyleşide Pfeiffer, Empire’ı daha geniş sanat pratiği içerisinde değerlendirirken, Lee, işin dijital temsiliyetin kültürel soruları bağlamında yansıması ile SALT Beyoğlu’nda sürmekte olan How We Move [Nasıl Devam Ederiz] adlı gösterim programının kavramsal ve zamansal temelindeki rolü hakkında konuşacak.
Filmlerden ve televizyon programlarından görüntüler aktaran, ayrıca son dönemde kendisi de çekim yapan Paul Pfeiffer, dijital olarak silinmiş bir Marilyn Monroe ya da Muhammed Ali’nin boks ringindeki hayalete benzer görüntüsü gibi, bellek ve tarihin kanonlaştırılması ile oynayan video, heykel ve enstalasyonlar üretiyor. Sanatçı, yakın zamanda gerçekleştirdiği büyük bir prodüksiyonla Dünya Kupası maçlarından birinde tezahürat eden 100 bin kişinin sesini yeniden yaratmak üzere, sadece bu iş için tutulan bin kişinin sesini kaydetti. Gerçek zamanlı olarak gösterilen etkileyici bir gündoğumu ve günbatımı çekiminden banliyöden merkeze işe gidip gelen New York’luların bir yuva dolusu yumurtanın çatlayışı ile civcivlerin tavuğa dönüşmesine 75 gün boyunca günün her saati tanıklık edebildikleri bir çalışmaya, Pfeiffer tüm işlerinde dikkat etmenin önemini vurguluyor. Bir eleştirmen, Pfeiffer’ın işlerini şöyle özetliyor: “Sevginin derinleşmesini hissedebiliyor insan –ve bu gereksinimle açıkta kalan boşlukları.”
Konuşma dili İngilizce’dir.
Açık Sinema’daki söyleşide Pfeiffer, Empire’ı daha geniş sanat pratiği içerisinde değerlendirirken, Lee, işin dijital temsiliyetin kültürel soruları bağlamında yansıması ile SALT Beyoğlu’nda sürmekte olan How We Move [Nasıl Devam Ederiz] adlı gösterim programının kavramsal ve zamansal temelindeki rolü hakkında konuşacak.
Filmlerden ve televizyon programlarından görüntüler aktaran, ayrıca son dönemde kendisi de çekim yapan Paul Pfeiffer, dijital olarak silinmiş bir Marilyn Monroe ya da Muhammed Ali’nin boks ringindeki hayalete benzer görüntüsü gibi, bellek ve tarihin kanonlaştırılması ile oynayan video, heykel ve enstalasyonlar üretiyor. Sanatçı, yakın zamanda gerçekleştirdiği büyük bir prodüksiyonla Dünya Kupası maçlarından birinde tezahürat eden 100 bin kişinin sesini yeniden yaratmak üzere, sadece bu iş için tutulan bin kişinin sesini kaydetti. Gerçek zamanlı olarak gösterilen etkileyici bir gündoğumu ve günbatımı çekiminden banliyöden merkeze işe gidip gelen New York’luların bir yuva dolusu yumurtanın çatlayışı ile civcivlerin tavuğa dönüşmesine 75 gün boyunca günün her saati tanıklık edebildikleri bir çalışmaya, Pfeiffer tüm işlerinde dikkat etmenin önemini vurguluyor. Bir eleştirmen, Pfeiffer’ın işlerini şöyle özetliyor: “Sevginin derinleşmesini hissedebiliyor insan –ve bu gereksinimle açıkta kalan boşlukları.”
Konuşma dili İngilizce’dir.
