Manifesto: İmajın Ardında
ANTONI MUNTADAS
30 Temmuz 2019
1. İmajlar, uygarlıklar kadar eskidir. İmajların tarihi, insanların imajların temsil gücü ile kendilerini ifade etme ihtiyaçları kadar eskidir.
2. İmajlar üretildikleri ve inşa edildikleri için hem kendi bağlamları ve hem de çeşitli tarihi, kültürel, toplumsal, siyasi ve ekonomik koşullarla yakın ilişki içindedir.
3. Sanatçı için imaj, farklı meselelerin inşası ve aktarımıyla oluşan bir sonuçtur.
4. Teknikler ve teknolojiler iki süreçle uğraşır: inşa ve yayma süreçleri. Her ikisi de bilinç ve bilinçaltında imajların üretimi ve yeniden üretimini etkiler.
5. İmajlar, toplumsal davranışların daha kayda değer örneklerini ürettiği tarihsel dönemlerden geçmiştir. Böylece, bizler de imajların üretimini ve yeniden üretilmesini kültür mirasımızın bir parçası olarak ve antropolojik bir bakışla değerlendiririz. Bulundukları dönemdeki olaylarla ilgili sanat eserleri ise imajlar tarafından üretilir.
6. Sanatçının sorumluluk ve görevi (dışlayıcı değil kapsayıcı bir görevi kast ediyorum), işinin bir gereği olarak içinde yaşadığı zamanı gözlemlemek, düşünmek ve yorumlamaktır. Bugünün sanatçısının sorumluluklarından biri ise, imajın gözle görülemez yönünü görünür kılmaktır.
7. İzleyiciler ile kurulan ilişki aynı zamanda imajın form (stil) ve içerik (söylem) açısından kişiselleştirilmesini de belirler ve sınırlar. Bu durum, bariz sonuçlarla (özellikle siyasi ve ekonomik) karşılaşıldığında bilhassa doğrudur.
8. Genel anlamda “İmaj Endüstrisi”ne (sinema, televizyon, reklâmcılık, yayıncılık ve sanat piyasası) değinmek, şüphesiz, bir izleyici kitlesine gereksinim duyar: okuyucular, tüketiciler, kamuoyu, oranlar, satışlar… Kitlesel medya tarafından yönlendirilen büyük rekabet önemli bir sorun teşkil eder. Bu karmaşık ve problemli bir meseledir.
9. Mesele, imajı üretim ve yeniden üretim bağlamı dışında, sadece kendi başına ele almanın imkânsızlığıdır. Belki de bu hep böyleydi: sanat eserinin bağlamıyla ilişkisi koparılamaz. Ancak, burada vurgu, imajın ardında saklı karmaşık çıkar ağları (özellikle siyasi ve ekonomik) yaratan roller, teknikler ve stratejilerin görünüşüne yapılmıştır.
10. Son yıllardaki çalışmalarımda (görsel-işitsel üretimimde) çeşitli medya araçları (fotoğraf serileri, yerleştirmeler, videolar, reklâm panoları, yayınlar) kullandım. Tüm bunlar çağımız olayları üzerine bazı gözlemler ve yorumlardan oluşur; özellikle de kitlesel medyayı, bu medyanın formunu ve içeriğini konu alır. Bağlam, çalışmalarımın ayrılmaz öğesidir.
11. Sınırlara karşı. Sınırlar bütün çeşitleriyle her zaman var olmuştur. Onları göz ardı etmek, onları aştığını sanmak naif olmak demektir. Görsel-işitsel medyada, sınırlar ekranın çerçevesiyle, gösterim mesafesiyle, süreyle, ışığın derecesiyle ve mekânla başlar…Nasıl resim sanatında 40lık portre ile 60lık manzaranın neden olduğu sınırlamaların farkındaysak, bu sınırların da varlığını kabul etmeliyiz. Nereye bakarsınız orada sınırlar vardır.
12. Filmin formatı dağıtımından itibaren eseri etkiler. Video formatı ise biçim sorunsalını aşar. Burada 30 ya da 60 dakika süren programların televizyonda yayınlanmak üzere bu programların arasına 2 dakikalık reklâm sıkıştırmak için 28 ya da 58 dakikaya düşürülmesinden bahsediyorum.
13. İmajların yaratılması ve özel sektörden kamu sektörüne dağıtılmasının karmaşıklığı, bütün süreci siyasi ve ekonomik bakımdan belirleyen bir dizi kararı etkiler.
14. Formlar görünürdür-açıkça koşulların belirlediği kategoriler ve türler: hız, piyasa, verimlilik, sentez ve referans. Melez ve alt tür olan formlar.
15. Film türleri, bilgi ve reklâm ihtiyaçlarını gidermek için yaratılmışlardır. Bunlar şirketleşmiş dünyanın işlevleridir. Bu türler imajın ‘öncesi’ ve ‘sonrası’dır. Bazı durumlarda söz konusu türler imajın yerine geçer; bazı durumlarda ise imajın izahıdır.
Muntadas, Antoni. “Behind the Image” in Illuminating Video: An Essential Guide to Video Art, edited by Doug Hall and Sally Jo Fifer, 317-320. New York: Aperture/BAVC, 1990.
Çeviri: Ege Berensel
2. İmajlar üretildikleri ve inşa edildikleri için hem kendi bağlamları ve hem de çeşitli tarihi, kültürel, toplumsal, siyasi ve ekonomik koşullarla yakın ilişki içindedir.
3. Sanatçı için imaj, farklı meselelerin inşası ve aktarımıyla oluşan bir sonuçtur.
4. Teknikler ve teknolojiler iki süreçle uğraşır: inşa ve yayma süreçleri. Her ikisi de bilinç ve bilinçaltında imajların üretimi ve yeniden üretimini etkiler.
5. İmajlar, toplumsal davranışların daha kayda değer örneklerini ürettiği tarihsel dönemlerden geçmiştir. Böylece, bizler de imajların üretimini ve yeniden üretilmesini kültür mirasımızın bir parçası olarak ve antropolojik bir bakışla değerlendiririz. Bulundukları dönemdeki olaylarla ilgili sanat eserleri ise imajlar tarafından üretilir.
6. Sanatçının sorumluluk ve görevi (dışlayıcı değil kapsayıcı bir görevi kast ediyorum), işinin bir gereği olarak içinde yaşadığı zamanı gözlemlemek, düşünmek ve yorumlamaktır. Bugünün sanatçısının sorumluluklarından biri ise, imajın gözle görülemez yönünü görünür kılmaktır.
7. İzleyiciler ile kurulan ilişki aynı zamanda imajın form (stil) ve içerik (söylem) açısından kişiselleştirilmesini de belirler ve sınırlar. Bu durum, bariz sonuçlarla (özellikle siyasi ve ekonomik) karşılaşıldığında bilhassa doğrudur.
8. Genel anlamda “İmaj Endüstrisi”ne (sinema, televizyon, reklâmcılık, yayıncılık ve sanat piyasası) değinmek, şüphesiz, bir izleyici kitlesine gereksinim duyar: okuyucular, tüketiciler, kamuoyu, oranlar, satışlar… Kitlesel medya tarafından yönlendirilen büyük rekabet önemli bir sorun teşkil eder. Bu karmaşık ve problemli bir meseledir.
9. Mesele, imajı üretim ve yeniden üretim bağlamı dışında, sadece kendi başına ele almanın imkânsızlığıdır. Belki de bu hep böyleydi: sanat eserinin bağlamıyla ilişkisi koparılamaz. Ancak, burada vurgu, imajın ardında saklı karmaşık çıkar ağları (özellikle siyasi ve ekonomik) yaratan roller, teknikler ve stratejilerin görünüşüne yapılmıştır.
10. Son yıllardaki çalışmalarımda (görsel-işitsel üretimimde) çeşitli medya araçları (fotoğraf serileri, yerleştirmeler, videolar, reklâm panoları, yayınlar) kullandım. Tüm bunlar çağımız olayları üzerine bazı gözlemler ve yorumlardan oluşur; özellikle de kitlesel medyayı, bu medyanın formunu ve içeriğini konu alır. Bağlam, çalışmalarımın ayrılmaz öğesidir.
11. Sınırlara karşı. Sınırlar bütün çeşitleriyle her zaman var olmuştur. Onları göz ardı etmek, onları aştığını sanmak naif olmak demektir. Görsel-işitsel medyada, sınırlar ekranın çerçevesiyle, gösterim mesafesiyle, süreyle, ışığın derecesiyle ve mekânla başlar…Nasıl resim sanatında 40lık portre ile 60lık manzaranın neden olduğu sınırlamaların farkındaysak, bu sınırların da varlığını kabul etmeliyiz. Nereye bakarsınız orada sınırlar vardır.
12. Filmin formatı dağıtımından itibaren eseri etkiler. Video formatı ise biçim sorunsalını aşar. Burada 30 ya da 60 dakika süren programların televizyonda yayınlanmak üzere bu programların arasına 2 dakikalık reklâm sıkıştırmak için 28 ya da 58 dakikaya düşürülmesinden bahsediyorum.
13. İmajların yaratılması ve özel sektörden kamu sektörüne dağıtılmasının karmaşıklığı, bütün süreci siyasi ve ekonomik bakımdan belirleyen bir dizi kararı etkiler.
14. Formlar görünürdür-açıkça koşulların belirlediği kategoriler ve türler: hız, piyasa, verimlilik, sentez ve referans. Melez ve alt tür olan formlar.
15. Film türleri, bilgi ve reklâm ihtiyaçlarını gidermek için yaratılmışlardır. Bunlar şirketleşmiş dünyanın işlevleridir. Bu türler imajın ‘öncesi’ ve ‘sonrası’dır. Bazı durumlarda söz konusu türler imajın yerine geçer; bazı durumlarda ise imajın izahıdır.
Muntadas, Antoni. “Behind the Image” in Illuminating Video: An Essential Guide to Video Art, edited by Doug Hall and Sally Jo Fifer, 317-320. New York: Aperture/BAVC, 1990.
Çeviri: Ege Berensel