"Hüseyin Bahri Alptekin. Facts, Incidents, Accidents, Circumstances, Situations" [Gerçekler, Olaylar, Kazalar, Durumlar] Sergisi Üzerine
SEZİN ROMİ
30 Kasım 2013
Küratörlüğünü Joanna Sokołowska ve Magdalena Ziółkowska’ın yaptığı Hüseyin Bahri Alptekin.Facts, Incidents, Accidents, Circumstances, Situations [Gerçekler, Olaylar, Kazalar, Durumlar] sergisi 15 Kasım’da Polonya’daki Muzeum Sztuki w Łodzi’de açıldı.
Hüseyin Bahri Alptekin’in “global” özelliğinden yola çıkarak kurgulanan sergide Alptekin’in sıklıkla işlediği küreselleşmenin etkileri, göç ve sürgün, kültürlerarası imge dolaşımı, kendine mal etme temaları işlendi. Sergiye M.D. Morris 1990’ların başında Alptekin’le beraber ürettikleri Kömür/Sabun, Kara-Kum, Heterotopya ve Turk Truck işleriyle; Camila Rocha da Sipa Story ve Trunk Story videoları ile katıldı. Sanatçının arşivinden çeşitli objeler ve seyahatleri sırasında topladığı broşürler, kartpostallar, biletler, sigara paketleri de sergide yer alıyor.
Facts, Incidents, Accidents, Circumstances, Situations, müze binasının dışında, Alptekin’in M.D. Morris ile 1995 yılında 4. İstanbul Bienali’nde sergilediği Turk Truck enstalasyonuyla başlıyor. Plastik, renkli futbol toplarıyla dolu olan kamyon müze girişi ile yanındaki alışveriş merkezi arasında konumlandırıldı. Müzeye doğru yürürken müzeye ait, alışveriş merkezine doğru yürürken de alışveriş merkezine ait izlenimini veriyor. Gümrükten çıkmış, konteynerin içinde yer alan çuvallardaki topları her an müze girişine veya alışveriş merkezine boşaltıp geri gidecekmiş gibi duruyor. Vasıf Kortun, 1999’da yayımlanan Kriz Viva Vaia1 kataloğunda İstanbul Bienali’nde gümrük binasında yer alan işteki yanılsamadan şöyle bahseder: “Nesne bir oyuncak kamyonu gibi görünüyor ve böylelikle, fiziksel varlığı trompe-l’oeil olarak buharlaşıyor. Bu yanılsama yapıttaki yer çekimi eksikliğine katkıda bulunuyor. Kamyon, taklit futbol toplarıyla ağzına kadar dolu bir konteyner biçiminde sadece hava taşıyarak, ağır nesneleri taşıma işlevine ters düşüyor. Nesnedeki yanılsama daha da ileri götürülüyor, çünkü sergi mekânın içine, girişin hemen yanına konmuş durumda, hem amacından bir süreliğine uzaklaştırılmış hem de o amacı yerine getiriyormuş görüntüsü veriyor.”2 Müze girişi ile alışveriş merkezi arasında konumlandırılan kamyon, burada da benzer bir yanılsamaya yol açıyor.
Sergi, adını Alptekin’in kullanılmış otel çarşaflarına işlenerek çerçevelettirilmiş Incident-s (Fact-s, Incident-s, Circumtance-s, Accident-s, Situation-s) [Olay(lar), Gerçek(ler), Koşul(lar), Kaza(lar), Durum(lar)] işinden alıyor. Alptekin’in işlerinin yaşamındaki gerçekler, olaylar, kazalar, durumlar sonucu ortaya çıktığı mesajını veriyor. İşlerle bir arada sunulan, sanatçının dünyanın çeşitli yerlerinden topladığı, arşivine ait kameralar, saatler, levhalar, mücevher ve kozmetik kutuları, şişeler, oyuncaklar, dekoratif objeler, pasaportlar, ambalaj kağıtlar, etiketler, sigara paketleri, broşürler, gıda paketleri… ile bunu pekiştiriyor. Ortaya çıkan işlerin ardında yer alan, sanatçının üretici sürecine ait izleri sunuyor.
Alptekin’in Łodz’a ilk gelişi, 1999 yılında Book Art Muzeum’da Lawrence D. Butch Morris ile birlikte gerçekleştirdikleri Threshold [Eşik] sergisi ile olmuştur. Sergiye Butch Morris Conduction No: 108, Alptekin de Cidade ile katıldı. Lawrence D. Butch Morris, Łodz’lu 11 müzisyene kendi tekniği conduction’ın özelliklerini, alfabe ve işaret sistemiyle yaptığı işin fiziksel temelini anlattıktan sonra, iki gün süren provaların ardından onlarla bir performans gerçekleştirdi.3 Alptekin ise sergiye mekâna özgü bir entalasyonla katıldı. Enstalasyonda Augusto de Campos’ın Viva Vaia eserinden alınan Cidade şiirinin neonla yazıldığı Cidade isimli işi; Ukrayna’da üretilen bir sigara paketindeki imaj ile Ilya Repin’in Türk Sultana Mektup isimli resmini yan yana koyarak kendine mal ettiği Guardians of the Threshold işi ve Lawrence D. Butch Morris’in Contemplation isimli portresi yer aldı. Morris’in yanmayan bir puroya bakarken sigara içtiği portresinin önüne, üzerinden bir sigara paketinin yer aldığı bir masa yerleştirdi. Cidade ve Contemplation, ayrıca sanatçının aynı yıl (1999) İstanbul’da Dulcinea’da düzenlenen Kriz Viva Vaia sergisinde de sergilendi.
Bu sergide ise sanatçının 1999’da Łodz’da katıldığı sergiye referansla yer alan Contemplation‘ın yanına Kriz Viva Vaia‘daki diğer fotografik baskılar ekleniyor. Kriz Viva Vaia kataloğunda Alptekin, bu fotografik baskılara şöyle değinir:
“Kriz ibaresine ve bu serginin bir pasaj ve süreç sergisi olmasına istinaden bir takım fotografik baskılar mekâna özel plastik bağlantı içinde sergiye girdiler. Bu da serginin bir süreç-iş olmasıyla bağlantılı. Mesela, okunulan bir kitap, Bulgaristan’a yapılan bir seyahat, Gökçeada’da karşılaşılan bir tahliye filikası…”.4
Kriz Viva Vaia‘da yer alan fotografik baskılar; 1990’lı yılların ilk yarısında sanatçının M.D. Morris ile işbirliği içerisinde ürettiği işler; seyahatleri sırasında çektiği fotoğraflardan ve gözlemlerinden oluşan sunumlar sergi mekânında üç ana grup oluşturuyor.
Sanatçı, Avustralya’da katıldığı bir misafir programı sırasında Cork’da verdiği konuşmanın metninde kendini şehir ve tabela bağımlısı bir sanatçı olarak tanımlar: “Şehir ve tabela bağımlısı bir sanatçı olarak, burası “görsel” olarak bana göre olmadığı gibi, aslında bu benim “seyahatim” de değil. Kendi seçimimle olmasa da, buraya gelmek durumundaydım; beni buraya getiren şey hikâyelerdi…”5
Alptekin’in farklı ülkelerden çektiği fotoğrafları video haline getirdiği Incident-s [Olay(lar)] serisi; İstanbul’da ve seyahat ettiği sayısız ülkede çektiği otel tabelası fotoğraflarından oluşan Capacity; 2003-2007 yılları arasında üretilen otel tabelalarından oluşan H-Fact: Hospitality/Hostility [H-Faktörü: Misafirperverlik/Husumet]6; dört ceket ve imajdan oluşan I am Dreaming About Bombay işleri sergide sanatçının seyahat obsesyonunu yansıtıyor.
Sergide, sanatçının M.D. Morris ile beraber gerçekleştirdiği işler sanatçının sanatsal üretime başladığı döneme götürüyor. Bu dönem, sergi mekânında beraber gerçekleştirdikleri Sabun/Kömür, Kara-Kum ve sanatçının “üç boyutlu kolaj” olarak adlandırdığı Heterotopya ile temsil ediliyor. Heterotopya, kolajlar ve sanatçının arşivindeki çeşitli objelerle aynı hizada sunuluyor. Sanatçının arşivinin Heterotopya’nın izlerini taşıdığı, Heterotopya‘daki her kolajın arşivde yer alan yüzlerce kağıt parçasından üretildiği ve her objenin arşivdeki objeler arasından seçilerek enstalasyona iliştirildiği vurgulanıyor.
Sergideki diğer iş, sergi mekânının girişinde yer alan Heimat-Toprak. Heimat-Toprak işinin renkleri Almanya bayrağının temsil eder. Sarı payetler üzerine siyah renkte, Almanca’da vatan anlamına gelen “heimat” [vatan] ve kırmızı renkte “toprak” kelimeleri yer alır. İş, Almanya’da yaşayan gurbetçilere referans verir.
Mekânda sergi Heimat-Toprak ile başlarken, mekânın sonundaki duvarda sanatçının vefat etmeden önce ürettiği son işi olan Translated By [Çeviri] beliriyor. Pembe, mavi renkte neondan, üretilen işte sanatçının el yazısıyla “She wouldn’t have believed me…”, “Bana inanmayabilirdi…” ve “waiting, waiting, waiting… waiting…” cümleleri yer alıyor. Tüm mekânı dolaştıktan sonra izleyicinin karşısına çıkan cümleler, sanatçının son sözleriymişcesine beliriyor.
Alptekin ve Morris dışında sergiye katılan diğer sanatçı, Camila Rocha. Rocha, sergiye Sipa Story ve Trunk Story videoları ile katıldı. Sipa Story videosu Alptekin’in vefatının ardından deposunda, eski bir koli içinde bulunan diaların bir araya gelmesiyle oluşuyor. Rocha 1978 öncesine ait, sanatçının Sipa Press’te basın fotoğrafçısı olarak çalıştığı döneme ait diaların kendisine hatırlattıklarını şöyle ifade ediyor: “Hüseyin’le tanıştığımızda anlattığı, Afrika’da balonla yaptığı safari seyahatini ve otel tabelaları üzerindeki şehir isimleri, restaurantlar üzerine merakını hatırlıyorum. Aynı zamanda doğa resimlerinden, duvar yazılarından ve Melancholia in Arcadia işini anımsatan, uçuşan perde imajlarından oluşan bir seçkiyi. Sipa Story, Hüseyin’in obsesyonu ve hayatı boyunca ona eşlik eden ipuçları üzerinden kişisel bir bellektir”. Trunk Story, Alptekin’in Rocha ile Kelleberrin’de misafir sanatçı programında oldukları sırada, İrlanda’daki sergi için sandık aramasının hikâyesini sunuyor. Alptekin’in arabayı kullanırken görüntülendiği video, Batı Avustralya’da, iki küçük kasaba arasındaki yolda geçiyor. Video aynı zamanda Alptekin’in Turk Truck işi için aldığı notlarda yer alan “Ömür Biter Yol Bitmez” sözüne referans veriyor.
Hüseyin Bahri Alptekin.Facts, Incidents, Accidents, Circumstances, Situations [Gerçekler, Olaylar, Kazalar, Durumlar], sanatçının işleri ve arşivi üzerinden bir dolaşım sağlıyor; farklı dönem ve temalar üzerinden sanatçının işlerini okuma imkânı sunuyor ve bunu arşiviyle pekiştiriyor. Sergi 16 Şubat 2014’e kadar Muzeum Sztuki w Łodzi’de görülebilir. Sergiyle paralel yayımlanan kataloğa SALT Araştırma’dan erişilebilir ve katalog PDF olarak indirilebilir.
Hüseyin Bahri Alptekin’in “global” özelliğinden yola çıkarak kurgulanan sergide Alptekin’in sıklıkla işlediği küreselleşmenin etkileri, göç ve sürgün, kültürlerarası imge dolaşımı, kendine mal etme temaları işlendi. Sergiye M.D. Morris 1990’ların başında Alptekin’le beraber ürettikleri Kömür/Sabun, Kara-Kum, Heterotopya ve Turk Truck işleriyle; Camila Rocha da Sipa Story ve Trunk Story videoları ile katıldı. Sanatçının arşivinden çeşitli objeler ve seyahatleri sırasında topladığı broşürler, kartpostallar, biletler, sigara paketleri de sergide yer alıyor.
Facts, Incidents, Accidents, Circumstances, Situations, müze binasının dışında, Alptekin’in M.D. Morris ile 1995 yılında 4. İstanbul Bienali’nde sergilediği Turk Truck enstalasyonuyla başlıyor. Plastik, renkli futbol toplarıyla dolu olan kamyon müze girişi ile yanındaki alışveriş merkezi arasında konumlandırıldı. Müzeye doğru yürürken müzeye ait, alışveriş merkezine doğru yürürken de alışveriş merkezine ait izlenimini veriyor. Gümrükten çıkmış, konteynerin içinde yer alan çuvallardaki topları her an müze girişine veya alışveriş merkezine boşaltıp geri gidecekmiş gibi duruyor. Vasıf Kortun, 1999’da yayımlanan Kriz Viva Vaia1 kataloğunda İstanbul Bienali’nde gümrük binasında yer alan işteki yanılsamadan şöyle bahseder: “Nesne bir oyuncak kamyonu gibi görünüyor ve böylelikle, fiziksel varlığı trompe-l’oeil olarak buharlaşıyor. Bu yanılsama yapıttaki yer çekimi eksikliğine katkıda bulunuyor. Kamyon, taklit futbol toplarıyla ağzına kadar dolu bir konteyner biçiminde sadece hava taşıyarak, ağır nesneleri taşıma işlevine ters düşüyor. Nesnedeki yanılsama daha da ileri götürülüyor, çünkü sergi mekânın içine, girişin hemen yanına konmuş durumda, hem amacından bir süreliğine uzaklaştırılmış hem de o amacı yerine getiriyormuş görüntüsü veriyor.”2 Müze girişi ile alışveriş merkezi arasında konumlandırılan kamyon, burada da benzer bir yanılsamaya yol açıyor.
Sergi, adını Alptekin’in kullanılmış otel çarşaflarına işlenerek çerçevelettirilmiş Incident-s (Fact-s, Incident-s, Circumtance-s, Accident-s, Situation-s) [Olay(lar), Gerçek(ler), Koşul(lar), Kaza(lar), Durum(lar)] işinden alıyor. Alptekin’in işlerinin yaşamındaki gerçekler, olaylar, kazalar, durumlar sonucu ortaya çıktığı mesajını veriyor. İşlerle bir arada sunulan, sanatçının dünyanın çeşitli yerlerinden topladığı, arşivine ait kameralar, saatler, levhalar, mücevher ve kozmetik kutuları, şişeler, oyuncaklar, dekoratif objeler, pasaportlar, ambalaj kağıtlar, etiketler, sigara paketleri, broşürler, gıda paketleri… ile bunu pekiştiriyor. Ortaya çıkan işlerin ardında yer alan, sanatçının üretici sürecine ait izleri sunuyor.
Alptekin’in Łodz’a ilk gelişi, 1999 yılında Book Art Muzeum’da Lawrence D. Butch Morris ile birlikte gerçekleştirdikleri Threshold [Eşik] sergisi ile olmuştur. Sergiye Butch Morris Conduction No: 108, Alptekin de Cidade ile katıldı. Lawrence D. Butch Morris, Łodz’lu 11 müzisyene kendi tekniği conduction’ın özelliklerini, alfabe ve işaret sistemiyle yaptığı işin fiziksel temelini anlattıktan sonra, iki gün süren provaların ardından onlarla bir performans gerçekleştirdi.3 Alptekin ise sergiye mekâna özgü bir entalasyonla katıldı. Enstalasyonda Augusto de Campos’ın Viva Vaia eserinden alınan Cidade şiirinin neonla yazıldığı Cidade isimli işi; Ukrayna’da üretilen bir sigara paketindeki imaj ile Ilya Repin’in Türk Sultana Mektup isimli resmini yan yana koyarak kendine mal ettiği Guardians of the Threshold işi ve Lawrence D. Butch Morris’in Contemplation isimli portresi yer aldı. Morris’in yanmayan bir puroya bakarken sigara içtiği portresinin önüne, üzerinden bir sigara paketinin yer aldığı bir masa yerleştirdi. Cidade ve Contemplation, ayrıca sanatçının aynı yıl (1999) İstanbul’da Dulcinea’da düzenlenen Kriz Viva Vaia sergisinde de sergilendi.
Bu sergide ise sanatçının 1999’da Łodz’da katıldığı sergiye referansla yer alan Contemplation‘ın yanına Kriz Viva Vaia‘daki diğer fotografik baskılar ekleniyor. Kriz Viva Vaia kataloğunda Alptekin, bu fotografik baskılara şöyle değinir:
“Kriz ibaresine ve bu serginin bir pasaj ve süreç sergisi olmasına istinaden bir takım fotografik baskılar mekâna özel plastik bağlantı içinde sergiye girdiler. Bu da serginin bir süreç-iş olmasıyla bağlantılı. Mesela, okunulan bir kitap, Bulgaristan’a yapılan bir seyahat, Gökçeada’da karşılaşılan bir tahliye filikası…”.4
Kriz Viva Vaia‘da yer alan fotografik baskılar; 1990’lı yılların ilk yarısında sanatçının M.D. Morris ile işbirliği içerisinde ürettiği işler; seyahatleri sırasında çektiği fotoğraflardan ve gözlemlerinden oluşan sunumlar sergi mekânında üç ana grup oluşturuyor.
Sanatçı, Avustralya’da katıldığı bir misafir programı sırasında Cork’da verdiği konuşmanın metninde kendini şehir ve tabela bağımlısı bir sanatçı olarak tanımlar: “Şehir ve tabela bağımlısı bir sanatçı olarak, burası “görsel” olarak bana göre olmadığı gibi, aslında bu benim “seyahatim” de değil. Kendi seçimimle olmasa da, buraya gelmek durumundaydım; beni buraya getiren şey hikâyelerdi…”5
Alptekin’in farklı ülkelerden çektiği fotoğrafları video haline getirdiği Incident-s [Olay(lar)] serisi; İstanbul’da ve seyahat ettiği sayısız ülkede çektiği otel tabelası fotoğraflarından oluşan Capacity; 2003-2007 yılları arasında üretilen otel tabelalarından oluşan H-Fact: Hospitality/Hostility [H-Faktörü: Misafirperverlik/Husumet]6; dört ceket ve imajdan oluşan I am Dreaming About Bombay işleri sergide sanatçının seyahat obsesyonunu yansıtıyor.
Sergide, sanatçının M.D. Morris ile beraber gerçekleştirdiği işler sanatçının sanatsal üretime başladığı döneme götürüyor. Bu dönem, sergi mekânında beraber gerçekleştirdikleri Sabun/Kömür, Kara-Kum ve sanatçının “üç boyutlu kolaj” olarak adlandırdığı Heterotopya ile temsil ediliyor. Heterotopya, kolajlar ve sanatçının arşivindeki çeşitli objelerle aynı hizada sunuluyor. Sanatçının arşivinin Heterotopya’nın izlerini taşıdığı, Heterotopya‘daki her kolajın arşivde yer alan yüzlerce kağıt parçasından üretildiği ve her objenin arşivdeki objeler arasından seçilerek enstalasyona iliştirildiği vurgulanıyor.
Sergideki diğer iş, sergi mekânının girişinde yer alan Heimat-Toprak. Heimat-Toprak işinin renkleri Almanya bayrağının temsil eder. Sarı payetler üzerine siyah renkte, Almanca’da vatan anlamına gelen “heimat” [vatan] ve kırmızı renkte “toprak” kelimeleri yer alır. İş, Almanya’da yaşayan gurbetçilere referans verir.
Mekânda sergi Heimat-Toprak ile başlarken, mekânın sonundaki duvarda sanatçının vefat etmeden önce ürettiği son işi olan Translated By [Çeviri] beliriyor. Pembe, mavi renkte neondan, üretilen işte sanatçının el yazısıyla “She wouldn’t have believed me…”, “Bana inanmayabilirdi…” ve “waiting, waiting, waiting… waiting…” cümleleri yer alıyor. Tüm mekânı dolaştıktan sonra izleyicinin karşısına çıkan cümleler, sanatçının son sözleriymişcesine beliriyor.
Alptekin ve Morris dışında sergiye katılan diğer sanatçı, Camila Rocha. Rocha, sergiye Sipa Story ve Trunk Story videoları ile katıldı. Sipa Story videosu Alptekin’in vefatının ardından deposunda, eski bir koli içinde bulunan diaların bir araya gelmesiyle oluşuyor. Rocha 1978 öncesine ait, sanatçının Sipa Press’te basın fotoğrafçısı olarak çalıştığı döneme ait diaların kendisine hatırlattıklarını şöyle ifade ediyor: “Hüseyin’le tanıştığımızda anlattığı, Afrika’da balonla yaptığı safari seyahatini ve otel tabelaları üzerindeki şehir isimleri, restaurantlar üzerine merakını hatırlıyorum. Aynı zamanda doğa resimlerinden, duvar yazılarından ve Melancholia in Arcadia işini anımsatan, uçuşan perde imajlarından oluşan bir seçkiyi. Sipa Story, Hüseyin’in obsesyonu ve hayatı boyunca ona eşlik eden ipuçları üzerinden kişisel bir bellektir”. Trunk Story, Alptekin’in Rocha ile Kelleberrin’de misafir sanatçı programında oldukları sırada, İrlanda’daki sergi için sandık aramasının hikâyesini sunuyor. Alptekin’in arabayı kullanırken görüntülendiği video, Batı Avustralya’da, iki küçük kasaba arasındaki yolda geçiyor. Video aynı zamanda Alptekin’in Turk Truck işi için aldığı notlarda yer alan “Ömür Biter Yol Bitmez” sözüne referans veriyor.
Hüseyin Bahri Alptekin.Facts, Incidents, Accidents, Circumstances, Situations [Gerçekler, Olaylar, Kazalar, Durumlar], sanatçının işleri ve arşivi üzerinden bir dolaşım sağlıyor; farklı dönem ve temalar üzerinden sanatçının işlerini okuma imkânı sunuyor ve bunu arşiviyle pekiştiriyor. Sergi 16 Şubat 2014’e kadar Muzeum Sztuki w Łodzi’de görülebilir. Sergiyle paralel yayımlanan kataloğa SALT Araştırma’dan erişilebilir ve katalog PDF olarak indirilebilir.
- 1.Hüseyin Bahri Alptekin'in solo sergisi Kriz Viva Vaia, 1999 yılında İstanbul Dulcinea'da gerçekleşmiştir.
- 2.Vasıf Kortun, Hüseyin Bahri Alptekin, İstanbul: Dulcinea, 1999, s: 17.
- 3.Sidor Malgorzata ve Hüseyin Bahri Alptekin, "Eşik ve Eşiğin Ötesi", Arredamento, Kasım 1999, no: 119, s: 33.
- 4.Hüseyin Bahri Alptekin ve Vasıf Kortun, Kriz Viva Vaia, İstanbul: Dulcinea, 1999, s: 16.
- 5.Hüseyin Bahri Alptekin, "Yanlış Havalimanında Kayıp Bagaj Gibi Seyahat Eden Sanatçı", Ben Bir Stüdyo Sanatçısı Değilim, Ed. Duygu Demir, İstanbul: SALT, 2011, s: 279.
- 6.Hüseyin Bahri Alptekin'in SALT Araştırma'da bulunan kitaplığından Jacques Derrida'nın De l'hospitalité kitabına erişilebilir.