Kalmık ve DGSA'da Temel Sanat Eğitimi*
ALTAN GÜRMAN
11 Mayıs 2020
*1968-1970 yıllarında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Heykel Bölümü’nün müfredatına eklenen Temel Sanat Eğitimi’nin hazırlıklarında, daha önce İstanbul Teknik Üniversitesi’nde benzer bir eğitim sunan Ercüment Kalmık’a Altan Gürman eşlik eder. SALT’ın “bauhaus imaginista: Uzaklarda. İstanbul” sergisi paralelinde bir atölyeyle tartışmaya açtığı ders içeriği ve Bauhaus anlayışının katkıları, Gürman’ın 1975 tarihli yazısında ayrıntılı anlatılır. Ressamın ölümünden dört yıl sonra gerçekleştirilen “Ercüment Kalmık Retrospektif Resim Sergisi” için kaleme alınan bu metin orijinaline sadık kalınarak yayımlanmıştır.
Kalmık, Türkiye’de basic design uygulamalarına girişen ilk kişidir. İTÜ Mimarlık Fakültesine serbest resim dersleri vermek üzere atandığı 1949’larda, endüstri toplumunun sanatçısını yetiştirmenin bir modeli resimleme sorununu aştığını bilinçli olarak görmüştür. 1
DGSA Temel Sanat Eğitimi Kürsüsü ise, Y. Heykel Bölümü’nün, 1 Aralık 1969 günlü kararı ve Akademi Temsilciler Kurulu’nun onayı ile kuruldu. Aynı gün Sayın Hocamız ve Kürsü Başkanı Prof. Zühtü Müridoğlu’nun isteği üzerine ilk dersi verdim. Dinleyiciler Heykel Bölümüne yeni kaydolmuş on kadar öğrenci ve aynı bölümün öğretim üyelerinden ibaretti. İlk dersin konusu - bizim Temel Sanat Eğitimi olarak adlandırdığımız - Basic Design’ın amaç ve yöntemleri ile Dünyada ve Türkiye’deki kısa tarihçesiydi. O gün Ercüment Kalmık’ın girişimlerinden ve uyguladığı yöntemden uzun uzun söz ettiğimi anımsıyorum. Daha sonra Kalmık, Akademi’nin önerilerini benimsedi ve aynı dönemin ikinci yan yılında kürsüye atandı. O tarihten aramızdan ayrıldığı güne kadar dersleri güdümledi. Heykel Bölümü’ndeki uygulamaların başarısı kısa sürede etkisini gösterir ve ertesi yıl Akademi’nin tüm bölümleri derslere katıldılar.
Bugün Kürsü’nün, Design eğitimi kapsamına giren konularda uzmanlaşmış kişilerden oluşan ve sürekli genişleyen bir eğitici kadrosu ile uygulamalı eğitim gören iki yüzü aşkın öğrencisi vardır. Aynca Y. Mimarlık Bölümü’nde Mesleki Temel Eğitim Kürsüsü oluşmuş, design eğitimi giderek daha anlamlı boyutlara ulaşmıştır.
Türkiye’de ilk design uygulamaları Kalmık tarafından başlatıldığı sıralarda Batı Ülkeleri ikinci dünya savaşının yıkıntılarını temizlemeye, kendilerini toparlamaya çalışıyorlardı. Bauhaus okullarının dağıtılmasını izleyen yıllar savaşla geçmiş, Birleşik Amerika dışında kalan Batı Ülkeleri konuya yeniden girme olanağını henüz bulamamışlardı. Kalmık’ın o yıllardaki girişimiyle, sonradan yitirdiğimiz bir ön kapmayı sağladığı düşünülebilir. Bu fırsat kaçmıştır.
Disiplinin, bağlı olduğu kurum içinde bir türlü kürsüleşememesi, kadro, mekan, araç-gereç olanaksızlıkları gibi, Üniversite içi sorunların yanında; çok sonraları design dersi verme gereği duyan kurumların Kalmık’dan haberdar olmamaları, olanların da görmezlikten gelmeleri acıdır. Çoğu kurum alışıldığı gibi hiçbir birikim sağlamayan yabancı uzmanlara onbinlerce lira aylık ödemeyi yeğ tutmuştur. Kalmık’ın ilk uygulamalarından çeyrek yüzyıl sonra kendilerini basic design’ın Türkiye’deki kaşifleri sanarak patent almaya çalışanların sayısı ise azımsanamaz. Alınan sonuçlar gözler önündedir. Kalmık’ın, aramızdan ayrılmadan kısa bir süre önce, İTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanlığı’na - hatırlatmak üzere tekrar - verdiği eski raporları için yazdığı önsöz ilginç bir belgedir. Aynen aktarıyorum:
« Resmi ve özel Teknik Okulların, Mimarlık Fakültelerinin üst üste açılmakta olduğu bu sıralarda Temel Design konusu üzerinde çok durulan ve tartışılan bir problem oldu. İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi’nde Temel design dersini RENK ve ŞEKİL KOMPOZİSYONU adı altında yirmi yıldan fazla bir zamandır incelemekte ve öğrenmekteyim.
1949 yılında Yale Üniversitesi Mimarlık Temel Design konusunda öğretim yapan Prof. H.J. Gute ile haberleşme yoluyla yaptığım işbirliği sonucunda İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi’nde bu sistemi denemiş ve bu sistemin kaynağı olan Bauhaus literatürünü Fakülteden döviz çıkarmak suretiyle Amerika’dan sipariş ederek incelemiştim.
Fakültemizde yaptığım denemeler olumlu sonuçlar vermeye başlayınca 1952 yılı başında Avrupa’nın başta gelen memleketlerinde Üniversite ve Yüksek Güzel Sanatlar Okullarında bu konunun nasıl yürütülmekte olduğunu incelemek üzere Zürich, Munich, Stuttgart, Karlsruhe, Frankfurt, Hannover, Hamburg, Stockholm’u ziyaret ettim.
1954’de İtalya’da, Roma, Venedik ve Milano’da aynı konu üzerinde ve Y. okullarda incelemelerde bulundum.
1957’de Amerika Birleşik Devletleri’nin davetlisi olarak beş ay süreyle New York, Washington, Philadelphia, Kuzey Carolina, Georgia, Tennessee, Texas, New Mexico, Arizona, California, Minnesota, Illinois, Michigan, New Jersey, Massachusetts eyaletlerinin meşhur üniversite ve sanat y. okullarını gezdim. On iki üniversitede Türkiye’de temel design çalışmalarım renkli slaytlarla projeksiyonlu konferanslar halinde gösterdim ve anlattım.
1967-68 öğrenim yaz yarıyılı için Berlin Teknik Üniversitesi Mimarlık bölümünde davetli Prof. olarak temel design dersini okuttum.
Gerek dış ülkelerdeki incelemeler, gerekse Fakültemizde yaptığım deneylerde elde ettiğim sonuçları rapor halinde Fakülte Dekanlığına sundum. Okutmakla görevli olduğum dersin daha verimli olabilmesi için çareler gösterdim ve isteklerde bulundum. Fakat üzülerek kaydetmekteyim ki pek azma olumlu bir cevap almak mümkün oldu. Yirmi yıldan beri yaptığım sözlü ve yazılı tekliflerde Temel Design konusunun yeni öğretim felsefesi içindeki önemi, Fakültede bu konuyu öğretimle görevli kuruluşun genişletilerek kürsü haline getirilmesi, ders saatlerinin yeniden ayarlanması, ders yapmak için özel bir atölye (Work shop) tahsis edilmesi ve konu ile ilgili diğer sanat çalışmalarının ilavesi lazım geldiğini belirtmeye çalıştım. Hatta daha da ileriye giderek, bu kuruluşun bir enstitü halini alması ve bütün üniversitenin faydasına açık tutulması fikrini de savundum.
Eğer bu uyarmalar olumlu bir tepkiyle karşılansaydı bugün Avrupa’nın Temel Design konusunda ileri ülkelerinden biri olmamız için hiçbir mani yoktu.
Şimdi bunları gerçekleştirmek mümkün olsa dahi çok geç kalmış duruma düştük. Bundan yirmi yıl önce bu konuda başabaş gittiğimiz Avrupa şimdi çok öndedir, ve biz her zaman olduğu gibi ancak çeyrek asır geriden onları takip edebileceğiz.
Bununla beraber, bugün Türkiye’de yeni gibi ortaya atılan fikirlerin çok önceden raporlarda zikredildiği dikkat nazarına alınacak olursa, sunuluş tarihleri ne kadar eski olursa olsun içinde ki fikirlerin taze ve aktüel olduğu görülür. »
Bütün bunlara karşın Kalmık’ın harcadığı çabaların tümüyle boşa gittiği sayılmamalıdır. Temel Sanat Eğitimi Kürsüsü kendini Kalmık’ın sağladığı çeyrek yüzyıllık bilgi, deney ve uygulama, birikiminin mirasçısı saymış, ve bu birikimin eleştirisinden yola çıkmıştır.
Kendi başına deneyler yapabilen, yabancı uzman ya da usta kompleksinden kurtulmuş kadroların yetişebilmesinde, Türkiye’deki sanat eğitimini üslup kopyacılığından kurtaracak özgün yöntemlerin araştırılabilmesinde bu birikimin payı vardır. Hocamızı saygıyla anıyoruz.
Kalmık, Türkiye’de basic design uygulamalarına girişen ilk kişidir. İTÜ Mimarlık Fakültesine serbest resim dersleri vermek üzere atandığı 1949’larda, endüstri toplumunun sanatçısını yetiştirmenin bir modeli resimleme sorununu aştığını bilinçli olarak görmüştür. 1
DGSA Temel Sanat Eğitimi Kürsüsü ise, Y. Heykel Bölümü’nün, 1 Aralık 1969 günlü kararı ve Akademi Temsilciler Kurulu’nun onayı ile kuruldu. Aynı gün Sayın Hocamız ve Kürsü Başkanı Prof. Zühtü Müridoğlu’nun isteği üzerine ilk dersi verdim. Dinleyiciler Heykel Bölümüne yeni kaydolmuş on kadar öğrenci ve aynı bölümün öğretim üyelerinden ibaretti. İlk dersin konusu - bizim Temel Sanat Eğitimi olarak adlandırdığımız - Basic Design’ın amaç ve yöntemleri ile Dünyada ve Türkiye’deki kısa tarihçesiydi. O gün Ercüment Kalmık’ın girişimlerinden ve uyguladığı yöntemden uzun uzun söz ettiğimi anımsıyorum. Daha sonra Kalmık, Akademi’nin önerilerini benimsedi ve aynı dönemin ikinci yan yılında kürsüye atandı. O tarihten aramızdan ayrıldığı güne kadar dersleri güdümledi. Heykel Bölümü’ndeki uygulamaların başarısı kısa sürede etkisini gösterir ve ertesi yıl Akademi’nin tüm bölümleri derslere katıldılar.
Bugün Kürsü’nün, Design eğitimi kapsamına giren konularda uzmanlaşmış kişilerden oluşan ve sürekli genişleyen bir eğitici kadrosu ile uygulamalı eğitim gören iki yüzü aşkın öğrencisi vardır. Aynca Y. Mimarlık Bölümü’nde Mesleki Temel Eğitim Kürsüsü oluşmuş, design eğitimi giderek daha anlamlı boyutlara ulaşmıştır.
Türkiye’de ilk design uygulamaları Kalmık tarafından başlatıldığı sıralarda Batı Ülkeleri ikinci dünya savaşının yıkıntılarını temizlemeye, kendilerini toparlamaya çalışıyorlardı. Bauhaus okullarının dağıtılmasını izleyen yıllar savaşla geçmiş, Birleşik Amerika dışında kalan Batı Ülkeleri konuya yeniden girme olanağını henüz bulamamışlardı. Kalmık’ın o yıllardaki girişimiyle, sonradan yitirdiğimiz bir ön kapmayı sağladığı düşünülebilir. Bu fırsat kaçmıştır.
Disiplinin, bağlı olduğu kurum içinde bir türlü kürsüleşememesi, kadro, mekan, araç-gereç olanaksızlıkları gibi, Üniversite içi sorunların yanında; çok sonraları design dersi verme gereği duyan kurumların Kalmık’dan haberdar olmamaları, olanların da görmezlikten gelmeleri acıdır. Çoğu kurum alışıldığı gibi hiçbir birikim sağlamayan yabancı uzmanlara onbinlerce lira aylık ödemeyi yeğ tutmuştur. Kalmık’ın ilk uygulamalarından çeyrek yüzyıl sonra kendilerini basic design’ın Türkiye’deki kaşifleri sanarak patent almaya çalışanların sayısı ise azımsanamaz. Alınan sonuçlar gözler önündedir. Kalmık’ın, aramızdan ayrılmadan kısa bir süre önce, İTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanlığı’na - hatırlatmak üzere tekrar - verdiği eski raporları için yazdığı önsöz ilginç bir belgedir. Aynen aktarıyorum:
« Resmi ve özel Teknik Okulların, Mimarlık Fakültelerinin üst üste açılmakta olduğu bu sıralarda Temel Design konusu üzerinde çok durulan ve tartışılan bir problem oldu. İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi’nde Temel design dersini RENK ve ŞEKİL KOMPOZİSYONU adı altında yirmi yıldan fazla bir zamandır incelemekte ve öğrenmekteyim.
1949 yılında Yale Üniversitesi Mimarlık Temel Design konusunda öğretim yapan Prof. H.J. Gute ile haberleşme yoluyla yaptığım işbirliği sonucunda İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi’nde bu sistemi denemiş ve bu sistemin kaynağı olan Bauhaus literatürünü Fakülteden döviz çıkarmak suretiyle Amerika’dan sipariş ederek incelemiştim.
Fakültemizde yaptığım denemeler olumlu sonuçlar vermeye başlayınca 1952 yılı başında Avrupa’nın başta gelen memleketlerinde Üniversite ve Yüksek Güzel Sanatlar Okullarında bu konunun nasıl yürütülmekte olduğunu incelemek üzere Zürich, Munich, Stuttgart, Karlsruhe, Frankfurt, Hannover, Hamburg, Stockholm’u ziyaret ettim.
1954’de İtalya’da, Roma, Venedik ve Milano’da aynı konu üzerinde ve Y. okullarda incelemelerde bulundum.
1957’de Amerika Birleşik Devletleri’nin davetlisi olarak beş ay süreyle New York, Washington, Philadelphia, Kuzey Carolina, Georgia, Tennessee, Texas, New Mexico, Arizona, California, Minnesota, Illinois, Michigan, New Jersey, Massachusetts eyaletlerinin meşhur üniversite ve sanat y. okullarını gezdim. On iki üniversitede Türkiye’de temel design çalışmalarım renkli slaytlarla projeksiyonlu konferanslar halinde gösterdim ve anlattım.
1967-68 öğrenim yaz yarıyılı için Berlin Teknik Üniversitesi Mimarlık bölümünde davetli Prof. olarak temel design dersini okuttum.
Gerek dış ülkelerdeki incelemeler, gerekse Fakültemizde yaptığım deneylerde elde ettiğim sonuçları rapor halinde Fakülte Dekanlığına sundum. Okutmakla görevli olduğum dersin daha verimli olabilmesi için çareler gösterdim ve isteklerde bulundum. Fakat üzülerek kaydetmekteyim ki pek azma olumlu bir cevap almak mümkün oldu. Yirmi yıldan beri yaptığım sözlü ve yazılı tekliflerde Temel Design konusunun yeni öğretim felsefesi içindeki önemi, Fakültede bu konuyu öğretimle görevli kuruluşun genişletilerek kürsü haline getirilmesi, ders saatlerinin yeniden ayarlanması, ders yapmak için özel bir atölye (Work shop) tahsis edilmesi ve konu ile ilgili diğer sanat çalışmalarının ilavesi lazım geldiğini belirtmeye çalıştım. Hatta daha da ileriye giderek, bu kuruluşun bir enstitü halini alması ve bütün üniversitenin faydasına açık tutulması fikrini de savundum.
Eğer bu uyarmalar olumlu bir tepkiyle karşılansaydı bugün Avrupa’nın Temel Design konusunda ileri ülkelerinden biri olmamız için hiçbir mani yoktu.
Şimdi bunları gerçekleştirmek mümkün olsa dahi çok geç kalmış duruma düştük. Bundan yirmi yıl önce bu konuda başabaş gittiğimiz Avrupa şimdi çok öndedir, ve biz her zaman olduğu gibi ancak çeyrek asır geriden onları takip edebileceğiz.
Bununla beraber, bugün Türkiye’de yeni gibi ortaya atılan fikirlerin çok önceden raporlarda zikredildiği dikkat nazarına alınacak olursa, sunuluş tarihleri ne kadar eski olursa olsun içinde ki fikirlerin taze ve aktüel olduğu görülür. »
Bütün bunlara karşın Kalmık’ın harcadığı çabaların tümüyle boşa gittiği sayılmamalıdır. Temel Sanat Eğitimi Kürsüsü kendini Kalmık’ın sağladığı çeyrek yüzyıllık bilgi, deney ve uygulama, birikiminin mirasçısı saymış, ve bu birikimin eleştirisinden yola çıkmıştır.
Kendi başına deneyler yapabilen, yabancı uzman ya da usta kompleksinden kurtulmuş kadroların yetişebilmesinde, Türkiye’deki sanat eğitimini üslup kopyacılığından kurtaracak özgün yöntemlerin araştırılabilmesinde bu birikimin payı vardır. Hocamızı saygıyla anıyoruz.
- 1.Kalmık'ı 1954 yılında tanıdım. Mimarlık Fakültesinde güdümlediği dersleri üç yıl süreyle izleme olanağını buldum. Kendini sürekli olarak yenileyebilen bir design yöntemi uyguluyordu.