23 Kasım 2024
Türkiye'nin Uluslararası Sergilere Katılımı paneli çevrimiçi gerçekleştirilecek.

Çalışma Grupları: Burak Delier Atölyesi

Çevrimiçi

8 Ağustos – 31 Ekim 2020

Nadidekisaaniti Plazaeylemplatformu 2019 <i>Nadide Kısa Anıtı</i>’ndan bir kare, Plaza Eylem Platformu (Burak Delier’in katkılarıyla)
Video ve haber: Gökhan Şahin, 2019
Nadide Kısa Anıtı’ndan bir kare, Plaza Eylem Platformu (Burak Delier’in katkılarıyla)
Video ve haber: Gökhan Şahin, 2019
Ölüm/Hayat Olasılıkları
8 Ağustos, 22 Ağustos, 5 Eylül, 19 Eylül, 3 Ekim, 17 Ekim, 31 Ekim


Çalışma Grupları’nın ikinci programında, sanatçı ve akademisyen Burak Delier’in başlattığı araştırma tartışmaya açılacak. Çevrimiçi ortamda düzenlenecek yedi oturumluk atölyede Delier ve kayıtlı katılımcılar, ölüm ve hayat biçimleri arasındaki bağlantıları siyaset, ekonomi, toplumsal ilişkiler ve sanat pratikleri üzerinden irdeleyecek. Metin okumaları, yorumlamalar, mekân incelemeleri ve performatif öğrenme yöntemleri eşliğinde, ölümle karşılaşma anlarının yaşam için ne gibi olasılıklar barındırdığına bakılacak.

Sekiz kişilik atölyeye katılım başvurusu için 2 Ağustos Pazar gece yarısına kadar bu formun doldurulması gereklidir. Değerlendirme sonucunda kabul alan başvuru sahipleriyle 5 Ağustos Çarşamba gün içerisinde iletişime geçilecektir.

Atölye dili Türkçe’dir. Program döneminde, davetli uzmanların katılımıyla herkese açık olarak düzenlenecek buluşmaların ayrıntıları, SALT Online sosyal medya kanallarında duyurulacaktır.

Delier’in araştırmasının amaçlarına ilişkin bilgi, kendisinin kaleme aldığı şu metinden edinilebilir: “Günümüzde biz modernlerin hayatı ancak ölüm ve son fikirleriyle anlaşılabilir. Bu, sadece bilim insanlarının son kırk sene içerisinde yoğunlaşarak söylemekte olduğu ‘türün ölümüne/sonuna doğru yol almakta oluşumuz’ bakımından değil, aynı zamanda ölümlerden geliyor oluşumuz (sömürgecilik, savaşlar, katliamlar, tehcirler, soykırımlar) bakımından da böyle. Bunun yanında, bugünkü dünyamızda salt biyolojik bir sorun olarak anlaşılan saf bir ‘doğal ölüm’ (eceliyle ölmek) fikrinin üzeri örtülmüş durumda; dünyamızda her ölüm az ya da çok insan yapımı. Ne yaşayanlar olarak biyolojik ölüme erişimimiz var ne de erişebildiğimiz ölümler saf ve doğal; fakat toplumsal, politik, ekonomik organizasyonlar üzerinden birçok ölüm biçimine erişimimiz var: ‘medeni ölüm’, ‘beşerî ölüm’ (Orlando Patterson), ‘çıplak hayat’ (Giorgio Agamben), çalışma hayatındaki biyolojik/fiziksel/sınıfsal ölümler ve zihinsel tükenişler, sağlık hizmetlerine, sağlıklı ve ucuz ve gıdaya ulaşma-ulaşamamaktan kaynaklanan ölümler…

Tıpkı yaşamakta olan birinin ancak ölüm endişesiyle karşılaşarak hayatını bir hayat kılabilmesi gibi, biz de tarihsel, toplumsal, politik, ekonomik organizasyonlar içinde ölüm ile karşılaşmalarımıza odaklanarak, bu karşılaşmaları yaşam kaynakları hâline getirebilmenin olasılıklarını arayacağız: Günümüzde güçlenen ölüm ve son fikrinin ‘kederli tutkusu’nu nasıl ‘mutlu bir karşılaşma’ya, hayat sevincine çevirebiliriz? Sanat bu çabamızda işimize yarabilir mi? Peki, kapatılma ile sanat arasındaki ilişki nedir? Mahpuslar neden yazar, resim yapar, duvarlarını süsler, bedenlerine dövme yapar? Hayat ve ölüm arasında bir eşik mekânı olan mezarlık, tam da bu aradalığı ile nasıl bir hayat/ölüm biçimine işaret eder ve sakladığı olasılıklar nelerdir? Geçmiş, şimdi ve geleceğin ölüm olasılıklarıyla kuşatıldığı günümüzde sinema nasıl bir açıklık, bir yaşam olasılığı üretebilir? Felakete doğru gitmekte olan topluluklar olarak, felaketten gelmekte olan topluluklardan neler öğrenebiliriz? Koronavirüs salgını sırasında şahit olduğumuz üzere, kısmi de olsa durmak mümkünse ve üretim makinesini yani kapitalizmi durdurmak hayat olasılığımız için bir zorunluluk hâline gelmişse, durmanın, durmamızın koşulları nelerdir?

Amacımız, hayat diye bize sunulan ölüm biçimlerini hayata çevirmenin yollarını ya da ölüm diye sunulanın nasıl bir hayata denk geldiğini araştırmak ve tartışmak; bunu da hayat/ölüm pusulasını merkezine alan bir yöntemle yapmayı planlamaktayız. Öğrenmenin özünde kendini dönüştürmek ve kendini dönüştürmenin de temel bir yaşam edimi olduğunu hatırlayarak araştırmayı yaşama açık, deneyimsel ve pratik bir süreç olarak kurgulamaktayız.”

PROGRAM

8 Ağustos 14.00
Grup Tartışması: “Toplumsal ölüm, toplumsal hayattır”

22 Ağustos 16.00 Sunum: Aslı Zengin, “Ölümün Mekânsal Kıyıları”

5 Eylül 14.00 Grup Tartışması: “Kapatılma ve Sanat İlişkisi”

19 Eylül 14.00 Sunum: Umut Tümay Arslan, “Bir uzlaşmama sanatını nasıl hayal edebiliriz?”

3 Ekim 14.00 Grup Tartışması: “Her Zaman Ölüm ve Hayat Arasında: Biyopolitika, Zombiler ve Vampirler”

17 Ekim 14.00 Grup Tartışması: “Sondan sonra: Durmak başlamaktır?”

31 Ekim 14.00 Değerlendirme: “Ne yaptık? Ne gördük? Ne duyduk? Ne öğrendik?”
PAYLAŞ
TAKVİME EKLE