Arşivin Hafızası:
Ömer Abed Han
Nurtaç Buluç
9 Haziran 2022
20. yüzyıl başlarında İstanbul’un en büyük ticaret hanlarından biri olan Ömer Abed Han, II. Abdülhamid’in Mabeyn Kâtibi İzzet Holo Paşa1 tarafından 1909’da Fransız asıllı Levanten mimar A. Vallauri’ye yaptırılır. Salt Araştırma dijital koleksiyonlarına dâhil edilen arşiv, Ömer Abed Han’ın gelir ve giderleri, handaki kiracılar, kira bedelleri, ödeme koşulları, tarihlerini gösteren kayıt defterleri ve Abed-Sarıca ailelerinin çeşitli belgelerini bir araya getirmektedir.
2018’in Şubat ayında kataloglamaya başladığım Ömer Abed Han Arşivi’nin büyük bir kısmını, İzzet Holo Paşa ve ailesinin üç kuşağı tarafından yaklaşık 60 yıl boyunca sürdürülen resmî yazışmalar oluşturmaktadır. Kısaca aile hafızasının bir bölümü bu handa muhafaza edilmiştir. Arşivi kataloglarken, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla başlayan bürokratik süreci ailenin bir üyesi gibi hem içeriden hem de bir o kadar uzaktan takip eden bir tanık konumundaydım. Çalışmalarıma devam ederken, ortak bir belleğe sahip olan bu yazışmaların hikâyesini araştırmaya başladım. Tam da bu dönemde İzzet Holo Paşa’nın Lozan’da bir banka kasasında tutulan kayıp günlüklerinin, Paşa’nın üçüncü kuşak torunu Ahmet Semih Mümtaz tarafından yayına hazırlandığını öğrendim.2 Böylelikle, 2018’de yayımlanan günlükler ve sonrasında yazılan makale ve tezlerle birlikte ailenin, 1908 Meşrutiyeti’nden 1980’lere uzanan hikâyesini, arşivin erişime açılmasına yakın bir zamanda yerine oturtmuş olacaktım.
Arşiv aracılığıyla bir araya geldiğimiz Ahmet Semih Mümtaz Bey3 ile sohbetimiz sırasında; Ömer Abed Han’dan önce inşa edildiği bilinen Abed Han’ın, İzzet Holo Paşa’nın dedesi Ömer Abid Ağa tarafından Yeraltı Camii’nde bulunan Sahabi Mezarlığı’na yakın olması sebebiyle satın alındığı veya inşa ettirildiği bilgisini edindim. Sonraki yıllarda İzzet Paşa, Abed Han’ın bitişiğine yaptırdığı yeni hana dedesinin ismini verir ve Vallauri’ye, Ömer Abed Han’ın inşaatı sırasında Abid Han’ı da tekrar elden geçirmesini söyler. İki hanın avludan birbirine demir ızgaralı bir merdiven ile bağlanması da bu düzenlemeyi ispatlamaktadır.
Abed Han, mimari üslubu göz önüne alındığında 19. yüzyıl ortaları veya sonlarına tarihlendirilir. Ömer Abid Ağa’nın 1860’larda hayatta olduğu bilgisi düşünülürse4, Abid Han’ı inşa mı ettirdiği yoksa satın mı aldığı ve sonraki yıllarda Vallauri’nin yapıya ne kadar müdahalede bulunduğu gibi soruların kesin yanıtlarını vermek güçtür. Bu sorular başka bir konunun başlığı olacak nitelikte tartışmalıdır.
20. YÜZYILA AİT TİCARET KAYITLARI
Arşivde bulunan 1922-1926, 1939-1954, 1940-1961 ve 1955-1960 tarihli gelir ve gider hesaplarının yazılmış olduğu kayıt defterlerinden hanın ticari gelişimini takip edebiliyoruz. Bu kayıtların haricinde tutulan defterlerden handa bulunan katlara göre kira bedellerini ve kiracı isimlerini öğreniyoruz: Ova Un Fabrikası, Dinamik Limited Şirketi, Avukat Burhan, Davit Botton, İ. Hakkı Karafakıh, Alber Naum Annavi, Marsel Kardeşler, Naim Tezmen, Sefa Halit Kapan, Vahe Armanyan, M. Haşim Refet, Yusuf Türel, Dr. Ahmet Oğuz, Cihad Arcil, Necati Pehlivan, Tayyar Kaçkar, Teknakliyat, Neptün Şirketi, Motorcular Birliği, Sami İnzelberk, Hayri Çetin, Türk Ellas Şirketi, Ahmet Kalkavan, Hilmi Tuay, Henel İhracat, Artin Paloğlu, Öztürk Tanrıverdi, Vasil Kurtoğlu, Makbule Erpulad, Hüseyin Büyükongun, Mühterem Yasan, İliya Kohen, Dimitiriyadis, Leuntiyadis, Necip Hancı, Sava Yorgiyadis, Sofiye Dokos, Nikolaidis, Muzaffer Erer, İsmail Hakkı Safkan, İliyadis Karakaş, Mithad Benker, Kahveci Etem, Metin Baran, Harant Panosyan, Niyazı Kıran, Şevket Özkardeş, Tütüncü Hilmiye, Tütüncü Yordan, Bakkal D. Zolidis, Lüis Boşfald, Aleko Polyenidis, Berber Niko, Berber İstamat, Kirkor Şalcıoğlu, Mordo Levi, Osman Oğuzkan… Ticaret kaydı tutulan defterlerden; berber dükkânları, avukat büroları, gemi malzeme mağazaları, un ve diğer ticari şirketlerin 20. yüzyıl başları ve ortalarında bu handa faaliyet gösterdiğini tespit edebiliyoruz.
İZZET HOLO PAŞA VE AİLESİ
İzzet Holo Paşa ve ailesinin kendilerine vekil tayin ettiği avukatların, Ömer Abed Han’da kiracı olmaları sebebiyle ailenin süregelen noter kayıtları, mahkeme dilekçeleri, eski ve yeni yazıyla yazılmış Türkçe ve Arapça5 mektupları bu handa muhafaza edilmiştir. Ailenin avukatı Burhaneddin Tahsin Bey’in bürosundaki belgelerden, İzzet Holo Paşa’nın Seniyye ve Leman6 isimli iki kızı ile Mehmet Ali ve Abdurrahman isimli iki oğlunun olduğunu öğreniyoruz.7
II. Meşrutiyet’in ilanından sonra, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin politikaları ve halkın baskısı gibi nedenlerle II. Abdülhamid’den yurt dışına çıkış izni alan İzzet Holo Paşa, halk arasında bilinen ismiyle Arap İzzet Paşa, yaşamına Avrupa’nın muhtelif şehirlerinde, ayrıca Londra ve Mısır’da devam etmiştir. Osmanlı topraklarından ayrılışından sonra ardında kalan vakıfları ve ona bağlı bulunan gayrimenkulleri Divan-ı Harp tarafından müsadere edilmiştir. Mallarını müsadereden kurtarmak için vakıfları üzerine taşıması şüphesiyle tüm vakıflarına el konulmuştur. Karara göre Meşrutiyet sonrası firar edenlerin gayrimenkullerinin bir başkasının üzerine geçirilmesi yasaklanmış, böylelikle Paşa’nın çocukları ve torunlarına ait malların tümü haczedilmiştir.
İzzet Holo Paşa yurt dışındayken savunmasını yapmak ve müsadereye itiraz etmek için birçok kez dilekçe vererek girişimlerde bulunmuştur. 23 Aralık 1918 tarihinde ilan edilen Afv-ı Umumi’den yararlanan İzzet Holo Paşa, mallarına getirilen haczin kalkmasını talep eder ve 21 Eylül 1921’de genel af kararnamesine göre affedilir. Arşivde, Paşa’nın vefat etmeden önce 8 Eylül 1921 tarihinde avukatı tarafından Beyoğlu Defter-i Hâkânî Memuriyeti’ne yazılan dilekçesinde haczedilen malların 23 Aralık 1918 tarihli kararname gereğince haczedilemeyeceğine dair itirazı bulunmaktadır.8
İzzet Paşa’nın 1924’te Mısır’da vefatının ardından hukuksal mücadelesi çocukları tarafından sürdürülmüştür. Arşivin de büyük bir kısmını İzzet Holo Paşa’nın çocukları ve torunları adına hazırlanan haciz ve miras konulu belgeler oluşturmaktadır. Avukat Burhaneddin Tahsin tarafından İstanbul Mahkemesi Asliye İkinci Hukuk Dairesi Riyaseti Aliyesi’ne gönderilen dilekçede, davacı Mehmet Ali Bey ve Abdurrahman Bey ile davalı Leman Hanım arasında babaları Ahmet İzzet Paşa’nın vefatı üzerine gelişen miras davası hakkında mirasçıların isimleri listelenmektedir.9
Arşivde sıklıkla karşılaştığımız isimlerden biri İzzet Holo Paşa’nın oğlu Mehmet Ali Abed’dir. Mehmet Ali Abed, II. Abdülhamid dönemi boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun Washington Büyükelçisi olarak görev yaptıktan sonra 1932 yılında bağımsız Suriye’nin ilk Cumhurbaşkanı seçilmiştir.10 Ömer Abed Han’da ikamet eden Mehmet Ali Abed’in vekili Avukat Burhaneddin Tahsin Bey’in İstanbul Asliye İkinci Hukuk Dairesi’ne yazdığı dilekçede; babaları İzzet Holo Paşa’nın vefatı sonrası Seniyye ve Leman hanımların Abed Han ve Ömer Abed Han’ın hisseleri ile birlikte Beşiktaş’ta bir konut, bir ahır ve Nişantaşı’ndaki Süreyya Paşa Konağı’nı, Şam’da ikamet eden kardeşi Mehmet Ali Abed ve Mısır’da ikamet eden kardeşi Abdurrahman Abed’e satmış oldukları bilgisini ediniyoruz.11
Arşivde bulunan İstanbul Asliye Altıncı Hukuk Hakimliği kararı belgesinde, Mehmet Ali Abed’in 21 Ekim 1939 tarihinde vefat ettiği ve mirasını çocukları Fatma Şerife Abed, Abdülgani Nasuhi Abed, Mahmut Muhtar Abed ve Ayşe Leyla Abed’e bıraktığına şahit oluyoruz.12 Aile mensupları, II. Meşrutiyet sonrası Türkiye’den ayrılmaları13 sebebiyle kendilerine farklı vekiller tayin etmişlerdir. Çocukları adına hazırlanan, Ömer Abed Han’a ait 1947 tarihli gelir listeleri ile han hisselerinin kardeşler arasında paylaşıldığını teyit ediyoruz.
İstanbul Tapu ve Kadastro Müdürlüğü’ne yazılan 1928 tarihli belge bize arşivin kapısını biraz daha aralamıştır.14 24 Temmuz 1924 tarihinde imzalanan Lozan Antlaşması’nın ikinci kesimindeki maddeler belgeyle yakından ilgilidir. İzzet Holo Paşa’nın çocukları Mehmet Ali Abed, Leman Abed, Seniyye Abed ve Abdurrahman Abed’in, 1908 Meşrutiyeti sonrası farklı ülkelerde ikamet etmelerinden dolayı 30. madde gereğince o ülkenin vatandaşı sayılmışlardır. Bu durum ailenin Türkiye’deki hisselerinde ve mallarında hak iddia etmelerinde problemler yaratmıştır. Abdurrahman Abed’in, konuyla ilgili Hariciye Nezareti’ne yazdığı dilekçede, Lozan Antlaşması’nın 34. maddesi uyarınca Suriye vatandaşlığına geçtiğine dair bir kayıt bulunmaması sebebiyle Türkiye’de bulunan ve babası İzzet Holo Paşa’dan miras emlakta hak iddia edebilmesi hakkındaki araştırmaları bildirilmiştir. Leman Hanım’ın bir İngiliz ile evlenmiş olmasından dolayı Lozan maddelerine göre Türk vatandaşı sayılmaması ihtimali üzerine, evlilik tarihi bilinmediğinden Türk vatandaşı olarak hisselerinin verilmesi konusunda İstanbul Tapu ve Kadastro Müdüriyeti’ne bir dilekçe yazılmıştır. Bu belge ile Meşrutiyet sonrası aile üyelerinin karşısına çıkan diğer bir engelin Lozan Antlaşması “tabiiyet” maddeleri olduğuna şahit oluyoruz.15
Arşivdeki belgeler, 1920’lerde başlayan ve 1970’lere kadar takip edebildiğimiz, bir dönemin yüksek sınıfına mensup ailenin değişen siyasi koşullar içindeki konumunu göstermesi açısından dikkat çekicidir. Arşivde bulunan ve ailenin Türkiye’deki vatandaşlık haklarını ve hisselerini konu alan dilekçeler birçok davanın sürecine tanıklık etmemizi sağlıyor. Böylece araştırmacılara, İzzet Holo Paşa ve Abed Ailesi’nin avukatları aracılığıyla yaşadıkları hukuksal süreçlerin yanında aile bireyleri hakkında da araştırma yapma olanağı sunuyor.
ARŞİVİN DİĞER HAFIZALARI…
Sarıcalar (Sarıcazâdeler) Ömer Abed Han Arşivi’nde karşılaştığımız bir diğer aile. Mahkeme dilekçelerinde Refet, Hayrettin, Gülsüm ve Hayriye Sarıca isimleri sıklıkla bir arada geçmektedir. Ailenin kiracılarından alacağı borçlar ve haciz konulu dava dilekçelerinde bahsi geçen isimler bize ailenin mal varlığı hakkında bilgiler sunmaktadır. Mimarlık tarihimizde sıklıkla anılan Moda’daki Arif Paşa Köşkü ve Elmadağ’daki Arif Paşa Apartmanı, Sarıca Ailesi’nin banisi olduğu yapılardır.
Aram Kalfa, arşivin bizi tanıştırdığı sürpriz isimlerden biri. Aram Kalfa’ya, Abdülgani Bey’in Çamlıca’daki köşkünün tamiratı için çizilmiş olan 1924 tarihli belgede rastlıyoruz. Planda iki katlı, uzunlamasına gelişen bir hol, onun sağında bir merdiven ve kare plan tipine yakın odalar görüyoruz. Planın hemen üstünde ise terasın görünüş çizimleri yer almaktadır.16 Daha sonra karşımıza çıkan belgelerde müstakil yapıdan “köşk” olarak bahsedilmektedir. İlk bakışta yeni bir yapının hazırlığı için tasarlandığını düşündüğümüz planın zaten var olan bir köşkün tamiratı için çizildiğini anlıyoruz. Tamirat sırasında yapılan masraflar ve alınan ücretler Aram Kalfa tarafından ayrıca müsvedde olarak not tutulmuştur.17
VE BİRİKTİRİLEN HAFIZAYA DAİR
18. yüzyıldan itibaren kimlik ifadesi yönünden değişime açık bir süreç geçirmeye başlayan Galata bölgesi, limanının da getirdiği çeşitli işlevleri yüklenerek 20. yüzyılın önemli ticaret yapılarına ev sahipliği yapmıştır. Karaköy ve Beyoğlu bölgeleri; Tarihî Yarımada’nın dışına taşınan sarayın bürokratik kadrosu tarafından, ekonomik ve toplumsal dinamiklerin de etkisiyle yeni bir kimlik inşası aracı olarak değerlendirilmiştir. II. Abdülhamid’in baş mabeyni İzzet Holo Paşa da dönemin Beaux-Arts ekolünün ünlü temsilcisi Vallauri’ye, banisi olduğu Ömer Abed Han’ın tasarımını yaptırmıştır. Sarıca Ailesi’nin belgelerinde adı geçen diğer yapıları ise yine dönemin önemli mimarlarından C. Pappa tasarlamış, aile ile yakın ilişkiler kurmuştur.
Ömer Abed Han Arşivi’nde ticaret kayıt defterleri, makbuzlar, mahkemelere yazılan dilekçeler, mektuplar, noter kayıtları, müsvedde notlar ve planlar gibi dönemin çeşitli hafıza unsurlarıyla karşılaşıyoruz. Ticaret yıllıkları ve arşivde bulunan belgelere göre handa; çoğu gayrimüslimlerden oluşan tüccarlar, sigorta şirketleri, avukatlar, denizcilik acentaları, berber dükkânları gibi çeşitli meslek grupları hizmet vermiştir.
Abed ve Sarıcazâde (Sarıca) aileleri, yaşadıkları dönemin İstanbul’una büyük izler bırakmış, Osmanlı’nın üst sınıf mensubu iki ailesidir. Her iki ailenin de tarihsel ve sosyo-ekonomik yaşamları genel olarak araştırılmış olsa da, arşivin bizlere tanıdığı “mahremiyet” sayesinde, “biriktirilen” hafızanın içinde konumlanmak ailelerin bireyleriyle de tanışıklığımızı sağlamıştır.
Ömer Abed Han kiracılarından günümüze ulaşmış olan belgeler birbirinden bağımsız hâlde dururken, aslında bir dönemin hafızasının ortak hikâyelerini bir araya getiriyorlardı. Söz konusu arşiv; kimliklerin, evrakların yanı sıra 20. yüzyıl İstanbul’unun sosyal ve ekonomik ilişki ağlarını araştırmaya yarayan bir kılavuz vazifesi görmektedir.
- - -
Nurtaç Buluç, lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi ve Klasik Arkeoloji (Yandal Programı) bölümlerinde 2017 yılında tamamladı. Yüksek lisansına aynı üniversitenin Sanat Tarihi bölümünde devam etmektedir. 2018-2020 yıllarının farklı dönemlerinde Salt Araştırma’da Ömer Abed Han, Jacques Thobie ve Cengiz Bektaş arşivlerinin kataloglama sürecinde araştırmacı olarak çalıştı. 2020’den itibaren Perge Kazısı Bizans Araştırmaları’nda sanat tarihçisi olarak görev aldı. 2021’den bu yana Hakan Bulgurlu Koleksiyonu’nda Envanter Sorumlusu-Sanat Danışmanı ve Narmanlı Sanat’ta Sanat İletişim Koordinatörü olarak çalışmakta; dijital arşivcilik, özel sanat koleksiyonları, kültürel miras ve Erken Bizans dönemi üzerine çalışmalarına devam etmektedir.
2018’in Şubat ayında kataloglamaya başladığım Ömer Abed Han Arşivi’nin büyük bir kısmını, İzzet Holo Paşa ve ailesinin üç kuşağı tarafından yaklaşık 60 yıl boyunca sürdürülen resmî yazışmalar oluşturmaktadır. Kısaca aile hafızasının bir bölümü bu handa muhafaza edilmiştir. Arşivi kataloglarken, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla başlayan bürokratik süreci ailenin bir üyesi gibi hem içeriden hem de bir o kadar uzaktan takip eden bir tanık konumundaydım. Çalışmalarıma devam ederken, ortak bir belleğe sahip olan bu yazışmaların hikâyesini araştırmaya başladım. Tam da bu dönemde İzzet Holo Paşa’nın Lozan’da bir banka kasasında tutulan kayıp günlüklerinin, Paşa’nın üçüncü kuşak torunu Ahmet Semih Mümtaz tarafından yayına hazırlandığını öğrendim.2 Böylelikle, 2018’de yayımlanan günlükler ve sonrasında yazılan makale ve tezlerle birlikte ailenin, 1908 Meşrutiyeti’nden 1980’lere uzanan hikâyesini, arşivin erişime açılmasına yakın bir zamanda yerine oturtmuş olacaktım.
Arşiv aracılığıyla bir araya geldiğimiz Ahmet Semih Mümtaz Bey3 ile sohbetimiz sırasında; Ömer Abed Han’dan önce inşa edildiği bilinen Abed Han’ın, İzzet Holo Paşa’nın dedesi Ömer Abid Ağa tarafından Yeraltı Camii’nde bulunan Sahabi Mezarlığı’na yakın olması sebebiyle satın alındığı veya inşa ettirildiği bilgisini edindim. Sonraki yıllarda İzzet Paşa, Abed Han’ın bitişiğine yaptırdığı yeni hana dedesinin ismini verir ve Vallauri’ye, Ömer Abed Han’ın inşaatı sırasında Abid Han’ı da tekrar elden geçirmesini söyler. İki hanın avludan birbirine demir ızgaralı bir merdiven ile bağlanması da bu düzenlemeyi ispatlamaktadır.
Abed Han, mimari üslubu göz önüne alındığında 19. yüzyıl ortaları veya sonlarına tarihlendirilir. Ömer Abid Ağa’nın 1860’larda hayatta olduğu bilgisi düşünülürse4, Abid Han’ı inşa mı ettirdiği yoksa satın mı aldığı ve sonraki yıllarda Vallauri’nin yapıya ne kadar müdahalede bulunduğu gibi soruların kesin yanıtlarını vermek güçtür. Bu sorular başka bir konunun başlığı olacak nitelikte tartışmalıdır.
20. YÜZYILA AİT TİCARET KAYITLARI
Arşivde bulunan 1922-1926, 1939-1954, 1940-1961 ve 1955-1960 tarihli gelir ve gider hesaplarının yazılmış olduğu kayıt defterlerinden hanın ticari gelişimini takip edebiliyoruz. Bu kayıtların haricinde tutulan defterlerden handa bulunan katlara göre kira bedellerini ve kiracı isimlerini öğreniyoruz: Ova Un Fabrikası, Dinamik Limited Şirketi, Avukat Burhan, Davit Botton, İ. Hakkı Karafakıh, Alber Naum Annavi, Marsel Kardeşler, Naim Tezmen, Sefa Halit Kapan, Vahe Armanyan, M. Haşim Refet, Yusuf Türel, Dr. Ahmet Oğuz, Cihad Arcil, Necati Pehlivan, Tayyar Kaçkar, Teknakliyat, Neptün Şirketi, Motorcular Birliği, Sami İnzelberk, Hayri Çetin, Türk Ellas Şirketi, Ahmet Kalkavan, Hilmi Tuay, Henel İhracat, Artin Paloğlu, Öztürk Tanrıverdi, Vasil Kurtoğlu, Makbule Erpulad, Hüseyin Büyükongun, Mühterem Yasan, İliya Kohen, Dimitiriyadis, Leuntiyadis, Necip Hancı, Sava Yorgiyadis, Sofiye Dokos, Nikolaidis, Muzaffer Erer, İsmail Hakkı Safkan, İliyadis Karakaş, Mithad Benker, Kahveci Etem, Metin Baran, Harant Panosyan, Niyazı Kıran, Şevket Özkardeş, Tütüncü Hilmiye, Tütüncü Yordan, Bakkal D. Zolidis, Lüis Boşfald, Aleko Polyenidis, Berber Niko, Berber İstamat, Kirkor Şalcıoğlu, Mordo Levi, Osman Oğuzkan… Ticaret kaydı tutulan defterlerden; berber dükkânları, avukat büroları, gemi malzeme mağazaları, un ve diğer ticari şirketlerin 20. yüzyıl başları ve ortalarında bu handa faaliyet gösterdiğini tespit edebiliyoruz.
İZZET HOLO PAŞA VE AİLESİ
İzzet Holo Paşa ve ailesinin kendilerine vekil tayin ettiği avukatların, Ömer Abed Han’da kiracı olmaları sebebiyle ailenin süregelen noter kayıtları, mahkeme dilekçeleri, eski ve yeni yazıyla yazılmış Türkçe ve Arapça5 mektupları bu handa muhafaza edilmiştir. Ailenin avukatı Burhaneddin Tahsin Bey’in bürosundaki belgelerden, İzzet Holo Paşa’nın Seniyye ve Leman6 isimli iki kızı ile Mehmet Ali ve Abdurrahman isimli iki oğlunun olduğunu öğreniyoruz.7
II. Meşrutiyet’in ilanından sonra, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin politikaları ve halkın baskısı gibi nedenlerle II. Abdülhamid’den yurt dışına çıkış izni alan İzzet Holo Paşa, halk arasında bilinen ismiyle Arap İzzet Paşa, yaşamına Avrupa’nın muhtelif şehirlerinde, ayrıca Londra ve Mısır’da devam etmiştir. Osmanlı topraklarından ayrılışından sonra ardında kalan vakıfları ve ona bağlı bulunan gayrimenkulleri Divan-ı Harp tarafından müsadere edilmiştir. Mallarını müsadereden kurtarmak için vakıfları üzerine taşıması şüphesiyle tüm vakıflarına el konulmuştur. Karara göre Meşrutiyet sonrası firar edenlerin gayrimenkullerinin bir başkasının üzerine geçirilmesi yasaklanmış, böylelikle Paşa’nın çocukları ve torunlarına ait malların tümü haczedilmiştir.
İzzet Holo Paşa yurt dışındayken savunmasını yapmak ve müsadereye itiraz etmek için birçok kez dilekçe vererek girişimlerde bulunmuştur. 23 Aralık 1918 tarihinde ilan edilen Afv-ı Umumi’den yararlanan İzzet Holo Paşa, mallarına getirilen haczin kalkmasını talep eder ve 21 Eylül 1921’de genel af kararnamesine göre affedilir. Arşivde, Paşa’nın vefat etmeden önce 8 Eylül 1921 tarihinde avukatı tarafından Beyoğlu Defter-i Hâkânî Memuriyeti’ne yazılan dilekçesinde haczedilen malların 23 Aralık 1918 tarihli kararname gereğince haczedilemeyeceğine dair itirazı bulunmaktadır.8
İzzet Paşa’nın 1924’te Mısır’da vefatının ardından hukuksal mücadelesi çocukları tarafından sürdürülmüştür. Arşivin de büyük bir kısmını İzzet Holo Paşa’nın çocukları ve torunları adına hazırlanan haciz ve miras konulu belgeler oluşturmaktadır. Avukat Burhaneddin Tahsin tarafından İstanbul Mahkemesi Asliye İkinci Hukuk Dairesi Riyaseti Aliyesi’ne gönderilen dilekçede, davacı Mehmet Ali Bey ve Abdurrahman Bey ile davalı Leman Hanım arasında babaları Ahmet İzzet Paşa’nın vefatı üzerine gelişen miras davası hakkında mirasçıların isimleri listelenmektedir.9
Arşivde sıklıkla karşılaştığımız isimlerden biri İzzet Holo Paşa’nın oğlu Mehmet Ali Abed’dir. Mehmet Ali Abed, II. Abdülhamid dönemi boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun Washington Büyükelçisi olarak görev yaptıktan sonra 1932 yılında bağımsız Suriye’nin ilk Cumhurbaşkanı seçilmiştir.10 Ömer Abed Han’da ikamet eden Mehmet Ali Abed’in vekili Avukat Burhaneddin Tahsin Bey’in İstanbul Asliye İkinci Hukuk Dairesi’ne yazdığı dilekçede; babaları İzzet Holo Paşa’nın vefatı sonrası Seniyye ve Leman hanımların Abed Han ve Ömer Abed Han’ın hisseleri ile birlikte Beşiktaş’ta bir konut, bir ahır ve Nişantaşı’ndaki Süreyya Paşa Konağı’nı, Şam’da ikamet eden kardeşi Mehmet Ali Abed ve Mısır’da ikamet eden kardeşi Abdurrahman Abed’e satmış oldukları bilgisini ediniyoruz.11
Arşivde bulunan İstanbul Asliye Altıncı Hukuk Hakimliği kararı belgesinde, Mehmet Ali Abed’in 21 Ekim 1939 tarihinde vefat ettiği ve mirasını çocukları Fatma Şerife Abed, Abdülgani Nasuhi Abed, Mahmut Muhtar Abed ve Ayşe Leyla Abed’e bıraktığına şahit oluyoruz.12 Aile mensupları, II. Meşrutiyet sonrası Türkiye’den ayrılmaları13 sebebiyle kendilerine farklı vekiller tayin etmişlerdir. Çocukları adına hazırlanan, Ömer Abed Han’a ait 1947 tarihli gelir listeleri ile han hisselerinin kardeşler arasında paylaşıldığını teyit ediyoruz.
İstanbul Tapu ve Kadastro Müdürlüğü’ne yazılan 1928 tarihli belge bize arşivin kapısını biraz daha aralamıştır.14 24 Temmuz 1924 tarihinde imzalanan Lozan Antlaşması’nın ikinci kesimindeki maddeler belgeyle yakından ilgilidir. İzzet Holo Paşa’nın çocukları Mehmet Ali Abed, Leman Abed, Seniyye Abed ve Abdurrahman Abed’in, 1908 Meşrutiyeti sonrası farklı ülkelerde ikamet etmelerinden dolayı 30. madde gereğince o ülkenin vatandaşı sayılmışlardır. Bu durum ailenin Türkiye’deki hisselerinde ve mallarında hak iddia etmelerinde problemler yaratmıştır. Abdurrahman Abed’in, konuyla ilgili Hariciye Nezareti’ne yazdığı dilekçede, Lozan Antlaşması’nın 34. maddesi uyarınca Suriye vatandaşlığına geçtiğine dair bir kayıt bulunmaması sebebiyle Türkiye’de bulunan ve babası İzzet Holo Paşa’dan miras emlakta hak iddia edebilmesi hakkındaki araştırmaları bildirilmiştir. Leman Hanım’ın bir İngiliz ile evlenmiş olmasından dolayı Lozan maddelerine göre Türk vatandaşı sayılmaması ihtimali üzerine, evlilik tarihi bilinmediğinden Türk vatandaşı olarak hisselerinin verilmesi konusunda İstanbul Tapu ve Kadastro Müdüriyeti’ne bir dilekçe yazılmıştır. Bu belge ile Meşrutiyet sonrası aile üyelerinin karşısına çıkan diğer bir engelin Lozan Antlaşması “tabiiyet” maddeleri olduğuna şahit oluyoruz.15
Arşivdeki belgeler, 1920’lerde başlayan ve 1970’lere kadar takip edebildiğimiz, bir dönemin yüksek sınıfına mensup ailenin değişen siyasi koşullar içindeki konumunu göstermesi açısından dikkat çekicidir. Arşivde bulunan ve ailenin Türkiye’deki vatandaşlık haklarını ve hisselerini konu alan dilekçeler birçok davanın sürecine tanıklık etmemizi sağlıyor. Böylece araştırmacılara, İzzet Holo Paşa ve Abed Ailesi’nin avukatları aracılığıyla yaşadıkları hukuksal süreçlerin yanında aile bireyleri hakkında da araştırma yapma olanağı sunuyor.
ARŞİVİN DİĞER HAFIZALARI…
Sarıcalar (Sarıcazâdeler) Ömer Abed Han Arşivi’nde karşılaştığımız bir diğer aile. Mahkeme dilekçelerinde Refet, Hayrettin, Gülsüm ve Hayriye Sarıca isimleri sıklıkla bir arada geçmektedir. Ailenin kiracılarından alacağı borçlar ve haciz konulu dava dilekçelerinde bahsi geçen isimler bize ailenin mal varlığı hakkında bilgiler sunmaktadır. Mimarlık tarihimizde sıklıkla anılan Moda’daki Arif Paşa Köşkü ve Elmadağ’daki Arif Paşa Apartmanı, Sarıca Ailesi’nin banisi olduğu yapılardır.
Aram Kalfa, arşivin bizi tanıştırdığı sürpriz isimlerden biri. Aram Kalfa’ya, Abdülgani Bey’in Çamlıca’daki köşkünün tamiratı için çizilmiş olan 1924 tarihli belgede rastlıyoruz. Planda iki katlı, uzunlamasına gelişen bir hol, onun sağında bir merdiven ve kare plan tipine yakın odalar görüyoruz. Planın hemen üstünde ise terasın görünüş çizimleri yer almaktadır.16 Daha sonra karşımıza çıkan belgelerde müstakil yapıdan “köşk” olarak bahsedilmektedir. İlk bakışta yeni bir yapının hazırlığı için tasarlandığını düşündüğümüz planın zaten var olan bir köşkün tamiratı için çizildiğini anlıyoruz. Tamirat sırasında yapılan masraflar ve alınan ücretler Aram Kalfa tarafından ayrıca müsvedde olarak not tutulmuştur.17
VE BİRİKTİRİLEN HAFIZAYA DAİR
18. yüzyıldan itibaren kimlik ifadesi yönünden değişime açık bir süreç geçirmeye başlayan Galata bölgesi, limanının da getirdiği çeşitli işlevleri yüklenerek 20. yüzyılın önemli ticaret yapılarına ev sahipliği yapmıştır. Karaköy ve Beyoğlu bölgeleri; Tarihî Yarımada’nın dışına taşınan sarayın bürokratik kadrosu tarafından, ekonomik ve toplumsal dinamiklerin de etkisiyle yeni bir kimlik inşası aracı olarak değerlendirilmiştir. II. Abdülhamid’in baş mabeyni İzzet Holo Paşa da dönemin Beaux-Arts ekolünün ünlü temsilcisi Vallauri’ye, banisi olduğu Ömer Abed Han’ın tasarımını yaptırmıştır. Sarıca Ailesi’nin belgelerinde adı geçen diğer yapıları ise yine dönemin önemli mimarlarından C. Pappa tasarlamış, aile ile yakın ilişkiler kurmuştur.
Ömer Abed Han Arşivi’nde ticaret kayıt defterleri, makbuzlar, mahkemelere yazılan dilekçeler, mektuplar, noter kayıtları, müsvedde notlar ve planlar gibi dönemin çeşitli hafıza unsurlarıyla karşılaşıyoruz. Ticaret yıllıkları ve arşivde bulunan belgelere göre handa; çoğu gayrimüslimlerden oluşan tüccarlar, sigorta şirketleri, avukatlar, denizcilik acentaları, berber dükkânları gibi çeşitli meslek grupları hizmet vermiştir.
Abed ve Sarıcazâde (Sarıca) aileleri, yaşadıkları dönemin İstanbul’una büyük izler bırakmış, Osmanlı’nın üst sınıf mensubu iki ailesidir. Her iki ailenin de tarihsel ve sosyo-ekonomik yaşamları genel olarak araştırılmış olsa da, arşivin bizlere tanıdığı “mahremiyet” sayesinde, “biriktirilen” hafızanın içinde konumlanmak ailelerin bireyleriyle de tanışıklığımızı sağlamıştır.
Ömer Abed Han kiracılarından günümüze ulaşmış olan belgeler birbirinden bağımsız hâlde dururken, aslında bir dönemin hafızasının ortak hikâyelerini bir araya getiriyorlardı. Söz konusu arşiv; kimliklerin, evrakların yanı sıra 20. yüzyıl İstanbul’unun sosyal ve ekonomik ilişki ağlarını araştırmaya yarayan bir kılavuz vazifesi görmektedir.
Nurtaç Buluç, lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi ve Klasik Arkeoloji (Yandal Programı) bölümlerinde 2017 yılında tamamladı. Yüksek lisansına aynı üniversitenin Sanat Tarihi bölümünde devam etmektedir. 2018-2020 yıllarının farklı dönemlerinde Salt Araştırma’da Ömer Abed Han, Jacques Thobie ve Cengiz Bektaş arşivlerinin kataloglama sürecinde araştırmacı olarak çalıştı. 2020’den itibaren Perge Kazısı Bizans Araştırmaları’nda sanat tarihçisi olarak görev aldı. 2021’den bu yana Hakan Bulgurlu Koleksiyonu’nda Envanter Sorumlusu-Sanat Danışmanı ve Narmanlı Sanat’ta Sanat İletişim Koordinatörü olarak çalışmakta; dijital arşivcilik, özel sanat koleksiyonları, kültürel miras ve Erken Bizans dönemi üzerine çalışmalarına devam etmektedir.
- 1.Literatürde Arap İzzet Paşa, İzzet el- Âbid, İzzet el- Âbed, Arab Paşazâde İzzet Bey, İzzet Bey, Ahmed İzzet Bey, Ahmed İzzet Paşa, Arap İzzet Holo Paşa, İzzet Hulu, İzzet Halo gibi isimlere rastlanmaktadır.
- 2.Abdülhamid'in Kara Kutusu Arap İzzet Holo Paşa'nın Günlükleri, Cilt I-II, Haz. İbrahim Küreli, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2018.
- 3.İzzet Holo Paşa'nın üçüncü kuşak torunu Ahmet Semih Mümtaz Bey'e ailesi ve han hakkında paylaşmış olduğu bilgiler için teşekkür ederim.
- 4.M. James Quilty, "Bridging the Dichotomy Socio-Economic Change and Class Consolidation in Ottoman Beirut and Damascus", Yüksek Lisans Tezi, Simon Fraser University, 1992, s. 87.
- 5.Arşivde bulunan Osmanlı Türkçesi ile yazılmış belgelerin transkripsiyonuna olan yardımlarından dolayı Tijen Sabırlı'ya ve Cengiz Bey'e, Arapça belgelerin çevirileri için Sinem Ayşe Gülmez Saydam'a teşekkür ederim.
- 6.Leman Hanım'ın ismi çeşitli yayın ve belgelerde Lâmia ve Lemna olarak da geçmektedir.
- 7.Ailenin arşivdeki belgelerinde "Abed" soyadı, "Abid" ve "Elabed" şeklinde de kullanılmıştır.
- 8.Salt Araştırma, Ömer Abed Han Arşivi, AHANODOC0164 kodlu belge. archives.saltresearch.org/handle/123456789/213297
- 9.Salt Araştırma, Ömer Abed Han Arşivi, AHANODOC0020 kodlu belge. archives.saltresearch.org/handle/123456789/213154
- 10.Moubayed, Sami, "Syria's Forgotten First President Mohammad Ali al-Abed", British Journal of Middle Eastern Studies, Vol: 41, No: 4, 2014, s. 420.
- 11.Salt Araştırma, Ömer Abed Han Arşivi, AHANODOC0019 kodlu belge. archives.saltresearch.org/handle/123456789/213153
- 12.Salt Araştırma, Ömer Abed Han Arşivi, AHANODOC0018 kodlu belge. archives.saltresearch.org/handle/123456789/213152
- 13.İzzet Holo Paşa'nın üçüncü kuşak torunu olan Ahmet Semih Mümtaz Bey, babası Nurettin Bey'den dinlediği ülkeyi terk edişlerini anlatmaktadır. Abdülhamid'in Kara Kutusu Arap İzzet Holo Paşa'nın Günlükleri, Cilt I, Haz. İbrahim Küreli, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2018, s. 5.
- 14.Salt Araştırma, Ömer Abed Han Arşivi, AHANODOC0102 kodlu belge. archives.saltresearch.org/handle/123456789/213235
- 15.Salt Araştırma, Ömer Abed Han Arşivi, AHANODOC0150 kodlu belge. archives.saltresearch.org/handle/123456789/213283
- 16.Salt Araştırma, Ömer Abed Han Arşivi, AHANOD0001 kodlu belge. archives.saltresearch.org/handle/123456789/213134
- 17.Salt Araştırma, Ömer Abed Han Arşivi, AHANODOC0128 kodlu çizim. archives.saltresearch.org/handle/123456789/213261