Vladimir Zender'den Veli Demir Sender'e: Foto Sender Arşivi ve Arşivin Yolculuğu

Dilara Ulu

14 Mart 2025

1 13 Ayasofya’nın kuzeydoğudan görünümü, <i>Byzantina: Important Antiquities of Constantinople</i>, Constantinople: [s.n.], 1925–1930, No. 1
RAROV DR725.B89, Dumbarton Oaks Research Library, Washington, D.C.
Ayasofya’nın kuzeydoğudan görünümü, Byzantina: Important Antiquities of Constantinople, Constantinople: [s.n.], 1925–1930, No. 1
RAROV DR725.B89, Dumbarton Oaks Research Library, Washington, D.C.
Dilara Ulu, yüksek lisans tezini1 temel alan bu yazısında, 1918’de İstanbul’a yerleşen ressam ve fotoğrafçı Vladimir Zender’in üretimini, fotoğraf aracılığıyla geliştirdiği ilişkileri, dönemin toplumsal ve siyasi dinamiklerinin çalışmalarına etkisini inceledi.

Ekim Devrimi (1917) ve hemen sonrasında yaşanan iç savaşın ardından (1918-1922) İstanbul, Rusya İmparatorluğu’nu terk eden çok sayıda göçmen sanatçıya ev sahipliği yapar.2 Bu sanatçılardan biri olan ressam ve fotoğrafçı Vladimir Zender (1885-1944), 1918 yılında eşi Renate ve oğlu Valentin ile birlikte İstanbul’a göç eder ve Pera bölgesinde Foto Sender adlı bir fotoğraf stüdyosu açar. Geç Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemine tanıklık eden Zender, Türkiye’de kent ve mimari fotoğraflarıyla dikkat çeker.

Pera’da Bir Fotoğraf Stüdyosu: Foto Sender

Rusya İmparatorluğu’ndan İstanbul’a gelen birçok göçmen sanatçı gibi Vladimir Zender de fotoğraf stüdyosu Foto Sender’i, 1920’lerde ağırlıklı olarak sanatçıların ikamet ettiği Pera bölgesinde açar. Zender, birkaç kez stüdyosunun lokasyonunu değiştirse de hep Pera bölgesinde kalır. Sanatçının erken dönem fotoğraflarından bugün Balyoz Caddesi olarak bilinen Venedik Caddesi’nde bulunduğu anlaşılan Foto Sender’in adresi, 1927 ve 1929 tarihli Annuaire Oriental‘de “Studio W. Sender” başlığıyla yer alır. Buradan stüdyonun, Venedik Caddesi’nin köşesindeki İbrahim Paşa Küçük Han’ın B bloğunun 4 numarasında bulunduğu anlaşılır. Gökhun Yılmaz, Osmanlı Dönemi Kartpostal Editörleri 1895-1923: Anadolu, Trakya, İstanbul isimli kitabında Zender’in erken dönem çalışmalarında görülen bu adresi aynı zamanda ev adresi olarak belirtir.3 Aynı adres, kapı numarası farklı olsa da, Vladimir Zender’in 1925 ile 1930 yılları arasında on cilt hâlinde yayımladığı Byzantina: Important Antiquities of Constantinople [Bizans: Konstantinopolis’in Önemli Antik Eserleri] adlı albümde de görülür: “Studio W. Sender, Rue Venedic, Ibrahim Pasha Kutchuk Han, No: 11, Pera, Constantinople, Turkey.”

2 Charles Edward Goad Charles Edward Goad tarafından hazırlanan 1905 tarihli Pera ve Galata bölgesi No: 37 haritasında Foto Sender’in konumu<br />
Salt Araştırma, Harita Arşivi, IFEA izniyle<br />
Charles Edward Goad tarafından hazırlanan 1905 tarihli Pera ve Galata bölgesi No: 37 haritasında Foto Sender’in konumu
Salt Araştırma, Harita Arşivi, IFEA izniyle

1929 yılının sonlarında, Foto Sender’in adresinin değiştiği görülür. Bugün Meşrutiyet Caddesi olarak bilinen Kabristan Caddesi No: 147’ye taşınan stüdyo, Pera Palace Hotel’in hemen yanında yer alan Amerikan Konsolosluğu’nun karşısındadır. Foto Sender’in çalışmalarını ürettiği diğer adres ise bugün Beyoğlu Öğretmen Evi olarak kullanılan Hotel Novotny’nin karşısındaki Frederici Pasajı No:155’tir.4

3 Jacques Pervititch Jacques Pervititch tarafından hazırlanan, 1932 tarihli Beyoğlu No: 51 haritasında Foto Sender’in Kabristan Caddesi No: 147’deki ve Frederici Pasajı No:155’teki konumu<br />
Salt Araştırma, Harita Arşivi, IFEA izniyle<br />
Jacques Pervititch tarafından hazırlanan, 1932 tarihli Beyoğlu No: 51 haritasında Foto Sender’in Kabristan Caddesi No: 147’deki ve Frederici Pasajı No:155’teki konumu
Salt Araştırma, Harita Arşivi, IFEA izniyle

Foto Sender, Vladimir Zender’in 1944’te vefat etmesinin ardından oğlu Valentin tarafından bir süre daha işletilir. 1920 ile 1955 yılları arasında çekilmiş fotoğraflardan oluşan Foto Sender arşivi, stüdyonun kapatılmasının ardından Zender ailesiyle birlikte Atina’ya taşınır. Bugün arşivin çeşitli kurumlara dağılmış olduğu görülse de önemli bir bölümü Atina’daki Yunanistan Millî Kütüphanesi’nde yer almaktadır.

Foto Sender Arşivi Oluşmaya Başlıyor

İstanbul’daki ilk yıllarında kentin Bizans kültürü ve mimarisiyle ilgilenen Vladimir Zender, kendisiyle benzer dönemde Rusya İmparatorluğu’nu terk etmiş göçmenlerle iş birlikleri yapar. Bizans yapılarını konu aldığı fotoğrafları hem Foto Sender stüdyosunda üretilen hediyelik albüm ve kartpostallarda hem de 1925-1930 yıllarında yayımlanan Byzantina: Important Antiquities of Constantinople adlı albümde karşımıza çıkar. Bu albümün Foto Sender arşivinde önemli bir yeri olduğu ileri sürülebilir: Albümdeki fotoğraflar, Vladimir Zender’in erken dönem çalışmalarıyla İstanbul’da nasıl ilişkiler kurduğunu görünür kılar.

4 Birlesmis <i>Byzantina: Important Antiquities of Constantinople</i>, Constantinople: [s.n.], 1925–1930, No. 1 <br />
RAROV DR725.B89, Dumbarton Oaks Research Library, Washington, D.C.<br />
Byzantina: Important Antiquities of Constantinople, Constantinople: [s.n.], 1925–1930, No. 1
RAROV DR725.B89, Dumbarton Oaks Research Library, Washington, D.C.

Mart 1925’te yayımlanmaya başlayan Byzantina albümünün ilk dört cildinde Zender’in çektiği fotoğraflara, o dönemde Rusya İmparatorluğu’ndan İstanbul’a gelen göçmenlere Bizans üzerine dersler veren ve kentte bu yapılarla ilgili geziler düzenleyen N. Mikhaloff’un metinleri eşlik eder. “Bilimsel ve sanatsal” bir çalışma olarak niteledikleri albümün ilk dört cildindeki metinler, Konstantinopolis’in topografyasına ve Ayasofya, Küçükayasofya, Aya İrini gibi yapılara odaklanır. Bu yapılar, hangi dönemde inşa edildiği ya da inşa edilmiş olabileceği, kentteki konumu, zaman içerisinde geçirdiği dönüşümler ile birlikte tarihsel ve mimari bağlamda değerlendirilir. Albümün son altı cildinde ise Zender, İstanbul Rus Arkeoloji Enstitüsü’nün eski üyesi Sévérien Salaville’in yanı sıra Bizans çalışmaları üzerine akademik yayın yapan Échos d’Orient dergisinin editörleri David Lathoud ve Vitalien Lauren ile iş birliği yapar. Sadece Kariye’ye odaklanan bu altı cilt, yapının mozaik, fresk ve mimari unsurlarını detaylı bir şekilde inceleyerek kayıt altına alır. Vladimir Zender’in albümdeki kent ve mimari fotoğraflarına bakıldığında yapıların genellikle toplumsal hayattan kopuk bir şekilde kadrajlandığı görülmekle birlikte, bu fotoğrafların tarihî yapıların maddi durumuna dair bir dokümantasyon niteliği taşıdığı ileri sürülebilir.

5 Birlesmis Soldan sağa: Ayasofya’nın kuzeybatıdan görünümü; Bizans dönemi sütun başlığı; girişteki sütunlar, <i>Byzantina: Important Antiquities of Constantinople</i>, Constantinople: [s.n.], 1925–1930, No. 1<br />
RAROV DR725.B89, Dumbarton Oaks Research Library, Washington, D.C.<br />
Soldan sağa: Ayasofya’nın kuzeybatıdan görünümü; Bizans dönemi sütun başlığı; girişteki sütunlar, Byzantina: Important Antiquities of Constantinople, Constantinople: [s.n.], 1925–1930, No. 1
RAROV DR725.B89, Dumbarton Oaks Research Library, Washington, D.C.

6 Birlesmis Sol üstte: “Kariye Camisi, Kilise: Cephe (batı tarafı)”; sağ üstte: “Kariye Camisi, Kilise: Kuzey cephesi”, <i>Byzantina: Important Antiquities of Constantinople</i>, Constantinople: [s.n.], 1925–1930, No. 9<br />
Altta: İsa Pantokator figürü, <i>Byzantina: Important Antiquities of Constantinople</i>, Constantinople: [s.n.], 1925–1930, No. 5<br />
RAROV DR725.B89, Dumbarton Oaks Research Library, Washington, D.C.<br />
Sol üstte: “Kariye Camisi, Kilise: Cephe (batı tarafı)”; sağ üstte: “Kariye Camisi, Kilise: Kuzey cephesi”, Byzantina: Important Antiquities of Constantinople, Constantinople: [s.n.], 1925–1930, No. 9
Altta: İsa Pantokator figürü, Byzantina: Important Antiquities of Constantinople, Constantinople: [s.n.], 1925–1930, No. 5
RAROV DR725.B89, Dumbarton Oaks Research Library, Washington, D.C.

Rusya İmparatorluğu’ndan gelen göçmenlerin hazırladığı, 1928’de İstanbul’da yayımlanan Les Russes sur le Bosphore [Boğaz’daki Ruslar]5 adlı almanakta Vladimir Zender’e yer verilen kısa metinde, Byzantina albümü Avrupa ve Amerika’daki birçok üniversite, müze, arkeoloji enstitüsü ve benzeri kurumlar tarafından abone olunan çok ciltli eser olarak tanıtılır.6 Benzer şekilde, Jak Deleon ve Semavi Eyice de Vladimir Zender’in Bizans üzerine yaptığı çalışmalarıyla Amerika ve Avrupa’da ün kazanması üzerinde durur.7

1930’lardan sonra Vladimir Zender’in İstanbul’da kurduğu ilişkilerin odağı değişirken, fotoğraflarının kapsamında da bir farklılık gözlemlenir. Kamerasını Bizans yapılarından erken Cumhuriyet dönemi mimarisine çeviren Zender, resmî kurumlarla iş birliği yapmaya başlar. Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin modern kimliğini simgeleyen kamu binalarını, konutları, fabrikaları fotoğraflayarak çeşitli kurumlar tarafından sipariş edilen albümler hazırlar.8 Bunlardan biri de Fennî İdare Heyeti tarafından sipariş edilen Foto Sender imzalı bir prestij albümüdür. 1933 yılında hazırlanan bu albüm, kurumun Ankara, İzmir, İstanbul gibi farklı şehirlerde inşa ettiği binaları ve gerçekleştirdiği altyapı projelerini belgeler.

7 Ahanka184000 Mehmet Galip, Fesçi Zade İbrahim Galip ve Erzurumlu Nafiz (Kotan) Bey’in Ankara, İstanbul, Bursa ve Eskişehir’de yürüttüğü inşaatlar hakkında Fennî İdare Heyeti tarafından düzenlenmiş prestij albümü, Foto Sender, 1933 <br />
Salt Araştırma, Fotoğraf ve Kartpostal Arşivi
Mehmet Galip, Fesçi Zade İbrahim Galip ve Erzurumlu Nafiz (Kotan) Bey’in Ankara, İstanbul, Bursa ve Eskişehir’de yürüttüğü inşaatlar hakkında Fennî İdare Heyeti tarafından düzenlenmiş prestij albümü, Foto Sender, 1933
Salt Araştırma, Fotoğraf ve Kartpostal Arşivi

8 Birlesmis Mehmet Galip, Fesçi Zade İbrahim Galip ve Erzurumlu Nafiz (Kotan) Bey’in Ankara, İstanbul, Bursa ve Eskişehir’de yürüttüğü inşaatlar hakkında Fenni İdare Heyeti tarafından düzenlenmiş prestij albümü, Foto Sender, 1933<br />
Salt Araştırma, Fotoğraf ve Kartpostal Arşivi <br />
Mehmet Galip, Fesçi Zade İbrahim Galip ve Erzurumlu Nafiz (Kotan) Bey’in Ankara, İstanbul, Bursa ve Eskişehir’de yürüttüğü inşaatlar hakkında Fenni İdare Heyeti tarafından düzenlenmiş prestij albümü, Foto Sender, 1933
Salt Araştırma, Fotoğraf ve Kartpostal Arşivi

Farklı amaçlarla çektiği mimari fotoğraflarıyla modern Türkiye’nin kuruluş döneminin kaydını tutan Vladimir Zender’in çalışmaları, 1935’ten itibaren dönemin önde gelen mimarlık dergisi Arkitekt‘te yayımlanmaya başlar. Zender’in hem kamusal hem de sivil mimari yapıları belgelediği bu fotoğraflar, sık sık derginin kapağında da yer alır.

9 Arkitekt Sırasıyla: <i>Arkitekt</i>, No: 7 (Sayı: 67), 1936; <i>Arkitekt</i>, No: 7 (Sayı: 79), 1937; <i>Arkitekt</i>, No: 1-2 (Sayı: 97), 1939; <i>Arkitekt</i>, No: 3-4 (Sayı: 135-136), 1943<br />
Mimarlar Odası, Arkitekt Veritabanı
Sırasıyla: Arkitekt, No: 7 (Sayı: 67), 1936; Arkitekt, No: 7 (Sayı: 79), 1937; Arkitekt, No: 1-2 (Sayı: 97), 1939; Arkitekt, No: 3-4 (Sayı: 135-136), 1943
Mimarlar Odası, Arkitekt Veritabanı

Foto Sender’in arşivindeki bu değişim, erken Cumhuriyet döneminde iktidarın, fotoğrafı yeni rejimin sosyal, kültürel ve siyasi icraatlarını belgelemede kullanmasıyla ilişkilendirilebilir. Bu dönüşüm, Zender ailesinin 1932 yılında Türk vatandaşlığına geçmesiyle de paralellik taşımaktadır. Yeni iktidarın Sovyetler Birliği ile ilişkileri9 ve Türkiye vatandaşı olmayanlara yönelik bazı yasal düzenlemeler10, Rusya İmparatorluğu’ndan gelen birçok göçmenin bu yıllarda Türkiye’yi terk etmesine neden olur. 1918’den beri İstanbul’da yaşayan Vladimir Zender ise ismini Veli Demir Sender olarak değiştirip 10 Mart 1932 tarihinde eşi Renate ve oğlu Valentin ile birlikte Türk vatandaşlığına kabul edilir ve Zender ailesi İstanbul’da yaşamaya devam eder. Bu tarihten itibaren Zender’in ismi fotoğraflarının altında Veli Demir Sender imzasıyla görülürken; babası gibi fotoğrafçılıkla ilgilenen Valentin’in ismi de İsmail Demir Sender olarak karşımıza çıkar.

10 Vatandaslk Belgesi Vladimir Zender ve ailesinin Türk vatandaşlığına kabul belgesi, 10 Mart 1932<br />
BCA, Ins. Code: 30.18.1.2, Loc. No: 26.15.20<br />
Vladimir Zender ve ailesinin Türk vatandaşlığına kabul belgesi, 10 Mart 1932
BCA, Ins. Code: 30.18.1.2, Loc. No: 26.15.20

Vladimir Zender’in 1944’teki vefatının ardından oğlu Valentin (İsmail Demir Sender), Foto Sender’i 1950’lerin sonuna kadar işletmeye devam eder. Valentin de babası gibi çoğunlukla kent ve mimari yapı fotoğrafları çeker ve bu fotoğraflardan bazıları 1944-1956 yıllarında düzensiz aralıklarla Arkitekt‘te yayımlanır. Vladimir Zender’den farklı olarak Valentin’in hem stüdyoda hem de farklı mekânlarda grup ve bireysel portre fotoğrafları çekerek Foto Sender arşivini çeşitlendirdiği görülür.

İstanbul’dan Atina’ya Arşivin Yolculuğu

Foto Sender arşivinin önemli bir kısmı Atina’da, Yunanistan Millî Kütüphanesi’nde yer almaktadır. Arşivin bugün Yunanistan sınırları içerisinde bulunması tesadüfi değildir. Eylül 1955’te İstanbul ve İzmir’de gayrimüslimlere karşı yapılan saldırıların ardından ülkedeki Rum, Ermeni ve Yahudiler dalgalar hâlinde göç etmeye başlar.11 Bu saldırıların neden olduğu göçün rotalarından biri de Yunanistan’dır. Zender ailesi 1932’de Türk vatandaşlığına geçmiş olsa da 1955 yılında yaşanan 6-7 Eylül Olayları’ndan etkilenirler. Foto Sender’in 6-7 Eylül Olayları’nda yağmalanmasının ardından Valentin, stüdyoyu kapatarak ailesiyle birlikte İstanbul’u terk etmeye karar verir. Aile önce Atina’ya, daha sonra da Kanada’ya göç eder.

Valentin, İstanbul’dan ayrılışlarını Bizans tarihçisi Jack Thacher’a yazdığı 20 Nisan 1963 tarihli mektupta şöyle açıklar: “1920’den beri Rusya’dan gelen eski bir mülteciyim ve o zamandan beri Konstantinopolis’te yaşıyorum. 4 yıl önce Atina’da yaşamak üzere ayrıldım.” Aynı yıl Geç Antik, Erken Orta Çağ ve Bizans sanatı tarihçisi Ernst Kitzinger’e yazdığı bir başka mektupta ise 6-7 Eylül Olayları’ndan nasıl etkilendiklerini ve Türkiye’den ayrılma nedenlerini aktarır:

“Ne yazık ki hayat bize çok sert darbeler indirdi. Rus Devrimi’nin bir sonucu olarak Türkiye’ye sürgün edildikten sonra, 6 Eylül 1955’te Türkiye’de Rumlar ve Türkler arasında Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak patlak veren ayaklanma ve kargaşalarla ikinci bir darbe aldık. Bu beladan ben de kurtulamadım ve birkaç saat içinde son teknik başarılarla ve güncel cihaz ve tesisatlarla donatılmış atölyem ve satış mağazam, her şeyi tahrip eden ve çalan öfkeli kalabalık tarafından yağmalandı. Neyse ki söz konusu arşivler mağazanın arkasındaki dükkândaydı ve çok az zarar gördü… Bu durum beni çok üzdü, 52 yaşında olduğum için daha da çok üzdü. Türkiye’den ayrılmaya ve sıfırdan başlamaya karar verdim… Sorumluluğumda 4 kişi var ve itiraf etmeliyim ki hayat artık çok daha zor ve belirsiz.”12

Zender ailesi, 1959 yılında Atina’ya göç ederken arşivin bir kısmını—belki de sağlam kalan tüm arşivi—yanında götürür. Bugün Türkiye’de çeşitli kurumlarda bulunan ve müzayedelerde satılan birçok fotoğraf ve kartpostalın bir kopyası ile negatifini içeren bu arşiv, aile Kanada’ya göç ederken Atina’da kalır. Arşivin kütüphaneye nasıl ulaştığı hakkında bir bilgi bulunmadığı gibi, Valentin’in hangi sebeplerden dolayı arşivi geride bıraktığı da tam olarak bilinememektedir. Ancak bu konuda birtakım varsayımlar yapılabilir: Valentin’in arşivden vazgeçişi, yukarıdaki mektubunda belirttiği üzere “sıfırdan başlamak” istemesiyle, dolayısıyla ağırlıklı olarak Türkiye’den görüntüleri içeren arşivin içeriğiyle bağlantılı olabileceği gibi, arşivin fiziksel açıdan taşınmaya elverişli olup olmayışı, ağırlığı veya hasar görmüş olma ihtimali gibi nedenlerle de ilişkilendirilebilir. Kütüphanedeki arşivin Foto Sender külliyatının ne kadarını oluşturduğu tam olarak bilinemese de, arşivde stüdyonun müşterileri için hazırladığı çeşitli albümler, on ciltlik Byzantina: Important Antiquities of Constantinople albümü, albümün İngilizce ve Fransızca taslakları, çeşitli boyutlarda basılı fotoğraflar ile cam ve plastik negatifler bulunmaktadır.

Foto Sender’in müşterileri için hazırladığı albümlerde, aynı ya da benzer zamanda çekilmiş görüntülerin gruplandırılarak sunulduğu görülür. Art arda çekilmiş görüntülere çoğunlukla aynı sayfada yer verilmesi kamera hareketlerinin ayırt edilmesini sağlar. Böylece yapıların genellikle iki farklı yaklaşımla fotoğraflandığı anlaşılır: Birinci yöntem, yapıların etrafında 180 ya da 360 derece dönerek belgelenmesi; ikinci yöntem ise yapının genel bir görünümü çekildikten sonra öne çıkarılmak istenen detaya odaklanılmasıdır. Bazı yapılar da farklı ışık, gün ve mevsimlerde fotoğraflanmıştır.

Atina’daki arşivde yer alan albümler ile mekân ve temalarına göre ayrılmış basılı fotoğraf ve negatiflerin bir arada incelemesi, Foto Sender’in çalışma sürecini, kullandığı yöntemleri ve niyetini açığa çıkarır. Örneğin ön bilgi gerektiren, ayrıntılarını ancak yapıları bilen bir gözün fark edebileceği mimari fotoğraflar da arşivde mevcuttur. Pek çok mimari ögenin detaylarıyla görüldüğü bu fotoğraflarda yapılar, yakından ve zaman zaman birden fazla parçaya bölünerek, her bir ayrıntıyı gösterecek şekilde kadrajlanmıştır. Bazen mimari bir ögeyi veya bir süslemeyi, bazense bir kazı çalışmasını gösteren fotoğraflar, aynı zamanda birer belge niteliği de taşır. Bu fotoğraf çeşitliliği Foto Sender’in sadece turistlere değil, mimarlık alanındaki uzmanlara ve üniversite gibi kuruluşlara da hitap ettiğini gösterir.

Dahası, farklı arşivlerden ve müzayedelerden ulaşılan fotoğraf, kartpostal ve albümler de Yunanistan Millî Kütüphanesi’ndeki arşivin incelenmesiyle birlikte daha anlamlı hâle gelir. Bu da Foto Sender’in müşterileri ya da aboneleri için hazırladığı kartpostal ve albümlerin bir seçki olduğu fikrini pekiştirir. Örneğin Vladimir Zender’in Bizans sanatı ve mimarisi üzerine 1925-1930 yıllarında yayımladığı Byzantina: Important Antiquities of Constantinople ile Fennî İdare Heyeti’nin 1930’larda inşa ettirdiği bina ve altyapı projeleri için hazırladığı prestij albümü arşivdeki diğer malzemelerle birlikte değerlendirildiğinde, bu albümlerdeki fotoğrafların benzer birçok fotoğrafın arasından eleme yapılarak seçildiği açıkça görülür.

Yunanistan Millî Kütüphanesi’ndeki arşivde, ağırlıklı olarak İstanbul’daki Bizans ve erken Cumhuriyet dönemi yapılarını konu alan Vladimir Zender’in, aynı zamanda Rumelihisarı, Kız Kulesi, Galata Kulesi, Sultanahmet Meydanı gibi turistik mekânlar ile Karaköy Meydanı, Galata Köprüsü, Taksim Meydanı gibi merkezî noktaları veya balıkçı, seyyar satıcı ve sandalcılar gibi gündelik kent yaşamının parçası olan figürleri de kayıt altına aldığı ortaya çıkar.

Sonuç

Foto Sender arşivinin Atina’da olduğunu keşfettikten sonra Yunanistan Millî Kütüphanesi’ne yaptığım araştırma ziyareti, arşivi daha bütüncül bir şekilde ele almamı; içerik, öne çıkan temalar, fotoğrafçının benimsediği tutum ve nasıl bir izleyici kitlesine hitap ettiği hakkında fikir sahibi olmamı sağladı. Aynı zamanda, fotoğrafların içeriği ve fotoğrafçının estetik kaygılarını keşfetme çabasının ötesinde fotoğrafın maddi formunun getirilerinin neler olabileceği üzerine yoğunlaşmama da zemin hazırladı. Arşivi yerinde incelemek, fotoğrafların, kartpostalların ve negatiflerin kondisyonunu, zaman içerisinde farklı sebeplerle geçirdiği dönüşümleri incelememi mümkün kıldı.

Kırık negatifler ya da hasarlı fotoğraflar, arşivin hikâyesini bilmeyen birinin belgelere yaklaşımını ve içeriği değerlendirme şeklini etkileyebilir. Hasarlar arşivin yaratıcısı veya ilk sahibi tarafından iyi korunamamasından kaynaklanabileceği gibi, arşivin başına bir şey gelmiş olabileceği ihtimalini de akla getirir. Foto Sender arşivi bağlamında, fotoğraflarda ve saklama kutularında yer alan izlerin iki sebebi olabileceği düşünülebilir: 6-7 Eylül Olayları’nda İstanbul’daki stüdyonun saldırıya uğraması ve bu saldırı sonucunda Zender ailesiyle birlikte Atina’ya taşınan arşivin taşıma sırasında hasar almış olma olasılığı. Söz konusu izler üzerinden kesin çıkarımlar yapılması mümkün olmasa da, fotoğrafın maddi bir obje olarak ele alınması, arşivin fizikî durumu üzerinden toplumsal ve tarihsel olayların izini sürebilme olasılığını gündeme getirir.

Ailesiyle birlikte Rusya İmparatorluğu’ndan İstanbul’a göç etmiş Vladimir Zender’in 1932’de Türk vatandaşlığına geçmesiyle birlikte genişleyen ilişki ağının ve Zender’in ölümünden sonra stüdyonun oğlu Valentin tarafından işletilmesinin, Foto Sender arşivinin içeriği ile kapsamını etkilediği ileri sürülebilir. Zender’in İstanbul’daki ilk yıllarında daha çok kendisi gibi göçmenlerle iş birliği yaparak Bizans yapılarına odaklandığı; 1932’den itibaren ise Veli Demir Sender olarak erken Cumhuriyet dönemi mimarisini belgeleyen fotoğraflarıyla anıldığı görülür. Bu değişim, Zender’in kendisine Veli Demir Sender olarak alan açmaya başlayıp yeni ilişkiler geliştirdiğini gösterir. Öte yandan Foto Sender’in 6-7 Eylül Olayları’nda zarar görmesi, ailenin kentte kabul edilmediği fikrini de akla getirir. Bu olayın ardından Zender ailesiyle birlikte Atina’ya taşınan arşivin fiziksel olarak incelenmesi, fotoğrafın içeriği ile fotoğrafçıların (Vladimir Zender ve Valentin) estetik kaygılarını keşfetme çabasının ötesinde, fotoğrafın sosyal ve kültürel deneyimleri yansıtan maddi nesneler olarak ele alınması fikrini pekiştirir.13

- - -


Dilara Ulu, lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde, yüksek lisansını İstanbul Teknik Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nde tamamladı. İstanbul Modern’in Fotoğraf Bölümü’nde Asistan Küratör olarak çalıştı. Hâlen aynı kurumda Eser Kayıt ve Sergi Bölümü Sorumlusu olarak görev yapmaktadır. 2024’ten beri Manifold iştirakçileri arasında yer alan Ulu, fotoğraf tarihi, arşiv çalışmaları ve hafıza üzerine çalışmalarını sürdürmektedir.
  • 1.
    Dilara Ulu, "Vladimir Zender'den Veli Demir Sender'e: Erken Cumhuriyet Dönemi'nde Kent ve Mimariyi Fotoğraflayan Bir Göçmen", Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024. Yüksek lisans tez sürecindeki destekleri için sevgili tez danışmanım Zeynep Kuban'a ve değerli jüri üyelerim Vesile Gül Cephanecigil ile Ahmet Ersoy'a çok teşekkür ederim.
  • 2.
    Ekim Devrimi ve ardından yaşanan iç savaş sonrası İstanbul'a gelen göçmenlerle ilgili çok sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmalardan bazıları için bkz. Jak Deleon, Beyoğlu'nda Beyaz Ruslar (1920–1990), İstanbul: Çelik Gülersoy Vakfı İstanbul Kütüphanesi, 1990; Bülent Bakar, Beyaz Ruslar: Esir Şehrin Misafirleri, İstanbul: Tarihçi Kitabevi, 2015; Svetlana Uturgauri, Boğaz'daki Beyaz Ruslar, çev. Uğur Büke, İstanbul: Tarihçi Kitabevi, 2015; Ekaterina Aygün, Home Away from Home: Emigrant Artists from the Russian Empire in Istanbul, Moskova: Garage Publishing House, 2025.
  • 3.
    Gökhun Yılmaz, Osmanlı Dönemi Kartpostal Editörleri 1895–1923: Anadolu, Trakya, İstanbul, Kendi Yayını, 2019, s. 200.
  • 4.
    Günümüze ulaşmayan bu pasajın kapı numarası yıllar içerisinde birkaç kez değiştiği için belgelerde 155 dışında 241 ve 243 numaraları da görülür.
  • 5.
    1928'de yayımlanan Les Russes sur le Bosphore, göçmenlerin İstanbul'daki faaliyetlerini aktarmak amacıyla gazeteci, yazar, ressam, müzisyen ve fotoğrafçıların üretimlerine dair metinlere yer verir. Anatoliy Bournakine (ed.), Russkiye na Bosfore. Les Russes sur le Bosphore, İstanbul: Imp. L. Babok & Fils, 1928.
  • 6.
    İngilizce yayımlanan Byzantina albümünün bugün Avrupa ve Amerika'da birçok üniversite, müze, arkeoloji enstitüsü ve benzeri kurumların arşivlerinde de yer aldığı görülür.
  • 7.
    Jak Deleon, Beyoğlu'nda Beyaz Ruslar (1920–1990); Semavi Eyice, "İstanbul'un Ortadan Kalkan Bazı Tarihi Eserleri", Tarih Dergisi, Sayı: 27, 1973, ss. 133–178.
  • 8.
    Burçak Evren, "İstanbul'un Beyaz Rus Fotoğrafçıları", Müteferrika Kitabı Dergisi, Sayı: 2, Kış 2021, ss. 139–150; Orkun Dayıoğlu, "Kent Fotoğrafçılığında Bir Özne: Foto Sender", Salt Blog, 22 Aralık 2022. Erişim tarihi: 04.12.2024, https://saltonline.org/tr/2517.
  • 9.
    Charles King, "Konstantinopolis", Pera Palas'ta Gece Yarısı: Modern İstanbul'un Doğuşu, çev. Ayşen Anadol, İstanbul: Alfa Yayınları, 2022, s. 116.
  • 10.
    Bu dönemde fotoğraf stüdyoları ile fotoğrafçıları etkileyecek birkaç yasa gündeme gelir. Bunlardan biri, 1926'da çıkarılan 805 sayılı kanun ile "iktisadi müesseselerde mecburi Türkçe kullanımı şartı"dır. Diğer bir önemli düzenleme ise Cumhuriyet'in ilan edilmesinin ardından Türkiye vatandaşı olmayan, ancak burada iş sahibi olan kişiler için yapılan yasal düzenlemedir: Haziran 1932'de kabul edilen 2007 sayılı "Türkiye'de Türk Vatandaşlarına Tahsis Edilen Sanat ve Hizmetler Hakkında Kanun" ile birlikte Türk vatandaşı olmayanlar için berberlik, çalgıcılık, şarkıcılık ve fotoğrafçılık gibi meslekler yasaklanır.
  • 11.
    Dilek Güven, 6-7 Eylül Olayları: Cumhuriyet Dönemi Azınlık Politikaları ve Stratejileri Bağlamında, İstanbul: İletişim Yayınları, 2018, s. 173.
  • 12.
    Dumbarton Oaks, Washington D.C., Harvard Üniversitesi Mütevelli Heyeti, 2016.
  • 13.
    Elizabeth Edwards ve Janice Hart (ed.), Photographs Objects Histories: On the Materiality of Images, New York: Routledge, 2004.
PAYLAŞ