Arşivi Parçalamak:
Bir Osmanlı Ailesinde
Temsil, Kimlik, Hafıza
Salt Galata
21 Ocak – 30 Mart 2014
“Bir hayat hikâyesi oluşturmak ya da hayatın bir hikâye -yani anlamlı ve belirli bir yöne doğru ilerleyen olayların tutarlı bir anlatısı- olduğunu var saymak, belki de retorik bir yanılsamadır.” Pierre Bourdieu
Arşivi Parçalamak: Bir Osmanlı Ailesinde Temsil, Kimlik Hafıza, yaşamöyküsünün tıpkı arşiv gibi, kimi zaman birbirinden kopuk, rastlantısal, irrasyonel, kurgulanmış ve filtrelenmiş bir olaylar yığını olduğu fikrinden ilerler. Geç Osmanlı döneminden Türkiye Cumhuriyeti’ne üç kuşağı kapsayan ve Hatice Gonnet Bağana tarafından SALT Araştırma’ya bağışlanan Said Bey Arşivi’nin 1900-1940 dönemine odaklanır.
Sergi, karmaşık bir geçiş sürecinde bir ailenin kendisini yazı, fotoğraf, anlatı, müzik ve nesnelerle nasıl ifade ve temsil ettiğini anlamaya çalışır. Aile üyelerinin kendi hafızalarını nasıl oluşturduğu ve sakladığını; bu hafızanın erken cumhuriyetin kurulmakta olan ulusal anlatısıyla nasıl iç içe geçtiğini, kendi sınırlarını çizerek kimliklerini nasıl kurguladığını ve kimleri birer öteki olarak bu sınırların dışında bıraktığını inceleme olanağı sağlar. Ayrıca, biyografi ve tarih yazımının olanak ve engellerini tartışmayı, bunları mümkün olduğunca şeffaflaştırmayı amaçlar. Arşiv ve biyografiye atfedilen bütünsellik, düzen, yalıtılmışlık ve mahremiyetin antitezini “parçalamak” kelimesiyle vurgular.
Arşivi Parçalamak, bir tarih ve arşiv sergisi olduğu kadar bir tarih yazımı ve arşivcilik sergisi, bir tarih yazımı denemesidir.
Said Bey kimdir?
Mehmed Said Bey (1865-1928), Mekteb-i Sultânî (bugünkü Galatasaray Lisesi) mezunlarındandır; aynı okulda hocalık yapar, sarayda tercüman olarak çalışır. Evinde bir piyano bulunur, her gün neler yaptığını ajandasına not alır, sinemaya gitmeyi sever, çocukları bir matmazelden Fransızca dersi alır, 1920’lerde ailesiyle Şişli’de bir apartman dairesine taşınır. Fransız tarihçiler François Georgeon ve Paul Dumont’un tanımıyla adeta bir “İstanbullu burjuva karikatürü”dür.
Ece Zerman’ın yüksek lisans tezinden yola çıkarak kavramsallaştırdığı bu proje, SALT’ın “Açık Arşiv” serisi kapsamında geliştirildi. Serginin tasarımı Future Anecdotes Istanbul tarafından gerçekleştirildi.
Osmanlıca transkripsiyon: Sinem Gülmez
Fransızcaya çeviri: Noémi Lévy Aksu
İngilizceye çeviri: R. Aslıhan Aksoy Sheridan, Michael D. Sheridan
İllüstrasyon: Sait Mingü
Animasyon: Boran Güney
Mehmed Said Bey (1865-1928), Mekteb-i Sultânî (bugünkü Galatasaray Lisesi) mezunlarındandır; aynı okulda hocalık yapar, sarayda tercüman olarak çalışır. Evinde bir piyano bulunur, her gün neler yaptığını ajandasına not alır, sinemaya gitmeyi sever, çocukları bir matmazelden Fransızca dersi alır, 1920’lerde ailesiyle Şişli’de bir apartman dairesine taşınır. Fransız tarihçiler François Georgeon ve Paul Dumont’un tanımıyla adeta bir “İstanbullu burjuva karikatürü”dür.
Ece Zerman’ın yüksek lisans tezinden yola çıkarak kavramsallaştırdığı bu proje, SALT’ın “Açık Arşiv” serisi kapsamında geliştirildi. Serginin tasarımı Future Anecdotes Istanbul tarafından gerçekleştirildi.
Osmanlıca transkripsiyon: Sinem Gülmez
Fransızcaya çeviri: Noémi Lévy Aksu
İngilizceye çeviri: R. Aslıhan Aksoy Sheridan, Michael D. Sheridan
İllüstrasyon: Sait Mingü
Animasyon: Boran Güney