Arşiv Belgelerinde 1957 São Paulo Bienali Türkiye Sergisi*
AYNUR GÜRLEMEZ ARI
5 Ağustos 2021
Bu fotoğraf 1957’deki São Paulo Bienali Türkiye Sergisi’ni en iyi özetleyen fotoğraflardan biri.1 Eserlerin tümü ilk bakışta seçilemese de hemen önde İlhan Koman, Zühtü Müridoğlu ve Hadi Bara’nın heykellerini ayırt etmek mümkün. Arkadaki panolarda ise Sabri Berkel ve Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun resimleri, oldukça sade bir düzende yan yana dizilmiş. Türkiye’nin São Paulo Bienali’ndeki ilk ulusal sergisi, mimar Oscar Niemeyer’ın tasarladığı ve bugün Brezilya’nın modernist mimarisinin simgesi olan Ciccillo Matarazzo Pavyonu’nda sergilenmekte. Ben de konuya Türkiye’ye gönderilen bienal davetlerinde imzası olan, São Paulo Modern Sanatlar Müzesi’nin (1948) ve São Paulo Bienali’nin kurucusu (1951) Ciccillo Matarazzo’dan2 bahsederek başlamak istiyorum.
Bienal Arşivleri’ndeki belgelere göre Ciccillo Matarazzo Türkiye’ye ilk resmi bienal davetini, 1953’te gerçekleşecek II. Bienal için gönderir.3 Tutkuyla takip ettiği Venedik Bienali’ni rol model alan Matarazzo’nun sergileme modelinin yanı sıra Venedik Bienali’nin davet protokolünü de bire bir uyguladığı görülmektedir: Daveti önce Ankara’daki Dışişleri Bakanlığı Kültür İşleri Müdürlüğü’ne, sonra Rio de Janerio bulunan Türkiye Brezilya Büyükelçiliği’ne iletir. Türkiye’nin cevabı sekiz ay sonra netleşir: “Türkiye idari nedenlerle 1953 bienaline katılamayacaktır”.4 Aynı davet iki sene sonra gerçekleşecek 1955 bienali için tekrar edildiyse de Türkiye’den gelen cevap yine olumsuz olarak bildirilir.5
Türkiye’nin katılmaya karar verdiği ve olumlu döndüğü ilk davet 1957’deki 4. São Paulo Bienali olur.6 Bu davetlerin gönderildiği Rio de Janeiro’daki Türkiye Büyükelçisi, yüksek mimar Tarık Carım’ın babası Fuad Carım’dır. İlginç bir tesadüf olarak Türk Grup Espas’ın kurucularından olan Tarık Carım o dönemde Brezilya’da bulunmakta (1955-1956) ve Oscar Niemeyer atölyesinde mimari ve şehircilik üzerine çalışmaktadır.7
Nuri İyem’in Sergilenmeyen Eserleri
Sergiye resimleriyle katılan sanatçılar Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Sabri Berkel; heykelleriyle katılan sanatçılar Hadi Bara, İlhan Koman ve Zühtü Müridoğlu olur.8 Nuri İyem ne sergi kataloğunda ne de fotoğraflarda yoktur. Fakat arşiv belgeleri incelendiğinde Nuri İyem’in de sergiye katılacak sanatçılar arasında yer aldığı görülür. Katılan tüm sanatçılarla birlikte Nuri İyem’e ait eser bilgileri ve sanatçı biyografisi gibi detaylar sergi dosyasında yer alır.9 Hatta Sabri Berkel, bienal kataloğu için yazdığı ilk sunuş yazısında Nuri İyem’den de bahsetmiş, fakat katalog baskısında Nuri İyem için yazılan paragraf çıkarılmıştır.10 Buna ek olarak Nuri İyem sergiden çıkarıldıktan sonra, beşe düşen sanatçı sayısına rağmen katalog metninde Türkiye’nin altı sanatçı ile sergiye katıldığını söyleyen ifadenin düzeltilmediği görülür.11 Bir başka araştırmanın konusu olmakla birlikte bu önemli tespit, Nuri İyem’in oğlu Ümit İyem’e anlattıklarıyla örtüşmektedir.12 Sanat çevrelerinde yaşandığı söylenen bu son dakika değişikliği böylece belgelerle kesinlik kazanmış olur. Durumun fiziksel bir aksaklıktan mı kaynaklandığı, yoksa iddia edildiği gibi Nuri İyem’in isteği dışında sergiden çekilip çekilmediği tartışmaları, konuya ait daha fazla belge bulunmasıyla netleşecektir.
Modern Kategorisinin En İyi Temsilcileri
Sergiyi düzenleyen kurum İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi, sergi komiseri ise Sabri Berkel’dir.13 Türkiye kendisine ayrılan yedi numaralı salonda 10’u resim, 9’u heykel olmak üzere toplam 19 eserle katılır.14 Sergiye katılan eserlerle ilgili ilk izlenim Güzel Sanatlar Akademisi’nin yeni arayışlara, modern ve soyut denemelere öncelik verdiği yönündedir. Akademi’nin taşıdığı klasik anlayışı sergilemekten uzaklaşmış olduğu, Sabri Berkel tarafından kaleme alınan katalog yazısında da detaylıca ifade edilmiştir.
“…Mevcut Türk sanatını iki ana eğilime ayıracak olursak, bir yandan müze sanatına tutkulu realistlerin, diğer yandan yeni formlar arayan ve icat etmek isteyenlerin geleceğe baktığını görürüz.
Türkiye, IV. São Paulo Bienali’ne ilk katılımı için, “modern” kategorinin en iyi temsilcilerinden otuz ile elli yaşları arasında altı sanatçı seçti..”15
Sergiye katılan sanatçıların yaşları 30 ila 50 yaş arasında değişmektedir. 1907 doğumlu olan Sabri Berkel, sergiye katıldığında 50 yaşındadır ve yazısında kendinden bahsederken nesil olarak “bir anlamda eski sanatçılar arasında yer alan” tanımlamasını kullanır.16 Fakat sanatsal üslubunu tanımlarken ait olduğu nesilden kendini ayrıştırır; kendi sözleriyle Berkel, “kompleksten basite ulaşmak için kendini daha sade sembollerle ifade etme” çabasındadır.17 Berkel’in sergilenen eserleri siyah konturların tuval yüzeyinde kesintisiz şekilde dolaşmasıyla resmedilmiş soyut kompozisyonlardır. İstanbul Resim ve Heykel Müzesi koleksiyonunda olduğu tahmin edilen beş eseri de yaklaşık 160x130 cm ölçülerinde olup tuval üzerine yağlı boyadır.18
Türkiye’yi resimleriyle bienalde temsil eden diğer ressam Bedri Rahmi Eyüboğlu’dur. Sabri Berkel, katalog yazısında Bedri Rahmi’yi sunarken “Anadolu folklorunun modernleşmesinden yanadır. Popüler sanatın motif ve renklerine dayanan eserleri karakter bakımından çok özeldir” yorumunda bulunmuştur.19 Nitekim Bedri Rahmi beş resminin üçünde Anadolu kadınını resmetmiş , detaylarda ise Anadolu kültürünü ve yerel kültür öğelerini kullanmayı tercih etmiştir.
Sergi üzerine konuşacak kuşkusuz çok fazla detay bulunsa da fotoğraflarda bizi en çok heyecanlandıran sergideki heykellerdir. Özellikle yazılı kaynaklardan bildiğimiz fakat arşiv/görsel yokluğu sebebiyle şehir efsanesine dönüşen Zühtü Müridoğlu’nun Bilinmeyen Siyasi Esir isimli heykeli São Paulo Bienali’nde karşımıza çıkar. Aynı zamanda bu heykel Londra Çağdaş Sanatlar Enstitüsü’nün 1953 yılında düzenlediği Monument to the Unknown Political Prisoner başlıklı yarışmada Zühtü Müridoğlu’nun ödül alan eseridir.20 Müridoğlu heykelini yarışmadan dört yıl sonra Bilinmeyen Siyasi Esir etiketiyle São Paulo Bienali’ne dâhil etmiştir.21 Bienal bitiminde Müridoğlu’nun bu ödüllü heykeli New York’taki Modern Sanatlar Müzesi (MoMA) tarafından satın alınır ve müze koleksiyonuna dahil edilir.
Türk Grup Espas’ın İzleri
Bir diğer fotoğrafta Hadi Bara’nın büyük dikdörtgen sac heykeli salonun tam merkezinde sergilenirken görünmektedir. 1954 yılı sonrasında sanatçının farklı versiyonlarını ürettiği bu heykel 1950’li yıllarda heykel sanatında önemli etkiler yaratan plastik sanatlar sentezi düşüncesiyle uygunluk gösterir.22 Bilindiği gibi Hadi Bara ile birlikte İlhan Koman ve mimar Tarık Carım bu görüş üzerinde odaklanarak soyut sanat anlayışını savunan Türk Grup Espas’ı kurmuş ve eserlerini bu görüş doğrultusunda üretmişlerdir.23 São Paulo Bienali’nde Heykel adıyla sergilenen heykel, bugün Ankara Resim ve Heykel Müzesi’nde görülebilmektedir.
Aynı fotoğrafta İlhan Koman’ın Heykel-Çubuk adını verdiği çalışması göze çarpar. Heykel aslında sanatçının 1958 yılında gerçekleşecek Brüksel Sergisi için yapmayı planladığı ve Pylon adını verdiği 16 metrelik heykelinin maketidir. İlhan Koman İnsanlık Hizmetinde konulu Brüksel Sergisi için 16 metre yüksekliğinde bir heykel tasarlamış ve bu tasarısını 2 metre 80 cm yüksekliğinde bir makete aktarmıştır.24 Arkitekt Dergisi Brüksel’de inşa edilecek bu dev heykeli ve São Paulo Bienali’nde sergilenen maketi detaylıca anlatır.25 Dolayısıyla tüm bu belgelere göre Koman’ın Pylon‘u Brüksel’den önce São Paulo Bienali’nde izleyiciyle buluşmuş görünmektedir. Hadi Bara’nın heykelinde olduğu gibi bu heykel de Koman’ın üyesi olduğu Türk Grup Espas’ın ortaya koyduğu görüşler doğrultusunda üretilmiştir.
İlhan Koman’ın bir diğer heykeli Panel Seperatör etiketiyle sergilenir. Sanatçının eski pencere demirlerinden yararlanarak gerçekleştirdiği eser, ulusal kaynaklarda Memleketimde Tan Yeri veya Ülkemin Güneşi adlarıyla bilinmektedir. Koman’ın bu heykeli de Zühtü Müridoğlu’nun heykeli gibi New York’ta bulunan Modern Sanatlar Müzesi (MoMa) tarafından bienal sırasında satın alınır ve müze koleksiyonuna dâhil edilir.26 Her iki eser daha sonra 1959’da müze tarafından düzenlenen Recent Acquisitions: Painting and Sculpture [Son Satın Alımlar: Resim ve Heykel] sergisinde sergilenmiştir.27 Aşağıdaki fotoğraflarda Koman’ın Panel Separatör‘ü São Paulo Bienali’nde ve New York’taki Modern Sanatlar Müzesi’nde (MoMA) farklı tarihlerde sergilenirken görülmektedir.
Müzeye ait belgelere göre heykel satın alınırken Partition olarak kaydedilmiş, daha sonra adı My Country’s Sun28 olarak değiştirilmiştir. Burada ilginç olan detay, İlhan Koman’ın heykelinin, müzenin Mimarlık Bölümü Direktörü ve Mütevelli Heyeti Üyesi mimar Philip Johnson fonuyla29 müze koleksiyonuna dâhil edilmesidir. İlhan Koman’ın Panel Separatör‘ü Philip Johnson’un koleksiyona yaptığı bağışlardan biri olarak belgelerde belirir.
1957’deki 4. São Paulo Bienali Türkiye Sergisi, bize sanat tarihimizdeki bu döneme uluslararası sanatçı diyalogları üzerinden bakmamız gerektiğini işaret eden bir sergidir. İlhan Koman heykelinin Philip Johnson fonuyla müze koleksiyonuna dâhil edilmiş olması, sanat ve mimarlık üretiminde etkin olan bu isimlerin birbiriyle olan etkileşimlerini ve 1950 sonrası uluslararası diyaloglarla şekillenen çağdaş Türk sanatını akla getirir. Aynı zamanda Türk Grup Espas üyelerinin varlığı ve plastik sanatlar sentezi düşüncesi sergide oldukça belirgindir. Dolayısıyla 4. São Paulo Bienali’ne yer alan Türkiye Sergisi’nin bugün bize arşivler üzerinden gösterdiği tüm bu detaylar Türk sanatında yaşanan modernizmin, dünyadaki yeni açılımlarına nasıl dahil olduğunu göstermesi açısından önemlidir.
*Bu araştırma SALT Araştırma’nın desteğiyle gerçekleştirilmiş, yazarın Ege Üniversitesi Sanat Tarihi Dergisi, Nisan 2021 sayısında yayımlanan “1957 São Paulo Bienali Türkiye Sergisi” başlıklı makalesinden derlenmiştir. Söz konusu makale için: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1424357
Bienal Arşivleri’ndeki belgelere göre Ciccillo Matarazzo Türkiye’ye ilk resmi bienal davetini, 1953’te gerçekleşecek II. Bienal için gönderir.3 Tutkuyla takip ettiği Venedik Bienali’ni rol model alan Matarazzo’nun sergileme modelinin yanı sıra Venedik Bienali’nin davet protokolünü de bire bir uyguladığı görülmektedir: Daveti önce Ankara’daki Dışişleri Bakanlığı Kültür İşleri Müdürlüğü’ne, sonra Rio de Janerio bulunan Türkiye Brezilya Büyükelçiliği’ne iletir. Türkiye’nin cevabı sekiz ay sonra netleşir: “Türkiye idari nedenlerle 1953 bienaline katılamayacaktır”.4 Aynı davet iki sene sonra gerçekleşecek 1955 bienali için tekrar edildiyse de Türkiye’den gelen cevap yine olumsuz olarak bildirilir.5
Türkiye’nin katılmaya karar verdiği ve olumlu döndüğü ilk davet 1957’deki 4. São Paulo Bienali olur.6 Bu davetlerin gönderildiği Rio de Janeiro’daki Türkiye Büyükelçisi, yüksek mimar Tarık Carım’ın babası Fuad Carım’dır. İlginç bir tesadüf olarak Türk Grup Espas’ın kurucularından olan Tarık Carım o dönemde Brezilya’da bulunmakta (1955-1956) ve Oscar Niemeyer atölyesinde mimari ve şehircilik üzerine çalışmaktadır.7
Nuri İyem’in Sergilenmeyen Eserleri
Sergiye resimleriyle katılan sanatçılar Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Sabri Berkel; heykelleriyle katılan sanatçılar Hadi Bara, İlhan Koman ve Zühtü Müridoğlu olur.8 Nuri İyem ne sergi kataloğunda ne de fotoğraflarda yoktur. Fakat arşiv belgeleri incelendiğinde Nuri İyem’in de sergiye katılacak sanatçılar arasında yer aldığı görülür. Katılan tüm sanatçılarla birlikte Nuri İyem’e ait eser bilgileri ve sanatçı biyografisi gibi detaylar sergi dosyasında yer alır.9 Hatta Sabri Berkel, bienal kataloğu için yazdığı ilk sunuş yazısında Nuri İyem’den de bahsetmiş, fakat katalog baskısında Nuri İyem için yazılan paragraf çıkarılmıştır.10 Buna ek olarak Nuri İyem sergiden çıkarıldıktan sonra, beşe düşen sanatçı sayısına rağmen katalog metninde Türkiye’nin altı sanatçı ile sergiye katıldığını söyleyen ifadenin düzeltilmediği görülür.11 Bir başka araştırmanın konusu olmakla birlikte bu önemli tespit, Nuri İyem’in oğlu Ümit İyem’e anlattıklarıyla örtüşmektedir.12 Sanat çevrelerinde yaşandığı söylenen bu son dakika değişikliği böylece belgelerle kesinlik kazanmış olur. Durumun fiziksel bir aksaklıktan mı kaynaklandığı, yoksa iddia edildiği gibi Nuri İyem’in isteği dışında sergiden çekilip çekilmediği tartışmaları, konuya ait daha fazla belge bulunmasıyla netleşecektir.
Modern Kategorisinin En İyi Temsilcileri
Sergiyi düzenleyen kurum İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi, sergi komiseri ise Sabri Berkel’dir.13 Türkiye kendisine ayrılan yedi numaralı salonda 10’u resim, 9’u heykel olmak üzere toplam 19 eserle katılır.14 Sergiye katılan eserlerle ilgili ilk izlenim Güzel Sanatlar Akademisi’nin yeni arayışlara, modern ve soyut denemelere öncelik verdiği yönündedir. Akademi’nin taşıdığı klasik anlayışı sergilemekten uzaklaşmış olduğu, Sabri Berkel tarafından kaleme alınan katalog yazısında da detaylıca ifade edilmiştir.
“…Mevcut Türk sanatını iki ana eğilime ayıracak olursak, bir yandan müze sanatına tutkulu realistlerin, diğer yandan yeni formlar arayan ve icat etmek isteyenlerin geleceğe baktığını görürüz.
Türkiye, IV. São Paulo Bienali’ne ilk katılımı için, “modern” kategorinin en iyi temsilcilerinden otuz ile elli yaşları arasında altı sanatçı seçti..”15
Sergiye katılan sanatçıların yaşları 30 ila 50 yaş arasında değişmektedir. 1907 doğumlu olan Sabri Berkel, sergiye katıldığında 50 yaşındadır ve yazısında kendinden bahsederken nesil olarak “bir anlamda eski sanatçılar arasında yer alan” tanımlamasını kullanır.16 Fakat sanatsal üslubunu tanımlarken ait olduğu nesilden kendini ayrıştırır; kendi sözleriyle Berkel, “kompleksten basite ulaşmak için kendini daha sade sembollerle ifade etme” çabasındadır.17 Berkel’in sergilenen eserleri siyah konturların tuval yüzeyinde kesintisiz şekilde dolaşmasıyla resmedilmiş soyut kompozisyonlardır. İstanbul Resim ve Heykel Müzesi koleksiyonunda olduğu tahmin edilen beş eseri de yaklaşık 160x130 cm ölçülerinde olup tuval üzerine yağlı boyadır.18
Türkiye’yi resimleriyle bienalde temsil eden diğer ressam Bedri Rahmi Eyüboğlu’dur. Sabri Berkel, katalog yazısında Bedri Rahmi’yi sunarken “Anadolu folklorunun modernleşmesinden yanadır. Popüler sanatın motif ve renklerine dayanan eserleri karakter bakımından çok özeldir” yorumunda bulunmuştur.19 Nitekim Bedri Rahmi beş resminin üçünde Anadolu kadınını resmetmiş , detaylarda ise Anadolu kültürünü ve yerel kültür öğelerini kullanmayı tercih etmiştir.
Sergi üzerine konuşacak kuşkusuz çok fazla detay bulunsa da fotoğraflarda bizi en çok heyecanlandıran sergideki heykellerdir. Özellikle yazılı kaynaklardan bildiğimiz fakat arşiv/görsel yokluğu sebebiyle şehir efsanesine dönüşen Zühtü Müridoğlu’nun Bilinmeyen Siyasi Esir isimli heykeli São Paulo Bienali’nde karşımıza çıkar. Aynı zamanda bu heykel Londra Çağdaş Sanatlar Enstitüsü’nün 1953 yılında düzenlediği Monument to the Unknown Political Prisoner başlıklı yarışmada Zühtü Müridoğlu’nun ödül alan eseridir.20 Müridoğlu heykelini yarışmadan dört yıl sonra Bilinmeyen Siyasi Esir etiketiyle São Paulo Bienali’ne dâhil etmiştir.21 Bienal bitiminde Müridoğlu’nun bu ödüllü heykeli New York’taki Modern Sanatlar Müzesi (MoMA) tarafından satın alınır ve müze koleksiyonuna dahil edilir.
Türk Grup Espas’ın İzleri
Bir diğer fotoğrafta Hadi Bara’nın büyük dikdörtgen sac heykeli salonun tam merkezinde sergilenirken görünmektedir. 1954 yılı sonrasında sanatçının farklı versiyonlarını ürettiği bu heykel 1950’li yıllarda heykel sanatında önemli etkiler yaratan plastik sanatlar sentezi düşüncesiyle uygunluk gösterir.22 Bilindiği gibi Hadi Bara ile birlikte İlhan Koman ve mimar Tarık Carım bu görüş üzerinde odaklanarak soyut sanat anlayışını savunan Türk Grup Espas’ı kurmuş ve eserlerini bu görüş doğrultusunda üretmişlerdir.23 São Paulo Bienali’nde Heykel adıyla sergilenen heykel, bugün Ankara Resim ve Heykel Müzesi’nde görülebilmektedir.
Aynı fotoğrafta İlhan Koman’ın Heykel-Çubuk adını verdiği çalışması göze çarpar. Heykel aslında sanatçının 1958 yılında gerçekleşecek Brüksel Sergisi için yapmayı planladığı ve Pylon adını verdiği 16 metrelik heykelinin maketidir. İlhan Koman İnsanlık Hizmetinde konulu Brüksel Sergisi için 16 metre yüksekliğinde bir heykel tasarlamış ve bu tasarısını 2 metre 80 cm yüksekliğinde bir makete aktarmıştır.24 Arkitekt Dergisi Brüksel’de inşa edilecek bu dev heykeli ve São Paulo Bienali’nde sergilenen maketi detaylıca anlatır.25 Dolayısıyla tüm bu belgelere göre Koman’ın Pylon‘u Brüksel’den önce São Paulo Bienali’nde izleyiciyle buluşmuş görünmektedir. Hadi Bara’nın heykelinde olduğu gibi bu heykel de Koman’ın üyesi olduğu Türk Grup Espas’ın ortaya koyduğu görüşler doğrultusunda üretilmiştir.
İlhan Koman’ın bir diğer heykeli Panel Seperatör etiketiyle sergilenir. Sanatçının eski pencere demirlerinden yararlanarak gerçekleştirdiği eser, ulusal kaynaklarda Memleketimde Tan Yeri veya Ülkemin Güneşi adlarıyla bilinmektedir. Koman’ın bu heykeli de Zühtü Müridoğlu’nun heykeli gibi New York’ta bulunan Modern Sanatlar Müzesi (MoMa) tarafından bienal sırasında satın alınır ve müze koleksiyonuna dâhil edilir.26 Her iki eser daha sonra 1959’da müze tarafından düzenlenen Recent Acquisitions: Painting and Sculpture [Son Satın Alımlar: Resim ve Heykel] sergisinde sergilenmiştir.27 Aşağıdaki fotoğraflarda Koman’ın Panel Separatör‘ü São Paulo Bienali’nde ve New York’taki Modern Sanatlar Müzesi’nde (MoMA) farklı tarihlerde sergilenirken görülmektedir.
Müzeye ait belgelere göre heykel satın alınırken Partition olarak kaydedilmiş, daha sonra adı My Country’s Sun28 olarak değiştirilmiştir. Burada ilginç olan detay, İlhan Koman’ın heykelinin, müzenin Mimarlık Bölümü Direktörü ve Mütevelli Heyeti Üyesi mimar Philip Johnson fonuyla29 müze koleksiyonuna dâhil edilmesidir. İlhan Koman’ın Panel Separatör‘ü Philip Johnson’un koleksiyona yaptığı bağışlardan biri olarak belgelerde belirir.
1957’deki 4. São Paulo Bienali Türkiye Sergisi, bize sanat tarihimizdeki bu döneme uluslararası sanatçı diyalogları üzerinden bakmamız gerektiğini işaret eden bir sergidir. İlhan Koman heykelinin Philip Johnson fonuyla müze koleksiyonuna dâhil edilmiş olması, sanat ve mimarlık üretiminde etkin olan bu isimlerin birbiriyle olan etkileşimlerini ve 1950 sonrası uluslararası diyaloglarla şekillenen çağdaş Türk sanatını akla getirir. Aynı zamanda Türk Grup Espas üyelerinin varlığı ve plastik sanatlar sentezi düşüncesi sergide oldukça belirgindir. Dolayısıyla 4. São Paulo Bienali’ne yer alan Türkiye Sergisi’nin bugün bize arşivler üzerinden gösterdiği tüm bu detaylar Türk sanatında yaşanan modernizmin, dünyadaki yeni açılımlarına nasıl dahil olduğunu göstermesi açısından önemlidir.
*Bu araştırma SALT Araştırma’nın desteğiyle gerçekleştirilmiş, yazarın Ege Üniversitesi Sanat Tarihi Dergisi, Nisan 2021 sayısında yayımlanan “1957 São Paulo Bienali Türkiye Sergisi” başlıklı makalesinden derlenmiştir. Söz konusu makale için: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1424357
- 1.Makalede kullanılan görseller São Paulo Bienali Vakfı, Wanda Svevo Tarihi Arşivleri'ne (Fundação Bienal de São Paulo/FBSP, Arquivo Histórico Wanda Svevo/AHWS) aittir. Faydalanılan yazışmalar arşiv içinde Francisco Matarazzo Sobrinho/FMS fonu içinde yer almaktadır. Kurumlar için belirtilen kısaltmalar kullanılmıştır.
- 2.Asıl adı Francisco Matarazzo Sobrinho (1898-1977) olan İtalyan asıllı sanayici.
- 3."3 de Outubro de 1952, Francisco Matarazzo Sobrinho, São Paulo – Chief of Cultural Relations of the Ministry of Foreign Relations, Ankara, IIBSP/356", FMS ve ayrıca "6 de Outubro de 1952, Francisco Matarazzo Sobrinho, São Paulo – Fuad Carim, Embaixador da Turquia no Brasil, Embaixada da Turquia, Rio de Janeiro, IIBSP/371", FMS.
- 4."12 de Junho de 1953, Antonio Fantinato Neto, Ankara – Francisco Matarazzo Sobrinho, São Paulo, 12/53", FMS.
- 5."4 de Agosto de 1954, Theodemiro Tostes, Chefe da Divisão Cultural, Rio de Janeiro – Arturo Profili, Secretaria da IIIa. Bienal, São Paulo, DCI/540.3", FMS.
- 6."2 de Abril de 1957, J.O. Meira Penna, Chefe da Divisão Cultural – F. M. Sobrinho, São Paulo, DCI/540.3", FMS.
- 7.M. Tarık Carım Resim Sergisi, Edpa Sanat Galerisi, Sergi Davetiyesi, 1988.
- 8.Catálogo Geral IV. Bienal do Museu de Arte Moderna de São Paulo, Primeira Edição: São Paulo, 1957, ss. 376-377.
- 9."Undated-1957, Notas biográficas dos artistas participantes da IV Bienal de São Paulo", FSM.
- 10.Catálogo Geral, ss. 375-377.
- 11."...para a sua primeira participação da IV Bienal de São Paulo, a Turquia escolheu seis artistas...", age, s. 375.
- 12.Aynur Gürlemez Arı, Venedik Bienali'nde Türkiye (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Yıldız Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019, İstanbul. Tez içinde bkz. "1 Nisan 2017 Tarihinde Ümit İyem ile Yapılan Görüşme", ss. 513-514.
- 13.Catálogo Geral, s. 375.
- 14.age, ss. 376-377.
- 15.age, s. 375.
- 16.age.
- 17.age.
- 18.age, s. 376.
- 19.age, s. 375.
- 20.Cengiz Çekil, Zühtü Müridoğlu ve Sanatı (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ege Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, 1982, İzmir, Fotoğraflar XIII.
- 21.Catálogo Geral, s. 377.
- 22.1951 yılında André Bloc tarafından Paris'te kurulan Groupe Espace, Le Corbusier'nin düşüncelerine uygun olarak plastik sanatlar sentezini hedeflenmiştir. Plastik sanatlar sentezi, temelde mimari bir anlayıştan çıkarak tasarım, endüstriyel obje ve plastiğe kadar tüm üretimin ortak bir birlik sağlayacak şekilde yapılmasını amaçlayan bir düşüncedir. Türk Grup Espas'ın heykel sanatına yansımaları için bkz. Ömer Eren Koyunoğlu, Türkiye'de Heykel Sanatının Çağdaşlaşma Süreci 1950-1980 (Doktora Tezi), Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018, İstanbul.
- 23.Koyunoğlu, Ö.E., s. 148.
- 24.Selda Bancı, Turkish Pavilion In The Brussels Expo'58: A Study On Architectural Modernization In Turkey During The 1950s (Master Thesis) METU/The Graduate School of Social Sciences, 2009, Ankara, s. 89.
- 25.Hadi Bara, "São Paulo Bienali", Arkitekt Dergisi, Sayı: 286, 1957, ss. 27-28.
- 26.KOMAN, Ilhan. MoMa, Recent Acquisitions Exhibition, Jan30-Apr19/1959, Master Checklist, 3.
- 27.MoMa, Recent Acquisitions Exhibition, Jan30-Apr19/1959, Master Checklist, 3-4. Ayrıca İlhan Koman 1959 yılındaki bu sergiden müzenin koleksiyon müdürü Alfred H. Barr Jr. tarafından kaleme alınan, 10 Ekim 1960 tarihli bir yazışmayla haberdar edilmiştir.
- 28."Selected Gifts of Philip Johnson to The Museum of Modern Art", Philip Johnson and the Museum of Modern Art, New York: Museum of Modern Art, 1998, s. 154.
- 29.Philip Johnson kendine ait bu fon ile müzeye resim, heykel, çizim, baskı, fotoğraf, mimari çizim ve tasarım nesnelerinden oluşan 350'den fazla eser vermiştir. İlgili yayın için bkz. Philip Johnson and the Museum of Modern Art, New York: Museum of Modern Art, 1998.