"Çay ve Kömür" Üzerine

Eliza Proctor

6 Aralık 2022

Proctor 1 Eliza Proctor’un <i>Çay ve Kömür</i> işinden detay, <i>Seretonin II</i> (1992), Yedikule Gazhanesi, İstanbul
Sanatçının izniyle
Eliza Proctor’un Çay ve Kömür işinden detay, Seretonin II (1992), Yedikule Gazhanesi, İstanbul
Sanatçının izniyle
*1992 yılında Yedikule Gazhanesi’nde gerçekleştirilen Seretonin II sergisi katılımcılarından Eliza Proctor’un bu yazısı, Salt’ın Sahnede 90’lar sergisinde arşivsel malzemelerle ele alınan etkinliğin kolektif ruhuna ithafen, Ekim 2022’de kaleme alınmış ve Cüneyt Bender tarafından Türkçeleştirilmiştir.

Seretonin II sergisi için Çay ve Kömür‘ü üretmek oldukça etkileyici bir deneyimdi. Daveti alır almaz balıklama daldım… Vasıf’ın [Kortun] beni Arhan’la [Kayar] tanıştırdığını hatırlıyorum. İkisi de çok misafirperverdi! Gazhane’nin kapısından içeri girdikten sonra bazı işçilerle tanışırken gri üzerine siyah ortam karşısında büsbütün afalladığımı hatırlıyorum. Her yer kömür tozuyla kaplıydı. İncelemeye başladım ve oraya defalarca gittim. Birçok fikir üzerinde çalıştım, farklı malzemeler denedim. İşçiler bana karşı hoşgörülüydü. Her yere tırmanıyordum, bekletme tanklarının tepesine, soğutma kulesine, her yere… İşçilerle öğle yemeği yedim, dokuz taş oynadım, çay içtim. Gördüğüm şey, işçilerin kuytu köşelerdeki yeşil bahçelerle yaşamı destekleyen bir ortam yaratma konusundaki olağanüstü kararlılıklarıydı. Asma yapraklarıyla çevrilmiş güzel bir çay bahçeleri vardı, hatta su soğutma kulesinin tepesinde harikulade kırmızı biberler yetiştiriyorlardı! Bu renk cümbüşü şaşırtıcı ve göz kamaştırıcıydı.

Seretoninii Cayvekomur Dokuztas Elizachrisratteworkmen Elizaproctor Eliza Proctor, Gazhane işçileriyle dokuz taş oynarken<br />
Sanatçının izniyle<br />
Eliza Proctor, Gazhane işçileriyle dokuz taş oynarken
Sanatçının izniyle

Gazhane, şehri yanan kömürden elde edilen gazla besliyordu; bu adamlar da üç vardiya hâlinde gece gündüz çalışıyorlardı. İşçilerin günlük besinlerini (bardaklarca çay) cisimleştirerek yaptıkları işten ve çalıştıkları yerden duydukları gururun yanı sıra bu işin sağlıkları üzerindeki olası zararlı etkilerini yansıtmak istedim.

Ana fırın binasındaki beş pencereyi seçtim çünkü pencerelerde cam yoktu, yalnızca çerçeveleri duruyordu. İşçilerin anlattığına göre, bina inşa edildiğinde zarif kemerli pencerelerde cam vardı ancak fırınlar ilk kez ateşlendiğinde bütün mekânı duman kaplamıştı, müdür de dumanın dışarı çıkmasını sağlamak için işçilere tüm camları kırmaları talimatını vermişti. Pencerelerin camlarını bir daha hiç yenilemediler.

Enstalasyonun kurulumu, camlar bir yana, sahada bulduğum hurda malzemelerden yararlanılarak oluşturuldu. Bulduğum sac ve paslanmış çit tellerini kesmek için bir yöntem aradığımda beni komşu mesafedeki Demiryolu Tamirhanesi’ne gönderdiler, orada büyük kesicilerle çalışabildim. Dahası, fazlasıyla deneyimli olmama rağmen, bir işçi projeye destek olmak için kaynak yapmakta ısrar etti.

Açılış gecesi çay demlendi, ben de yukarı tırmanıp çay doldurdum. Gün ışığında, gökyüzünün de desteğiyle, parlak renklerden oluşan bir görüntü elde edildi. 103 işçi için 103 bardak çay. Üç gün içinde, fırınların defalarca ateşlenmesinin ardından enstalasyonun tüm bardaklarındaki çaylar kömür tozuyla karardı… Bir hafta sonra çaylar buharlaşmaya başladı ve giderek daha yoğun biçimde karardı. Sergi kapandığında, artık çamura dönmüşlerdi.

Seretoninii Cayvekomur Openingnightshadow Elizaproctor Eliza Proctor, <i>Seretonin II</i> (1992) sergisinin açılış gecesinden görünüm, Yedikule Gazhanesi, Istanbul<br />
Sanatçının izniyle<br />
<br />
Eliza Proctor, Seretonin II (1992) sergisinin açılış gecesinden görünüm, Yedikule Gazhanesi, Istanbul
Sanatçının izniyle


Sergi açıldıktan kısa süre sonra bazı işçiler yanıma geldi: “Görebiliyoruz. Anlıyoruz,” dediler. Sergiye kendi “sanat eserleriyle” katılmak istediklerini, belediyeden daha kapsamlı sağlık yardımı almak için dilekçe vereceklerini söylediler.
PAYLAŞ